MOMA’ya sofra takımı
sokan adam
Mimarlık
ve tasarım disiplininin kuzeyden gelen ‘kült’ imzası Arne Jacobsen’in
100. doğum yıldönümü, Proje 4L’de kutlanıyor. Eserlerini ‘tepeden tırnağa’
tasarlayan ustanın tasarımları, hâlâ binlerce evde bulunuyor.
İki Dünya Savaşı görmüş geçirmiş
Danimarkalı tasarımcı, doğa tutkunu ve mimar Arne Jacobsen, doğumunun 100.
yılı vesilesiyle tertiplenen özel bir kutlama sergisiyle, ülkesi
Danimarka’nın hemen ardından Proje 4L - İstanbul Güncel Sanat Müzesi’nde.
Özellikle özel yaşamında estetiğin açlığını çeken bilumum mimarlık,
tasarım ve ‘lifestyle’ meraklılarına yönelik bu sergi, sanatçının
mesleki ve kişisel kimliğini analitik bir yaklaşımla ortaya koymaya çalışıyor.
Jacobsen sergisinin girişinde (ve çıkışında), sanatçının bizzat içinde
yer aldığı retrospektif karelerin, Jacobsen’in yaşamı ve üretim sürecine
tanıklık etmiş imzaların sohbetleriyle harmanlandığı bir belgesel de,
Jacobsen stili modern sandalyelere oturularak izlenebiliyor. Ancak bu belgesel
yalnızca İngilizce...
1902 ve 1971 yılları arasında ‘dünyayı ziyaret eden’ Arne Jacobsen’in
adı, bugün de üretim bandından geçen birçok sandalye, metal ev eşyası ve
aydınlatma ürününde, değeri ve sayısı katlanarak yaşatılıyor.
Bu anlamda bazı örnekler vermek gerekirse, Arne Jacobsen isminin baş
harfleriyle üretilen ‘AJ Sofra Takımı’, ‘AJ Sofa’, ‘AJ Kapı
Kolu’, ‘AJ Discus’ lambaları veya karınca omurgasından esinlenilen
formuyla ‘Karınca’ iskemleleri, ‘Oxford’ iskemleleri, ‘Yumurta
Koltuk’, ‘Dil Sandalye’ ve ‘Kuğu Koltuk’ gibi ‘kült’ tasarımlar,
Proje 4L’nin çeşitli koridorlarında adeta birer sanat eserinin çekiciliğiyle
kendini sunuyor.
Sergilenen eserler arasında
Jacobsen’in 1964’te tasarladığı, temel şekli silindir olan paslanmaz çelik
sofra takımı serisi Cylinda - Line da bulunuyor. Bu özel serinin bazı parçaları
ise, halen New York Modern Sanatlar Müzesi’ndeki (MOMA) koleksiyonda
bulunuyor!
Eve götürebileceğiniz
eserler
Jacobsen’in kariyerinin çeşitli dönemlerine ait geçmiş yapılar için özel
olarak tasarladığı bu ürünler, günümüzde dahi aynı güzelliği ve
sadeliği içinde barındırdığı gibi, sergiye Türkiye’den destek veren
Mozaik, Bishop ya da Total Aydınlatma gibi çeşitli tasarım firmalarından da
sipariş edilebiliyor.
Müzenin zemin katının tamamına yayılan sergi, Jacobsen’in kariyerini
‘Erken Dönem’, ‘Savaş Sonrası Yılları’, ‘Uluslararası Üslûp Dönemi’
ve ‘Son Dönem İşleri’ adı altında özetlemiş. Sergi, kurgusunu,
Danimarka’daki sergiden ithal bir yaklaşımla, Jacobsen binalarına ayrılmış
‘Mihenk Taşları’ ve ‘ölümsüz’ Jacobsen tasarımları için tanımlanan
‘Yaprak Dökmeyenler’ başlıklarıyla tamamlıyor. Sergide ‘Arne
Jacobsen’ kimliği toplam sekiz dev panoda özetleniyor.
Dostlukla gelen sponsorluk
Bu noktada, serginin İstanbul ve Danimarka’da gerçekleşmesinde büyük emeği
geçen Danimarkalı Novo Nordisk firmasının Jacobsen ile ilişkisi,
1930’lara uzanıyor. Sergide ve sergi için hazırlanan Türkçe kitapta,
Jacobsen’in Novo Nordisk diabet firması için Erken Dönem’de ortaya koyduğu
Novo Terapeutisk Ek Binası ve son dönem işleri arasında dikkat çeken Novo
Industry Binası da tanıtılıyor. Arne Jacobsen sergisi bu bakımdan, ana
sponsorun 100. yaş gününde ustasına karşı bir tür ‘saygı duruşu’
olma özelliği de kazanıyor.
‘Topyekün’ tasarlanmış
dünyalar
Erken Dönem yapıtları arasında, daha 1929 Kopenhag Fuarı’nda "Geleceğin
Evi"ni düşlemiş biri Jacobsen. Tepesine helikopter kondurmuş, mektuplar
için otomasyon ağı döşemiş.
Usta mimar, bunun yanı sıra geometriyi demokrasiyle seviştiren ‘Bellavista
- Bellevue’ (Güzelyaşam / İyihayat) konutları ya da ‘Uluslararası Üslûp’
döneminde, kapısından tuzluklarına, aydınlatmasından armatürüne kadar
tepeden tırnağa tüm öğeleriyle tasarım yöneticiliğini yaptığı
Kopenhag SAS Royal Oteli’yle de estetiği ekonomi ve etikle kaynaştırmış.
Öte yandan sanatçıya adanan bu sergi, kariyerinin zirvesinde ortaya koyduğu
ve bugün modern bir ‘klasik’ halini alan St. Catherine Koleji ya da
Danimarka Ulusal Bankası gibi yapıt örnekleriyle de, modernizmi Türkiye sınırlarında
bilerek telaffuz etmemize ve anlayarak tartışmamıza sağlam bir zemin kazandırıyor.
Milliyet
|