reklam

11 Mart 2002 Pazartesi
Ana Sayfa
>
Haberler

Karayolları’na ‘IMF’ düzenlemesi

Karayolları Genel Müdürlüğü, IMF’ye taahütler uyarınca yenileniyor. Hazırlanan plana göre, programa alınan otoyollar özel sektör katkısıyla tamamlanacak, YİD yanında Yap-Devret ve İşlet sistemi de uygulanacak.

Uluslararası Para Fonu’na (IMF) verilen taahhüt doğrultusunda rasyonelleştirilmesi planlanan kamu kuruluşları arasında yeralan Karayolları Genel Müdürlüğü’nün yeniden yapılandırılmasına yönelik çalışmalar “start” alıyor. Finansman yetersizliği nedeni ile tamamlanamayan ve yatırım programına alınarak yine ödeneksizlik nedeni ile yapımına başlanamayan öncelikli projelerin planlanan sürede tamamlanması amacı, rasyonelleştirme çerçevesinde özel sektör desteği ile ilk etapta Karayolları Genel Müdürlüğü’nün yatırımları için uygulanacak.

Bu doğrultuda Karayolları Genel Müdürlüğü’nce, karayolu ulaştırmasında önümüzdeki yıllarda yaşanacak olumsuzlukların önlenmesi amacı ile hazırlanan “Stratejik Planlama” hedeflerine kısa ve orta vadede işlerlik kazandırılacak.
Karayollarının hazırladığı stratejik planlama raporunda, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün işlevinin yapıldığı ve kuruluşun elindeki tüm projelerin uzun vadeli yapım programlarının hazırlandığı belirtilerek, oluşturulacak yeni yatırım modelleri ile yatırım programında yeralan projelerin planlanan sürede çalışılması için özel sektör katkısının sağlanacağı bildirildi. Plan ile halen otoyol yatırımlarında 12-13 yıl olan yapım süresi ile devlet ve il yolları yatırımlarındaki 19-20 yıllık süreler özel sektör katkısı ile daha kısa sürede bitirilerek ekonomiye kazandırılacak.

ÖZEL SEKTÖR KATILIMI ZORUNLU
Stratejik planlama raporunda, karayolu yatırımlarına özel sektör katılımını zorunlu hale getiren birçok faktörün ortaya çıktığı da vurgulanırken, bu doğrultuda, kamu-özel sektör işbirliğine yönelik yatırım modelleri de belirlendi.
Trafik hacimlerinde görülen büyük artışlara paralel olarak kamu hizmeti olarak görülen karayolu, köprü ve tünellerin yapımı, bakımı ve işletme zorunluluğu, yatırımcı teşkilatlara önemli sorumluluklar yüklediği bildirilen raporda, karayolu yatırımlarının gerçekleştirilmesinde, kamu kaynaklarının kısıtlığı, kamu-özel sektör işbirliğini zorunlu kıldığı görüşüne de dikkat çekildi.

YENİ MODELLER UYGULAMADA
Raporda, kamu-özel sektör finansman modellerinden ilki, yüklenici firmanın projeye finansmanı ve yapımını gerçekleştirerek, sınırsız işletme hakkı elde etmesi olarak “yap-sahip ol ve işlet” modeli olarak yer aldı. Bunun dışında, raporda, halen bazı otoyol ve enerji santrallarında uygulanan, “yap-işlet-devret” modeli ile ödemelerin kamu tarafından daha önce belirlendiği bir formül ya da geçen araç sayısı üzerinden belirlendiği fiyatlarla yapılmasına olanak tanıyan, “Tasarla-yap ve işlet” modeli ve “yap-devret ve işlet” modeli de bulunuyor.
“Yap-devret ve işlet” modelinde, yüklenici firma proje finansmanı ve yapımını gerçekleştirerek ilgili idareye devredecek ve daha sonra mali sorumluluğu firmada kalmak üzere 20-40 yıllık süreler ile işletme hakkını alacak. Bu sürenin bitiminde ise proje bütün hakları ile birlikte kamuya devredilecek. “Kirala-Geliştir ve İşlet” modelinde ise mevcut bir yatırımın kiralanarak, iyileştirilmesi ve kiralama süresince işletilmesi söz konusu. Bu model halen Arjantin ve Brezilya’da çok yaygın olarak uygulanıyor.

ASFALT KAPLAMALI YOL ORANI ARTACAK
Geliştirilen modellerin uygulamaya alınması ve özel sektörün finansman katkısının sağlanması halinde tüm anayolların yaklaşık 30 bin kilometre bölünmüş yol ve gerekli kesimlerde otoyol haline getirilmesinin mümkün olabileceği kaydedilen raporda, bugün sadece yüzde 12 olan asfalt betonu kaplamalı yol oranının yüzde 50’lere çıkarılması da öngörülüyor. Çağın teknolojik gelişimine paralel olarak “akıllı yollar” uygulamalarının ülke geneline yaygınlaştırılması da karayollarının stratejik planı arasında yeralıyor.
Bu hedeflere ulaşılamadığı takdirde, daha büyük sorunların çıkacağı ifade edilen raporda, karayolu motorlu taşıt işletme giderlerinin artacağı, bu durumun mal ve hizmet üreten sektörlerin taşıma maliyetlerini etkileyeceği, ayrıca yolcu ve yük zaman giderlerini arttıracağı da vurgulanıyor.
Türkiye’nin en önemli gelir kaynaklarından turizm sektörüne de olumsuz yönde etkisi olacağına dikkat çekilen raporda, ciddi boyutlara erişmiş olan trafik kazalarının meydana getirdiği maddi ve manevi kayıpların önlenemeyeceği de kaydedildi.
NTVMSNBC

 

Mart 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03
04 05 06 07 08 09 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz