Seramiğin 8 bin yıllık öyküsü
Vitra
Murahhas Azası Şadi Burat'a göre dünyanın önemli seramik üreticilerinden
biri olan Türkiye bu noktaya dünden bugüne gelmedi. Anadolu'da 8 bin yıl önce
de seramik üretiliyordu. Türk seramiği büyük bir tarihin ve kültür
birikiminin desteğiyle bu noktaya ulaştı
Türkiye seramik sağlık gereçleri sektöründe, Avrupa'nın ikinci büyük
üreticisi ve ihracatçısı. Ancak bu, bir anlık çabanın ürünü değil.
Temelinde Anadolu'nun 8 bin yıllık tarihi ve kültürü yatıyor. Çünkü
binlerce yıl önce Anadolu'da seramik üretilmiş. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri
Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Vitra) Murahhas Üyesi Şadi Burat seramik sağlık
gereçleri sektörünü, Türkiye'nin dünya pazarlarındaki konumunu ve kendi
şirketi Vitra'yı anlattı:
Seramik sağlık gereçleri sektörünün Türkiye'deki durumu nedir?
Seramik sağlık gereçleri grubuna banyolarımızda kullandığımız hela taşları,
lavabolar, lavabo ayakları, rezervuarlar, bideler, mutfaklarımızdaki evyeler,
pisuarlar giriyor. İnşaat sektörünün bir alt sektörü. Dolayısıyla
oradaki olumsuzluklardan gecikmeli olarak ancak çok daha büyük oranda
etkileniyor. İnşaat sektörü 2000 yılında yüzde 11, geçen yıl ise yüzde
12 küçüldü. Bizdeki daralma ise yüzde 30 oldu. Bir diğer önemli özelliği
emek yoğun olması.
Yani çok işçi çalıştırıyor.
Evet. Türkiye seramik sağlık gereçleri sektöründe son üç beş yılda dünyada
çok önemli bir konuma geldi.
Nasıl oldu bu iş? Nedir bu konum?
Şu anda Türkiye Avrupa'nın en büyük üretim kapasitesine sahip. Bu
fevkalade önemli.
Türkiye bütün parayı taşa toprağa yatırdı o zaman.
Taşı toprağı az katma değerle dolara çevirebilecek hale geldik
diyebiliriz. Sektör Avrupa'daki en büyük üretim kapasitesinin sahibi. Avrupa
her yıl toplam 50 milyon adet seramik sağlık gereci üretiyor. En büyük üretici
9.6 milyon adetle İtalya. Kapasitesi de
o mertebelerde. Türkiye'nin üretimi bu yıl
İtalya'dan biraz daha az ama kapasitemiz 14 milyon adet. 10 milyon civarında
üretimimiz olduğunu da dikkate alırsak Avrupa üretiminin yaklaşık yüzde
20'sini Türkiye yapıyor. Tam kapasiteyi kullanır hale geldiğimizde Avrupa'nın
bir numaralı üreticisi olacağız.
Böyle bir şey olabilecek mi?
İki üç yıl içinde kesin. Seneye Türkiye Avrupa şampiyonu olacak. Türkiye'de
işler de
açılıyor, ihracat da sektörün son dönemlerde yoğunlaşmasıyla çok
olumlu bir çizgi izliyor. Kapasite kullanımı da kısa sürede Türkiye'yi üretimde
Avrupa birincisi konumuna getirecek. Bir kere önemli bir boyut bu. İkincisi Türkiye
Avrupa'nın ikinci büyük ihracatçısı. Ben şunu söylüyorum: Seneye Türkiye
en büyük ihracatçı olacak. Bu kesindir. Çünkü gelişim önemli ve onu da
biliyoruz. Kendi şirketimin ihracattaki gidişatını biliyorum. Bunları da değerlendirince
seneye Türkiye'nin Avrupa'da ihracat şampiyonu olacağı ortaya çıkıyor. Dünyada
toplam 200 milyon adetlik üretim var. Türkiye'nin üretimi dünya üretiminin
yaklaşık yüzde 5'idir. Konumumuz bu. Sektörün bir diğer önemli özelliği
de üretiminin yaklaşık yüzde 50'sini ihraç edebilir hale gelmiş olması.
Seramik sağlık gereçlerinin katma değeri çok büyük. 1 dolarlık ithalatla
20 dolarlık ihracat yapıyoruz.
Yani elektronikteki gibi değil.
Değil. Baktığımız zaman yüzde 5'lik bir ithalatla yüzde 100'lük ihracat
yapan, katma değeri, istihdamı da göz önüne aldığınızda çok önemli
bir sektör çıkıyor karşınıza. Türkiye için çok önemli bir ihracat
potansiyeli söz konusu. Bunları dikkate aldığınız zaman seramik Türkiye'nin
ihracatında önümüzdeki yıllarda parlayan yıldız olacak diyorum.
