İstanbul’da ilkel insanların mağarası
400 bin yıl önce insanın
atalarının barındığı İstanbul Halkalı’daki Yarım Burgaz mağarası
definecilerin tahribatıyla karşı karşıya.
Türkiye’nin bugüne kadar bilinen en eski yerleşmesi olan Yarım Burgaz
mağarası, dünyanın da sayılı yerleşmelerinden biri. Hakkettiği değeri görmeyen,
korunmayan ve tanıtılmayan Yarım Burgaz mağarası ve Türkiye’de bunun
gibi korunması gereken arkeolojik eserlerde meydana gelen tahribatı belgelemek
için bir proje hazırlanıyor.
İnsanlık tarihi açısından büyük önem taşıyan bu mağara, İstanbul’un
hemen yanıbaşında olmasına rağmen fazla bilinmiyor. Uzmanlara göre
turistik değeri çok büyük olan Yarım Burgaz mağarası ne korunuyor ne de
tanıtılıyor. Türkiye turizmine büyük katkı sağlayabilecek potansiyele
sahip mağara adeta bir yolgeçen hanına dönmüş.
DEFİNE ARAMAK BOŞ
Afrika’dan kuzeye doğru yola çıkan insanın atalarının uğrak yerlerinden
biri olan bu mağarada define aramak tamamen boş bir çaba. Çünkü bu mağara
arkeologlar için ilk insana dair hazine değerinde ipuçları verse de
definecilerin aradığı cinsten hazineleri barındırmıyor.
Uzmanlara göre ilk insanın göç yolu üzerindeki bu mağarada sadece yaz
aylarında ilkel insanlar konaklamış. Mağarada ilkel insanın temel ihtiyaçlarını
karşılayacak birkaç basit alet bulunmuş.
Fakat definecilerin cehaleti ve yetkililerin vurdumduymazlığı sonucu Yarım
Burgaz’da tahribat sürüyor. Defineciler, kuşak kuşak bıkmadan usanmadan
Yarım Burgaz’da kazılarını sürdürüyor.
Definecilerin bilinçsizce yaptığı kazılar sonucu arkeolojik tabakalar gün
geçtikçe kayboluyor ve mağara koruma altına alınmadıkça bu tahribat süreceğe
benziyor.
Marmara’da höyük katliamı
ANADOLU’DA DA DURUM AYNI
Arkeolojik tahribat tüm Türkiye’de de olanca hızıyla sürüyor. Uzmanlara
bakılırsa Türkiye sahip olduğu tarihi kaynakları büyük bir hızla tahrip
ederek, geleceğe yeni kuşaklara görecek, öğrenecek pek birşey bırakmıyor.
Türkiye’ de tarih bilinci yok denecek kadar az. Antik ören yerleri, tarihi
yapılar, höyükler ya görmezden geliniyor, ya talan ediliyor, ya bilinçsizliğe
kurban ediliyor ya da rant uğruna hiçe sayılarak koca bir tarih yok ediliyor.
TAHRİBAT BELGELENİYOR
Türkiye’deki arkeolojik tarhibatın önüne geçmek isteyen bir grup gönüllü,
Türkiye’nin tarihi zenginliğini tüm boyutlarıyla ortaya koymak ve tahribatı
belgelemek için “Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri Projesi”ni yürütüyor.
"Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri Projesi"nin başında Prof. Oğuz
Tanındı var.
Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri Projesi çalışanları, Türkiye’nin sahip
olduğu bu önemli değerlerin korunabilmesi için bir envanter oluşturuyor.
Bugüne kadar Anadolu ve Trakya’da yapılmış arkeolojik çalışmaları
biraraya topluyor. Projenin başında Prof. Oğuz Tanındı var. Tanındı, ülkeyi
karış karış gezerek var olan zenginliği inceliyor.
BÖLGE BÖLGE TAHRİBAT
“Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri Projesi” TAY 2001 yılı Tahribat
Raporu’nu geçtiğimiz günlerde açıkladı. Rapor, Akdeniz ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerinde tarihi dokuya verilen yoğun tahribatı kapsıyor. Rapora
göre Akdeniz bölgesinde 341 alanda tahribat var. Bunların 109’una acil müdahale
gerekiyor.
Güneydoğu Anadolu’da 174 yerleşmede ürkütücü boyutlarda tahribat var.
Rapor ciddi bir uyarı yapıyor. Eğer Güneydoğu Anadolu’da 36 yerleşim
yerine acil müdahale edilmezse koskoca bir tarih ve ülkenin geçmişine ait önemli
kanıtlar yokolacak.
BARAJ ALTINDA KALANLAR
Güneydoğu Anadolu’da 64 tarihi yerleşim yeride baraj suları altında kalmış.
Hazırlanan raporda tahribat fotoğraflarla belgeleniyor ve tahribatın boyutları
tüm inceliğiyle anlatılıyor. Arkelojik yerleşmelere en büyük zararı
kontrolsüz ve çarpık yapılaşma veriyor.
Yapılaşmanın ardından tarımsal faaliyetlerin verdiği zararlar geliyor.
Mesela binlerce yıllık höyüklerin üzerinde tarım yapılıyor, bir ören
yerinin tam ortasından yol geçiriliyor. Definecilerin, kaçak kazıların,
maden ve ocak çalışmalarının da tarihi alanlara verdiği zararlar önemli
boyutta.
Türkiye’de tarihi dokuya, arkeolojik kalıntılara yönelik tahribat belirli
bir bölgeye yada yapılaşma türüne has değil. Türkiye’de yaygın, yoğun
ve sürekli bir tahribat var.uzmanlar artık herkesin tüm insanlığa ait paha
biçilmez, üzerlerine titrenmesi gereken kültürel değerleri koruma bilincine
varmasını istiyor.
NTVMSNBC
|