Çernobil Yatağan'da
Muğla Üniversitesi
(MÜ) Fizik Bölümü'nün ilçede yaptığı araştırmada, termik santral küllerinde,
Yatağan kömüründe bulunandan daha çok radyasyona rastlandı. Araştırmayı
yapan ekibin başında bulunan Yrd. Doç. Dr. Tayfun Büke, radyasyon oranının
yurttaşlar için fazla risk taşımadığını belirterek "Ancak termik
santralın çevresinde düzenli olarak ölçümler yapılmalı" dedi. Büke,
bölge ile ilgili özellikle ölüm nedenleri ve hastalıklar konusunda sağlıklı
istatistik bulunmamasının yapılan çalışmayı güçleştirdiğini kaydetti.
Çevre tamamen radyasyonlu Yrd. Doç. Dr. Büke, Yatağan
ve çevresinin tamamen radyasyonlu olduğunu belirterek ''Linyit kömürüne göre
santral küllerinde radyas yon oranı daha yüksek. Yaptığımız hesaplamalara
göre bütün vücut etkin doz değerlerine maruz kalan halkta meydana
gelebilecek kanser ölüm riskleri, lösemi, kemik, tiroit, göğüs, akciğer,
mide, bağırsak, karaciğer, pankreas ve prostat olmak üzere 10 çeşit kanser
türü göz önüne alındı. İstatistikler sağlıklı değil. Radyasyona
maruz kalan insanlarda olumsuz sonuçlar yıllar sonra ortaya çıkabiliyor''
diye konuştu.
Araştırmayı yapan ekibin başında bulunan Yrd. Doç. Dr. Tayfun Büke,
''Yaptığımız ölçümler Yatağanlılar için ciddi bir risk bulunmadığını
gösteriyor. Ancak santral çevresinde düzenli olarak radyasyon ölçümleri
yapılmalı ve uçucu küllerin atmosfere kaçış debisi kesinlikle
bilinmelidir'' dedi.Büke, ölçümlerde radyasyon oranının yurttaşlar için
fazla risk taşımadığını vurgularken bölge ile ilgili özellikle ölüm
nedenleri ve hastalıklar konusunda sağlıklı istatistik bulunmamasının yapılan
çalışmayı güçleştirdiğini kaydetti.
Muğla Üniversitesi (MÜ) Fizik Bölümü'nün ilçede yaptığı araştırmada,
termik santral küllerinde, Yatağan kömüründe bulunandan daha çok
radyasyona rastlandı. Araştırmayı yapan ekibin başında bulunan Yrd. Doç.
Dr. Tayfun Büke , ''Yaptığımız ölçümler Yatağanlılar için ciddi bir
risk bulunmadığını gösteriyor. Ancak santral çevresinde düzenli olarak
radyasyon ölçümleri yapılmalı ve uçucu küllerin atmosfere kaçış debisi
kesinlikle bilinmelidir'' dedi.
Alınan tüm önlemlere karşın kükürt dioksit zehirlenmesinin sürdüğü
Yatağan'nda ilk kez ''radyolojik risk'' araştırması yapıldı. MÜ Fizik Bölümü'nün,
''Yatağan Termik Santralı'nın Çevre Üzerindeki Radyolojik Riskleri'' başlığıyla
2 yıldır sürdürdüğü araştırma sonuçları, MÜ'nün ''Temiz Enerji Günleri''
'nde açıklandı. Bölüm öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Tayfun Büke,
etkinlikte yaptığı konuşmada Yatağan ve çevresinin tamamının radyasyonlu
olduğunu belirterek şunları söyledi: ''Linyit kömürüne göre santral küllerinde
radyasyon oranı daha yüksek. Çünkü kömür santralda yakılırken yanma
olayı kömürdeki uranyumu tetikliyor. Uçucu küller içerdikleri bazı radyo
izotopları ve toksit elementleri bulundurmalarından dolayı radyoaktif kirliliğe
neden oluyorlar. Yaptığımız hesaplamalara göre bütün vücut etkin doz değerlerine
maruz kalan halkta meydana gelebilecek kanser ölüm riskleri, lösemi, kemik,
tiroit, göğüs, akciğer, mide, bağırsak, karaciğer, pankreas ve prostat
olmak üzere 10 çeşit kanser türü göz önüne alındı.''
Büke, ölçümlerde radyasyon oranının yurttaşlar için fazla risk taşımadığını
vurgularken bölge ile ilgili özellikle ölüm nedenleri ve hastalıklar
konusunda sağlıklı istatistik bulunmamasının yapılan çalışmayı güçleştirdiğini
kaydetti.
Büke, santral çevresinde rüzgâr yönü dikkate alınarak düzenli
radyasyon ölçümleri yapılması gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
''Uçucu küllerin atmosfere kaçış debisi kesinlikle bilinmelidir. Santral çevresinde
düzenli olarak yapılması gereken radyoaktivite ölçümlerinde artışlar gözlenmesi
durumunda, santralların çalışmalarına ait gerekli önlemler ilgililer tarafından
alınmalıdır. 1998 verilerine göre nüfusu 44 bin 37 olan Yatağan'da 50
nedene bağlı olarak 46 kişi ölmüş. İstatistikler sağlıklı değil.
Radyasyona maruz kalan insanlarda olumsuz sonuçlar yıllar sonra ortaya çıkabiliyor.
Santralın çalışmaya başladığı 1984 yılında ölüm nedenlerinin sayısal
olarak bilinmemesi büyük şanssızlık.''
Cumhuriyet
|