Ancak seramikçiler çok yakın bir zamana kadar sürekli ağlıyorlardı.
Genelde ağlamalarımız her zaman olacaktır. Bu işin bir boyutu. Ağlamalarımızın
-tırnak içinde söylüyorum- nedeni problemlerimizi azaltmak içindir. Onu da
öyle ifade ediyorum. Örneğin bugün Türkiye'de doğalgaz fevkalade yüksek
fiyatlarla satılıyor.
Doğalgazı siz istiyordunuz.
Doğalgaz şu anda en ucuz yakıt. Ardından LPG geliyor. Türkiye'nin her
yerinde de doğalgaz yok. Bazı bölgelerde ise dağıtım hatları kurulduğu için
doğalgaz var. Bizler doğalgaz kullanan şanslılar arasındayız. Ama en ucuz
yakıt olmasına rağmen yine de fiyatlar çok yüksek. Ağlamanın ana sebebi
budur.
Tüm sanayi bundan yakınıyor.
Evet, Türkiye'de bu önemli bir problem. Sektörümüzde enerjinin toplam
maliyetler
içindeki payı çok yüksek. Enerjiye birkaç kat fazla para ödeyeceksiniz
sonra gidip İtalya ile rekabet edeceksiniz. Sektörümüzün yarısı doğalgazdan
yararlanıyor,
İzmir bölgesindeki diğer yarısı ise hat olmadığı için doğalgazdan
kullanamıyor. Onlar bu durumdan daha çok şikâyetçi, çünkü kullandıkları
LPG doğalgaza göre iki misli pahalı. Elektrik ve doğalgaz fiyatları dünyanın
çok üzerinde. İstediğimiz doğalgazın, enerjinin fiyatının Avrupa ülkeleri
düzeyine gelmesi.
Türkiye nasıl bu konuma geldi?
Türkiye'nin seramikteki gelişimini anlatırken
üç dört tane ayağı ifade ediyoruz. Bir kere temelimiz var. Birinci bu
temellerde kültürel ve tarihsel bir ayak var. Anadolu'nun 8 bin yıllık
tarihinde Bizans'tan
Hitit'e varıncaya kadar birçok medeniyetten süzülmüş bir kültür bize
miras kalmış. O çok önemli bir boyut. Seramik kültürü de var bu işin içinde.
8 bin yıl önce Anadolu'da seramik üretilmiş. Bunlara dikkate almanız lazım.
Yani iş bu noktaya dünden bugüne gelmiş değil. 8 bin yıllık tarih var bu
işin ardında. İkinci önemli ayağı Türkiye'nin bu işin hammaddelerindeki
rahatlığı. Feldspat, kil kaolen gibi özellikli hammaddeler Türkiye'de üretiliyor.
Hammaddelerin Türkiye'de bulunmasının da çok önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum.
İşin üçüncü önemli boyutu teknoloji. Yöneticisi olduğum kuruluş bu işin
teknolojisi açısından ilk üçte gelir.
Teknolojiyi alıyorsunuz değil mi?
Hayır. Türkiye'deki bütün sanayi için geçerli olmayabilir ama biz Vitra
olarak teknoloji üretir hale geldik. Sektördeki bazı kuruluşların teknoloji
üretir hale gelmelerinden daha önemlisi Türkiye'de bu sektör son 10 yılda
gelişti. Fabrikalara hep en son teknoloji alındı. Bu konuda eli sıkı davranılmadı.
Eski teknolojili fabrikalar da yenilendi. Türkiye bu teknolojilerle dünyanın
bütün standartlarına sahip olabilecek konuma geldi, iyi yetişmiş işgücüyle,
iyi yöneticileriyle, bilinçli patronlarıyla ihracatın da önemini anlayıp dünyanın
her yerine satabilecek standart ve kalitede mal üretmeye başladı. Gördüğünüz
gibi Türkiye'de seramik olayı bir anda ortaya çıkmış değil. Çok önemli
temelleri var.
8 bin yıllık hikâye bu.
Evet 8 bin yıllık hikâye, roman bu. Ben buna çok önem veriyorum ve katıldığımız
tüm fuarlarda, görüşmelerimizde bunu anlatıyorum.
Türkiye nereden çıktı diyorlar. Türkiye'yi kimse bilmiyordu. Niye sizinle
çalışayım diyor adam. Biz ona Türkiye dünden bugüne ortaya çıkmış bir
olay değil, teknolojiyi artı 8 bin yıllık tarihi ve kültürel birikimi satın
alıyorsun diyoruz, böyle ikna ediyoruz.
