Depremin acı raporu
Ulusal Deprem Konseyi Başkanı Prof. Dr. Tuğrul Tankut, dün düzenlediği
basın toplantısında deprem raporunu açıkladı. ''Deprem bilgi bankası''
oluşturulması ve ''uygulama planı'' hazırlanması gerektiği vurgulanan
raporda, okullar, hastaneler ve tüneller öncelikli olmak üzere var olan yapıların
gözden geçirilmesi, imar affına son verilmesi gerektiğine dikkat çekildi.
Ulusal Deprem Konseyi, bir yıldır çalışmaları süren ''Deprem Zararlarını
Azaltma Ulusal Stratejisi'' başlıklı raporunu açıkladı. ''Deprem bilgi
bankası'' oluşturulması ve ''uygulama planı'' hazırlanması gerektiği
vurgulanan raporda, okullar, hastaneler ve tüneller öncelikli olmak üzere var
olan yapıların gözden geçirilmesi, imar affına son verilmesi gerektiğine
dikkat çekildi.
Ulusal Deprem Konseyi Başkanı Prof. Dr. Tuğrul Tankut , dün düzenlediği
basın toplantısında deprem raporunu açıkladı. Tankut raporda, ayrıntılı
uygulama önerileri yerine, deprem öncesinde yapılması gereken çalışmaların
yer aldığını belirterek raporun hazırlanması aşamasında konsey üyeleri
arasında herhangi bir uyumsuzluğun yaşanmadığını savundu. 7 ana konunun
yer aldığı raporda, şu saptama ve önerilere yer verildi:
Deprem bilgi altyapısı: Sürekli yenilenebilir bir 'deprem bilgi altyapısı
sistemi' oluşturulmalıdır. Şu sırada ülkenin sismotektonik haritası ve
veri tabanı bulunmamaktadır. Depremle ilgili kurum ve kuruluşlar uzun dönemde
ABD Sismolojik Araştırma Kurumları Birliği benzeri bir konsorsiyum çatısı
altında bir araya getirilmelidir. Deprem bilgi bankası oluşturulmalıdır.
Yerleşim yerlerinin deprem güvenliği: Türkiye'de deprem zararlarının aşırı
olmasının başlıca nedeni, gerek imar ve yer seçimi kararlarında gerekse
yapılaşma işlerinde, planlama-projelendirme ve uygulamanın yetersiz olması
ve denetimlerden uzak kalmasıdır. Bu nedenle ilgili mevzuatta kapsamlı değişiklikler
yapılmalıdır.
Yapıların deprem güvenliği: Yeni yapılacak yapıların, yürürlükte
olan deprem yönetmeliği kural ve koşulları ile tüm teknik gereklere uygun
biçimde tasarlanması ve yapılması sağlanmalıdır. Sayıca yeterli ve
yetkin bir eğitim kadrosu oluşturulmadan teknik eleman yetiştirecek yeni üniversiteler
açılmamalı, yetersiz bölümler kapatılmalıdır. Var olan yapı stoku,
sistematik düzen içinde depreme karşı güvenli duruma getirilmelidir. Kamu
yapıları, bir öncelik sıralaması içinde okullar ve hastanelerden başlanarak
deprem güvenliği açısından değerlendirilmelidir. Demiryolu, karayolu, köprü,
tünel, baraj, gölet, doğalgaz ve petrol boru hatlarının yer seçimi, inşa
edilmesi ve kullanımının her aşamasında deprem güvenliği ilkeleri göz önünde
bulundurulmalıdır.
Eğitim ve örgütlenme: Toplumda depreme hazırlık bilinci geliştirilmeli,
etkin eğitim kampanyaları düzenlenmelidir. Yürütülecek eğitim çalışmaları
il milli eğitim, sivil savunma ve bayındırlık müdürlüklerinin ortaklaşa
çalışmaları ile gerçekleştirilebilir. Yükseköğretim programları gözden
geçirilmelidir.
Kullanılacak kaynaklar: Deprem için sağlanan kaynakların ulusal bir
havuzda toplanması ve siyasi hedeflerden bağımsız olarak teknik gerekçelerle
kullanılması sağlanmalıdır. Depremlerle karşılaşıldıkça Bakanlar
Kurulu'nca devlet bütçesinden yapılan tahsisler dışında farklı bakanlıkların
ve tüm kuruluşların yıllık bütçelerinden düzenli kaynak ayrılmalı,
zorunlu deprem sigortası yıllık gelirlerinden düzenli pay ayrılmalıdır.
Yasal düzenlemeler: Anayasaya, imar affı gibi düzenlemelerin yapılamayacağına
ilişkin hüküm konulmalıdır. Afetler Yasası yeniden gözden geçirilmelidir,
yerel yönetimler arasında deprem sonrası kurtarma ve ivedi yardım işlerinde
mülki otoriteye tam yetkiler vermek yanında belediyenin de yetkilendirilmesi
gereklidir.
Cumhuriyet
|