'Deprem 2 saat önceden
belirlenebilir'
Sakarya Üniversitesi Jeofik Mühendisliği Bölüm Başkanı Yrd. Doç Dr.
Can Karavul, depremin iki saat önceden belirlenebileceğini öne sürdü. Yrd.
Doç. Dr. Karavul, depremden önce iyonosfer tabakasında iyon değişimlerinin
meydana geldiğini, bunun da depremin önceden belirlenmesine yardımcı
olabileceğini belirtti.
Bu yöntemle depremin 2 sat önceden bilinebileceğini öne süren Yrd. Doç.
Dr. Karavul, şunları kaydetti:
''Deprem öncesi iyonosfer tabakasında meydana gelen iyon değişmleri yeryüzünde
kurulacak sistemlerle uydu aracılığıyla tespit edilebilir. Bu konuyu 1999
Kasım'ındaki Düzce depremi sonrası gündeme getirdik, ancak göz ardı
edilmişti. Bu sistem Rusya, Çeçenistan ve Japonya'da faal olarak çalışıyor.
Sistem, Sakarya için 100 bin dolara malolur.''
Türkiye'nin üç tektonik sistemin etkisinde olduğunu ifade eden Yrd. Doç.
Dr. Karavul, şöyle devam etti:
''Kuzey Anadolu Fayı, Doğu Anadolu Fayı ve Ege açılma tektoniği olarak
isimlendirdiğimiz bu sistemler, milyonlarca yıldır aktivitelerini sürdürmüşler
ve milyonlarca yıl da aktif olmaya devam edeceklerdir. Bu tektonik sistemlerin
oluşmasındaki en önemli haraket,Arabistan levhasının kuzeye doğru haraketi
sonucunda Anadolu levhasının sıkışmasıyla Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu
fayları oluşmuştur.
Anadolu levhasının batıya doğru kaçışıyla da Ege bölgesinde açılma
tektoniği adını verdiğimiz gerilme alanları meydana gelmektedir. Son yaşanan
Afyon Sultandağı depremi de bu gerilme alanlarının etkisiyle oluşmuştur.''
Yrd. Doç. Dr. Karavul, Kuzey Anadolu Fayı'nın Bingöl Karlıova'dan başlayarak
Saroz Körfez'ne kadar uzandığını belirterek, ''Ancak bu kırık, Bingöl-Akyazı
arasında tek bir çizgi şeklinde gelişmektedir. Akyazı'dan Saroz'a doğru
iki kola ayrılmaktadır. Bu iki kolun Akyazı-Saroz Körfezi arasındaki bölümünün
tamamı Marmara Denizi içinden geçmektedir'' dedi.
Yrd. Doç. Dr. Karavul, açıklamasında şu bilgilere de yer verdi:
''Marmara ve Düzce depremleri ile kırığın Düzce, İstanbul, Adalar arasındaki
kesimi rahatlamıştır. Saroz Körezi'nde olan kesiminde ve Bursa, Bandırma,
Balıkesir, Edremit Körfezi'nden geçen güney kol üzerinde de bir enerji
birikimine neden olmuştur. Biriken bu enerjininaçığa çıkması ise mutlak
suretle Marmara denizi içinde veya güney kolda (Bursa-Bandırma- Balıkesir-Edremit
Körfezi) meydana gelebilecek depremlerle olacaktır.
En fazla stresin kuzey kolda olduğu ve muhtemel depremin Marmara Denizi içinde
meydana geleceği söylenebilir. Ancak güney kolu da gözardı etmemek
gereklidir. Oluşacak bu depremin büyüklüğü konusunda çeşitli araştırıcılar
tarafından farklı görüşler ileri sürülmektedir. Ancak, Marmara Denizi'nin
bir basen yapıya sahip olması ve kırılacak kesimin de (İstanbul Adalar önü,
Tekirdağ Çukurluğu) ortalama 100 kilometre uzunlukta olması nedeniyle büyüklüğünün
7-7.2 civarında olacağı tahmin edilmektedir.''
Hürriyet
|