Türkiye'nin AB üyeliği siyasi
platformlarda tartışılırken Mimarlar odası "oybirliğiyle"
Avrupa'da
Avrupa Mimarlar Konseyi (ACE) Mimarlar Odası'nın "ACE gözlemci üyeliği"ni
oybirliğiyle kabul etti...
ACE başkanı Utz Purr Mimarlar Odası Genel Başkanı Oktay Ekinci'ye gönderdiği
21 kasım 2001 tarihli yazısında, bu birlikten duyduğu memnuniyeti bildirerek
türkiye'nin ab üyeliği açısından taşıdığı önemin altını çizdi...
ACE'nin 15-17 kasım 2001'deki viyana toplantısında alınan kararla,
1 ocak 2002'den itibaren mimarlar odası ace'ye gözlemci üye olarak katılacak
ve türkiye'nin avrupa birliği (ab) üyeliği kesinleşince gözlemci statü
otomatikman tam üyeliğe dönüşecek...
Türkiye'nin avrupa birliği aday üyeliği sürecindeki siyasi tartışmaların
tırmandığı bir dönemde, mimarlar odası'nın ACE'ye başvurusunun oybirliğiyle
kabul edilmesi; odamızın mimarlık-şehircilik-kültürel ve doğal mirasın
korunması ve bu konulara öncelik verilen uluslararası ilişkilerindeki yoğunlaşmalar
ile aynı ilişkiler sonucunda 2005 yılındaki dünya mimarlık kongresi'ne
istanbul'da ev sahipliği yapmayı kazanmış olmamızın önemli payı
bulunuyor...
Mimarlar odası'nın ACE'ye gözlemci üye olarak katılmasıyla, türkiye'deki
mimarlık ve şehircilik konularının ve sorunlarının AB deneyimlerinden
yararlanılarak irdelenmesi olanağı sağlanacak; ayrıca AB'ne uyum süreciyle
ilgili yeni düzenlemelerde de bu olanak için, imar, planlama, koruma, şehircilik
ve kültür alanlarında, mimarlar odası kanalıyla değerlendirilmesi fırsatı
bulunacaktır...
Mimarlar Odası'nın bu yeni ve önemli uluslararası misyonuyla ilgili diğer
bilgi ve saptamalar ilişikteki ön raporda özetlenmiş olup, kamuoyuna ve
ilgililere duyurmaktan kıvanç duyduğumuzu bildiririm.
OKTAY EKİNCİ
TMMOB MİMARLAR ODASI
GENEL BAŞKANI
Mimarlar Odası'nın Avrupa Mimarlar Konseyi'ne girişi
1990 yılında kurulan Avrupa Mimarlar Konseyi (Architects' Council of
Europe) ACE, Avrupa Birliği nezdinde mimarları temsil etmektedir. Konsey,
Avrupa Birliğine üye ülkelerin mimarlık meslek örgütlerinden oluşmaktadır.
Ayrıca, Avrupa Birliğine üyelik için başvuran ve aday üyelik statüsünde
olan ülkelerin mimarlık örgütleri de Konseye "gözlemci üye"
olarak katılabilmektedir.
Avrupa Mimarlar Konseyi, AB bünyesinde geliştirilen politikalar ve
uygulamalar kapsamında meslek alanında etkin çalışmalar yürütmekte ve
karar sürecinde etkili olmaktadır. Konsey, uluslararası ortamda da Avrupalı
mimarların ve meslek örgütlerinin temsilcisi konumundadır. Öte yandan
Konseyce 1995'te yayınlanan ve Türkçe çevirisi bugünlerde yayınlanacak
"Beyaz Kitap"ta açıklanan genel politikalar, mesleğin topluma karşı
yükümlülükleri açısından da Konseyin tutarlı bir yaklaşım içinde olduğunu
göstermektedir.
Mimarlar Odası, ülkemizin AB'ne adaylığını dikkate alarak Avrupa
Mimarlar Konseyine katılmak için ilk başvuruyu 1991 yılında yapmıştı. Bu
başvuruya olumlu yanıt alınmamış, daha sonra yapılan başvurular da çeşitli
nedenler ileri sürülerek kabul görmemiş; "kibarca" reddedilmişti.
Bu yıl yaptığımız başvurunun genel kabul görmesi, Konsey İcra Kurulu
ve Genel Kurulda oybirliği ile kabul edilmesi, önemli bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.
Türkiye'nin AB üyeliğine adaylığında, önceki yıllara göre daha ileri
bir konumda olmasına karşın son gelişmeler, Türkiye'nin üyeliğe girişinin
kolay olmayacağını göstermektedir. Böyle bir siyasal ortamda alınan Avrupa
Mimarlar Konseyi'nin kabul kararı, geniş ölçüde Mimarlar Odasının
uluslararası ortamda varlığını daha etkin bir biçimde duyurmasıyla sağlanmıştır.
2005 Dünya Mimarlar Kongresini İstanbul'da düzenlemeyi üstlenen Oda, bölgesel
ve ikili düzeyde de diğer ülkelerin mimarlık meslek örgütleriyle sürekli
ilişkiler kurmuştur. Bu ilişkiler, Mimarlar Odasının ülke içinde sürdürdüğü
çalışmaların, diğer ülkelere duyurulmasında faydalı bir ortam yaratmıştır.
Özetle, Konsey'de oybirliğiyle kabul oyu kullanan AB üyesi örgütler,
Mimarlar Odasını şimdi daha iyi tanımaktadırlar.
Avrupa Mimarlar Konseyine üyelik Mimarlar Odası için iyi değerlendirilmesi
gereken ve olumlu sonuçlar alınabilecek yeni bir aşamanın başlangıcıdır.
Konsey'e girişimizle birlikte yeni bir çalışma alanı da açılmış oluyor.
En azından, AB uyum süreci vb. konularda bugüne kadar genellikle dışında bırakıldığımız
gelişmeleri daha yakından izleme ve müdahale olanağı bulunabilecektir.
Siyasi açıdan Avrupa Birliği ve Türkiye ilişkileri konusunda farklı
yorumlar yapılabilir. Ancak meslek alanımız itibariyle dışında kalamayacağımız
bir süreç esasen 1980'lerden bu yana devam etmektedir. Mimarlar Odasının
Konsey üyeliği böyle bir gelişme sürecinde değerlendirilmelidir.
Arkitera
|