Göbeklerini kendileri kestiler
Seramik sağlık gereçleri üreticileri tanıtım eksikliğinden yakınıp
devletin desteğini beklemiyorlar. Onlar işin çözümünü bulmuşlar. Bu çözüm
ise oluşturdukları Seramik Ortak Tanıtım Fonu.
Vitra Murahhas Azası Şadi Burat aynı zamanda bu fonun başkanı. Yılda üç
dört kez sektörün sorunlarını tartışmak ve çözüm aramak için bir
araya geldiklerini belirten Şadi Burat üç dört yıl önce düzenledikleri
bir arama konferansında düğmeye bastıklarını anlatıyor:
"Bizim sektör çok organize ve seramik sağlık gereçleri üreticileri de
çok bilinçlidir. Düzenlediğimiz bu arama konferansında iki tane önemli
proje ortaya çıktı. Bunlardan en önemlisi ise Ortak Tanıtım Fonu adını
verdiğimiz projeydi. Şimdi o kararın doğruluğunu çok daha iyi anlıyoruz."
Seramik Ortak Tanıtım Fonu gönüllülük esasına göre kurulmuş. Devlet
ihracat yapan tüm kuruluşların ihracatından onay vermeleri durumunda binde 2
oranında bir fon kesiliyor. Bu para tanıtım faaliyetlerinin finansmanında
kullanılıyor.
Tanıtım Fonu kurulması kararının çıktığı arama toplantısında bir
dizi hedef de belirlenmiş. Bunların en önemlisi toplanacak kaynakla Türkiye"nin
değil, Türk seramiğinin tanıtımının yapılmasıymış. Vitra Murahhas
Azası Şadi Burat hedefler konusunda şunları anlatıyor:
"Türkiye'nin tanıtımını yapmanın devletin görevi olduğunu düşündüğümüz
için böyle bir karar aldık. İkinci olarak Ortak Seramik Tanıtım Fonu'nda
toplanacak kaynakları Türkiye'nin seramik ihracatının bulunmadığı ancak
potansiyeli olan bir pazarda kullanmayı kararlaştırdık."
Bu özelliklere sahip pazar olarak da Amerika Birleşik Devletleri belirlenmiş.
O güne kadar İtalyan ve İspanyol seramikçilerinin denetiminde bulunan
Amerika Birleşik Devletleri pazarına Türk seramikçilerin çıkarması başlamış
ve üç yıldır da bu dev pazarda tanıtım faaliyetleri reklamlarla, gösterilerle
sürüyor.
İki fuara katıldılar
Geçen yıl Chicago ve Orlando'da düzenlenen iki seramik fuarında 200
metrekarelik standda Türkiye'nin kültür ve tarihi sergilenmiş. Bu yıl ise
Sultans of the Dance'ın yaratıcısı Mustafa Erdoğan'ın kapısını çalmışlar.
Bu yıl yine aynı fuarlarda 36 kişilik bir kadroyla Sultans of the Dance'ın
benzeri bir gösteri düzenlenmiş. Burat, Amerika Birleşik Devletleri'nde Türk
şirketlerinin seramik sağlık gereçleri ve kaplama malzemeleri 5 yıl içinde
önemli oranda artırılmasını hedeflediklerini belirterek şunları söylüyor:
"O pazarda çok büyük potansiyel var. Hedefimiz 3 yıl içinde ABD'de
seramikle ilgilenen mimar, mühendis, müteahhit, dizaynır, show room sahipleri
gibi bu konularda karar verici kişilere Türkiye'de çok kaliteli seramik üretildiğini
anlatmak."
İhracat, Vitra için 'krizsavar' görevini üstlendi
Vitra seramik sağlık gereçlerinde iç pazarın küçüldüğü bu dönemde
ne yaptı?
Türkiye'deki pazar küçülmesinin çok daha altında bir küçülme yaşadı
ve pazar payımızı krizde bile artırdık. Tabii krizde pazar kazanma olayının
kökünde aldığımız Kalite ödülleri yatıyor. Bu başarıda şirketin değerlerinin
ve Toplam Kalite Felsefesi'ne
olan inancın çok büyük payı var. Eczacıbaşı kuruluşları o ödülleri
boşuna almadı, onu söylemek istiyorum. Vitra'nın geçmişinde 60 yıllık
bir bilgi ve teknoloji birikimi var. Üretim kapasitemiz 3.7 milyon adet. Bu bir
dev olduğumuzu gösteriyor. Dünyadaki en büyük beş üretici arasında
Vitra. Premier Lig'de oynuyoruz. Almanya'nın toplam üretimi 3.6, Fransa'nın
5.8 milyon adet. Vitranın üretim kapasitesi Almanya'nın toplam üretiminden
fazla. İtalya'da ise bu rakam 9.5 milyon adet. Bozüyük'teki fabrikamız 2.5
milyon adetlik üretim kapasitesi ile dünyada tek çatı altındaki en büyük
tesis. Yılın ilk üç ayında Türkiye'nin seramik sağlık gereçleri ihracatının
yüzde 63'ünü gerçekleştirmişiz. Bu önemli bir oran. Üretimin yüzde
20'sini iç, yüzde 80'ini dış pazara satıyoruz. Krizlerden neden güçlenerek
çıktığımızın cevabı bu oranlarda yatıyor. 15 yıldır ihracata emek
veriyoruz. Çaba gösteriyoruz, pazar kazanıyoruz, dünyanın dörtbir yanına
mal satıyoruz. Dolar yükseldiği zaman Vitra'nın halinin ne olacağı kolaylıkla
anlaşılır.
