reklam

30 Mayıs 2002 Perşembe
Ana Sayfa
>
Haberler

İstanbul'da 'deprem fırsatçılığı'
OKTAY EKİNCİ

'Güçlendirme' pazarı:

Güven vermeyen binalara ''güçlendirme'' adına yapılan ''betonarme takviyeler'' yeni bina maliyetine yaklaşırken sonucun yine güvenilir olmadığı uyarılarına kimse aldırmıyor...

'SİT alanlarına' hücum

Depremden sonrası için de kentsel yaşamın ve gelecek kuşakların doğal ve kültürel çevre kaynakları olarak korunmaları gereken SİT'ler, şimdi de ''sağlam zemin'' bahanesiyle talan ediliyor...

'Gökdelen' sevdalıları

Riskli ve düzensiz yapılaşmayı ''tümüyle yenileyerek'' depreme hazırlanmayı savunanlar ise ''yeni gökdelen alanları yaratmak'' isteyenlerin de aynı gerekçeleri yüzünden ''gerilim'' içindeler...

Zamanı ne olursa olsun, İstanbul 'da deprem yaklaşıyor... Büyüklüğü de ne olursa olsun, depremin büyük hasar ve can kaybı yaratacağına olan ''inanç'' giderek güçleniyor...

Çünkü merkezi ve yerel yönetim, onca uyanlara rağmen kenti depreme hazırlamaya değil, deprem anındaki ''kurtarma çalışmalarına'' önem veriyor...

Söz gelimi inanılmaz paralar, ''enkaz altını öğrenme'' teknolojisine ayrılırken, aynı binaların ''enkaza dönüşmemesi'' için şimdiden yapılabilecek çalışmalara ise ''kaynak yetersiz'' deniyor...

Benzer şekilde hemen her kamu kurumunun depolarına ''tabutlar'', ''kefenler'' istiflenirken, aynı kamu yapılarının ''çökmemesi'' için gerekli müdahaleye ait ''ödenekler'' ise sanki tasarruf önlemlerine takılmış gibiler, hâlâ ortada yoklar...

İşte böylesi bir ''karabasan'' ortamında ise yıllardır sadece ''imar rantına'' dayalı bir pazarla kentin bu ''dayanıksız'' dokusunu yaratmada pay sahibi olan ''inşaat ve emlak sektörü'' , bu kez de yeni piyasasını ''korku'' üzerine kuruyor...

Yapılara ''güçlendirme'' (!) adına yapılan bilim dışı müdahalelerin maliyeti, yeni yapı inşaatına yaklaşıyor...

Depremden sonraki yaşam için de gerekli olan SİT'ler, şimdi de ''sağlam zemin'' bahanesiyle yağmalanıyor...

Arsa rantlarını gökdelen imarıyla ''doruğa'' çıkartmaya niyetli olanlar da bu beklentilerinde artık ''deprem yenilemesi'' söylemini kullanıyorlar...

Yerel ve merkezi yönetimler ise bütün bu fırsatçılığa karşı sadece ''susarak'' görev yaparken, TÜBİTAK 'ın adını kullanan ''Ulusal Deprem Konseyi'' raporunda, 97 sayfanın sadece 2.5 sayfası İstanbul gerçeğine ''değiniyor'' ...

''Güçlendirme'' doğru mu?

1999 depremlerinin ardından bölgeye akın eden yabancı uzmanlar arasında özellikle Japon mühendis ve mimarlar, üniversiteler ve meslek odalarındaki konferanslarında ''Kobe deneyimlerinden'' şu dersi de aktarmışlardı: ''Hasarlı betonarme binayı ya da güvensiz binayı yeniden bir betonarme ek iskeletle güçlendirmek artık terk ettiğimiz bir yöntem...''

Bunun gerekçesini de şöyle özetlemişlerdi:

''Çünkü yeni bir yapı maliyetine yakın harcamayla eski yanlışı yaşatmak çok saçma... Ayrıca, riski de zaten yeterine azaltmış olmuyorsunuz...''

