19 Mayıs'ın kenti...
Geçen pazar günü Mustafa Kemal 'in 1919 'da Anadolu'yla buluşmasını andık...
Bu tarihsel kucaklaşmaya ''evsahipliği'' yapan Samsun, haklı olarak yine bu
bayramı her yıl çok daha derin bir coşku ve gururla kutluyor.
Örneğin, ''1968'li devrimcilerin'' gerçekleştirdikleri o efsanevi ''bağımsızlık
yürüyüşü'' artık yeniden yapılıyor... Bu ülkenin doğa ve kültür değerlerini
yağmacılığa karşı korumak isteyen ''çevreciler'' de son yıllarda ''Türkiye'yi
talandan koruma'' amaçlı buluşmalarını Samsun'da yapıyorlar... Oradan
Anadolu'ya doğru yeni ''Kuvayı Milliye yürüyüşleri'' düzenliyorlar...
Benzer şekilde bugünlerde Tekkeköy kıyılarına göz koyan
''mobil-santral'' saldırısına karşı da Samsun'da oluşturulan ''Sivil
Toplum Örgütleri Birlikteliği'' , bu yaşam düşmanı projeyle yine ''19 Mayıs
ruhuyla'' mücadele ediyor...
'Ulusal gözbebeğimiz'
Dünyada bu gibi çok özel ve önemli tarihsel olaylara evsahipliği yapmış
diğer kentlerin çoğundaki ortak özellik şudur: ''Kendine ayrı bir kimlik
katan o büyük olayın anılarını da taşıyan mekânlarla birlikte korunan
bir tarihsel doku ve sürdürülen bir kültürel peyzaj...''
Günümüzün Samsun'una baktığımızda ise ''ulusal gözbebeğimizin'' hiç
de öyle olmadığını, sanki herhangi bir kentmiş gibi davranarak tarihi
kimliğini imar rantının betonlaşmasına kurban ettiğini görüyoruz...
Geçmişe karşı bu duyarsızlık Samsun'da daha 1960'lardan itibaren ve öylesine
''vefasızca'' egemen olmuş ki, düşünün bir kere, ''Mustafa Kemal'in ayak
bastığı'' kıyı bile artık ''yok!..''
Önceki yıllarda bir 19 Mayıs ziyaretimizden sonra da yazmıştım...
1963'te liman dolgusu üzerinde kurulan ''19 Mayıs Fuarı'' ile birlikte,
ilerleyen yıllarda deniz dolgusu yüzlerce dönüme çıkarılınca, kentin artık
ne kıyısı kaldı, ne de ''1919'da karaya çıkılan iskele alanı...''
Ve yine yıllardır o ''bayram yaptığımız'' büyük ayak basmanın ''ilk
adım'' anıtındaki törenler, yani Karadeniz'in en gururlu tarihsel günü
bile denizini çoktan yitirmiş Samsun'da ''karada'' kutlanıyor...
Valiliğin "aslına uygun" yaptırdığı Bandırma Vapuru' nu
ziyaret edenler de "aslı olmayan" bir rıhtımdan gemiye çıkıyorlar...
Amisos 'altta' kaldı...
Samsun'un, İÖ 7. yüzyılda bir Miletos kolonisi olarak kurulmuş antik yerleşme
merkezi Amisos da ''bina yığınlarının altında'' kalmış durumda...
19. yüzyılda Samsun'u; ''Kentin görünüşü pek hoş; eski bir Ceneviz
Kalesi, birçok güzel yapılı Türk konağı, birkaç taş cami ve hanlar...''
diye yazan Moltke 'nin bu gözlemlerindeki peyzaj çoktan tarihe terk edildi...
1980'lerin doruğa çıkan imar tahribatıyla planlanan ''100. Yıl Bulvarı''
ve çevresindeki rant yapılaşması sonucunda, bu bölgedeki güzelim eski
Samsun konaklarından ise galiba ''bir avuç'' ya kaldı, ya kalmadı...
Kentin özgün meydanlarından ''Saathane'' ve çevresindeki bazı tarihi yapıların
hiç değilse korunması ve yeniden kültürel yaşama kazandırılması yönündeki
kimi yeni çabalar da olmasa Samsun, 21. yüzyılı tümüyle artık
''belleksiz'' yaşayacak...
Böylece bir yandan 19 Mayıs'ları elbette yine kutlarken öbür yandan ''anıları
algılanamayan'' bir kent olarak yeni kuşaklara ''tarihsizliğin'' duygusuzluğunu
aşılayacak...
Samsun'un işte bu hazin ''sonunu'' da artık görmesi ve bugün coşkuyla
kutladığı Kuvayı Milliye ruhunu artık kent kimliğiyle de beslemeye karar
vermesi gerekmiyor mu?
Unutulmasın ki Samsun sadece bu kenti yönetenlerin ve onları seçenlerin
değil, hepimizindir...
Çünkü, ''19 Mayısımızın'' kentidir...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|