Dolar arttığı zaman parti veriyormuşsunuz doğru mu?
Kesin doğru. Şu anda bir kutlamam var. Bu ay ihracat rekorumuzu kırdık ve
350 bin adet ihracat yaptık. Birazdan fabrikadaki partiye gideceğim, arkadaşlar
beklerler beni.
İhracat rekorunu kutluyoruz şu anda. Başka kutlamalar da yapıyoruz ama
ihracatta geldiğimiz nokta bence çok önemli. 50'nin üzerinde ülkeye ihracat
yapıyoruz.
En ilginç olarak pazarınız hangisi?
Bugün fabrikadaki odamdan aşağı iniyorum.
İki tane zenci arkadaş gördüm. Kim bunlar diye sordum. Fildişi
Sahilleri'nden mal almışlardı, şimdi tekrar geldiler mal almaya, dediler. Çok
hoşuma gitti. Bunlar çok keyifli şeyler. Almanya'da Vitra'nın pazar payı yüzde
12. İngiltere'de yüzde 4.5, Fransa'da 2.5 pazar payımız var. Seramikte önemli
isim olan İtalyan pazarının yüzde 3.3'ü bizim. İlk girdiğimiz yıllarda
İtalya
ilah gibiydi, onlara yetişebileceğimizi düşünemezdik. Bir bir dönem içinde
de bunu yüzde 5'e çıkarmayı planlıyoruz. Yeni Zelanda'da pazar payımız yüzde
9. Ne enteresan değil mi? Yeni Zelanda'ya gidiyoruz, pazarın yüzde 9'unu alıyoruz.
Lübnan'da yüzde 3, İsrail'de yüzde 5 pazar payımız var ve bunu iki yıl içinde
yüzde 10'a çıkarmayı planlıyoruz. Filistin'de yüzde 9 pazar payımız var.
ABD'de şu anda yüzde 2.7 pazar payımız var. Son
iki yılda ulaştığımız rakam bu. ABD'de iki yıl içinde yüzde 5 pazar payına
ulaşmak istiyoruz. İskandinav ülkelerinde de toplam yüzde 2.5'lik pazar payımız
var. 50 ülkenin içinden birkaç ilginç rakam bunlar.
İhracatın artması tabii ki son dönemde bir krizsavar etkisi yaptı. Vitra'nın
her geçen gün güçlenmesi, büyümesi, daha kârlı hale gelmesi, güçlenerek
yatırımlarını yapabilmesinin temelinde 15 sene önce aldığı ihracata yönelelim
kararının etkisi var. Onun için de ihracata krizsavar diyorum ve butün
arkadaşlarım da bunun farkındadır.
Dizaynı kim yapıyor, ürünlerinizi kimler geliştiriyor?
Bu konuda dünyada örnek gösterilecek bir özelliğimiz var. Şu anda ürün
geliştirme bölümünde 50'ye yakın arkadaşımız çalışıyor. Bildiğim
kadarı ile Vitra dünyada en büyük tasarımcı ve ürün geliştirici kadroya
sahip. İhracat başarısının nedenlerinden biri de bu. İkinci konu olarak
tasarıma geleceğim. Sadece Türk değil dünyanın her yerinden tasarımcılarla
çalışıyoruz. Alman,
İtalyan, Amerikalı tasarımcılarımız var. Bunların ötesinde gittiğimiz
her ülkedeki tasarımcılarla işbirliği yapıyoruz. Kesinlikle öyle. Kuruluş
içindeki tasarımcılarımızla çalışmanın yanı sıra Türkiye'de serbest
çalışan tasarımcıları da destekliyoruz. Bize çalışan çok sayıda
serbest tasarımcı da var. Yaptıkları tasarımlar her ülkede satıyor. Vitra
teknoloji konusunda da dünyadaki birkaç kuruluştan biri. Kendi mühendislerinin
yanı sıra üniversitelerle, araştırma kuruluşlarıyla, TÜBİTAK ile işbirliği
yapıyor.
Radikal
|