Japonların bu uyarılarına rağmen ve İnşaat Mühendisleri Odası 'nın özellikle İstanbul Şubesi Başkanı Cemal Gökçe tarafından yapılan sayısız açıklamaya rağmen, betonarme binaların ''ek betonarme karkas giydirilerek'' sağlamlaştırılmasına belki de trilyonlar harcanıyor. Böylece yeni bir rant kaynağını oluşturan ''güçlendirme pazarı'' o kadar denetimsiz ki belediyeler de bu ''işi'' yapan yapı denetim firmalarını ''yetkili '' ilan ederek kenara çekilmiş durumdalar...

''SİT alanları' yağması

İstanbul'un ilk metropolitan nâzım planı 1980 'de tamamlandı... 1985'te bu plan Dalan tarafından rafa kaldırıldıktan sonra 1994'te Sözen, 1995'te de Erdoğan yönetimince yeniden yapıldı... Ne var ki 1995 planının ''su havzalarındaki'' yağmacı kararına açılan dava sonucunda yargı ''tüm planı'' iptal etti... Gerekçesi ise 1/50.000 ölçekli metropolitan planı yapma yetkisinin, belediyede değil ''bakanlıkta'' olmasıydı...

Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, işte bu yargı kararını bile umursamadan 1995'ten bu yana İstanbul'u ''plansız'' bırakırken, bundan yararlanan imar rantçıları kentin ''kuzeyine'' daha bir yoğun çullanıyorlar... Özellikle Beykoz ve Sarıyer ilçe sınırları içindeki ''ormanlık ve SİT alanları'' , bu kez de ''sağlam zemin'' bahanesiyle ''depreme dayanıklı villa'' pazarına açılıyor...

Böylece, kentin depremden sonra da ''yaşam kaynakları'' olarak bugünden korunması gereken ''akciğerleri'' , plansızlıktan yararlanan ''mevzi site projeleriyle'' yok ediliyor... ''Medya'' nın sıkça vermeye başladığı ''gayrimenkul eklerinde'' ise bu gidişi eleştirmek bir yana; ''yeşilin içinde güvenli yaşam'' sloganıyla su havzalarını yağmalayanlara bile ''methiyeler'' döşeniyor...

''Gökdelen'' tarlası

Jeofizik Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan , 8 Mayıs 2002 günü İTÜ'deki ''depreme çare'' toplantısında; ''Çürük yapı yığınlarını yıkıp seyrek düzende sağlam gökdelenler yapalım...'' deyince, aynı gayrimenkul gazeteleri ''hocayı'' yine manşete çıkartarak rant çevrelerine şu müjdeyi verdiler: ''Depreme çare gökdelenler...''

Oysa gökdelende ''konutun'' artık dünyada da hızla terk edildiği bir yana, kentin nerelerine yüksek bina yapılabileceğine karar verebilmek için de ''nâzım planın'' yapılması gerektiği, toplantıya katılan Bayındırlık Bakanı 'na bile anımsatılmadı...

Şimdi İstanbul'da imar rantının ''doruğunu'' elde etmek üzere kenti ''gökdelen tarlasına'' çevirmek isteyenler, Prof. Ercan ''Ben bunu kastetmedim'' dese bile hocalarının adını eksik etmeden propagandalarını yapıyorlar...

Türkiye'nin yüksek yapı yönetmeliği yok

Türkiye'de hâlâ bir ''yüksek yapı yönetmeliğinin'' bulunmadığını söyleyen Mimarlar Odası yetkililerinin bu rant hırsına itirazları ise emlak piyasalarıyla bütünleşmiş medyada kısa haber bile olamıyor...

Sözün kısası İstanbul, 1950'lerden 1970'lere ''gecekondulaşmayı'' , 1970'lerden 1990'lara ''kaçak yapılaşmayı'' , 1990'lardan 2000'lere ''illegal kentleşmeyi'' yaşadıktan sonra, şimdi de ''deprem fırsatçılığının'' tahribatı altında... Öyle görünüyor ki deprem gelmeden ''felaket'' gelecek ve kenti ''İstanbul'' yapan tüm değerler artık tüketilip bitirilecek...
Cumhuriyet

 

Mayıs 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05
06 07 08 09 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30
diğer aylar için tıklayın

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz