Başbakanlık: Deprem raporu bize
gelmedi
Ulusal Deprem Konseyi tarafından hazırlandığı belirtilen ''Ulusal Deprem
Stratejileri'' konulu bir raporun, henüz Başbakanlığa gelmediği bildirildi.
Başbakanlık'tan yapılan yazılı açıklamada, 1999 yılındaki Gölcük
ve Düzce depremlerinden sonra bilim adamları arasında tartışılması
gereken depremle ilgili konuların, basında, uzman olmayan kişilerce kamuoyuna
açıklandığı kaydedildi.
Bu durumun vatandaşları gereksiz yere kaygı ve endişeye sevk etmesi göz
önünde bulundurularak, 21 Mart 2000 tarihinde, 2000/9 sayılı Başbakanlık
Genelgesi ile uzmanlardan oluşan Ulusal Deprem Konseyi'nin kurulduğu ifade
edilen açıklamada, Konseyin, 8'i yer bilimci, 8'i inşaat mühendisi ve 4'ü
diğer alanlarda olmak üzere toplam 20 seçkin bilim adamı ile uzmandan oluştuğu
ve bağımsız olarak görev yaptığı vurgulandı.
Açıklamada, Avrupa Konseyi'nce kabul edilen ''Depremin önceden tahmini ile
ilgili etik kuralları''nda da sorunun tanımlandığı ve kuralların
belirlendiği, her ülkede ''Ulusal Değerlendirme Komitesi'' kurulması önerildiği
kaydedildi.
Türkiye'de kurulan Ulusal Deprem Konseyi'nin, uluslararası kurallara ve dünyadaki
benzerlerine uygun, bağımsız çalışması esas olan bir kuruluş olduğu ve
çalışmalarını da bu doğrultuda sürdürdüğü ifade edildi.
''Konsey tarafından hazırlanmakta olduğu belirtilen Ulusal Deprem
Stratejileri Raporu'nun, Nisan ayında tamamlanacağı'' şeklinde haberler yayınlandığı
ifade edilen açıklamada, bu konuda Başbakanlığa henüz bir şeyin ulaşmadığı
bildirildi. Açıklamada, şöyle denildi:
''Hükümetimiz, Ulusal Deprem Konseyi'nin kurulmasının yanında, biryandan
deprem bölgesinin sağlıklı bir biçimde yeniden yapılandırılmasını sağlarken,
öte yandan olası depremlere hazırlıklı olunması için çeşitli önlemleri
uygulamaya koymuş bulunmaktadır.
Yapı denetim sisteminin yeniden düzenlenmesi, zorunlu deprem sigortasının
kurulması, İstanbul Deprem Acil Müdahale ve Erken Uyarı Projesi oluşturulması,
Afet Hazırlık Eğitim Projesi'nin uygulamaya konulması, arama ve kurtarma
hizmetlerinin etkili ve yaygın bir yapıya kavuşturulması, afet öncesi ve
sonrasında sağlıklı bir eşgüdümün sağlanması amacıyla örgütlenmeye
gidilmesi, bu önlemler arasında yer almaktadır.''
Hürriyet
|