İstanbul' u havadan görmelisiniz
Yüreğinizde bir yer ‘‘cız’’ edecek. Yeryüzünün en güzel parçalarından
birisi, göz göre göre böyle yok edilebilir mi?.. Köstebek gibi ormanları
durmadan kazıyorlar.
Boğazın iki yakasındaki İstanbul'un o binlerce yıllık muhteşem yeşili,
kanserli cilt gibi. Kahverengi, kızıl yaraların ortasında turuncu
dozerler-greyderler, birer virüs gibi durmadan yeşili kemirip bitiriyorlar.
İçine sarı yağmur suları dolmuş maden çukurları, irinli yaralar
sanki.
Bir tek kişi başını kaldırıp ‘‘Ne yapıyorsunuz?..’’ demiyor.
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları ne yapıyorlar bilemem?..
Çevreci kuruluşlar, medya ya da vicdanı olan herkes bu kurulları yakından gözlemeli.
Nasıl izin veriyorlar?..
Ne karşılığında?..
Neler dönüyor?..
Bu kurullardan izin almadan, ya da onların gönlünü yapmadan bir tek dal
koparmak olası mı?..
Bakın; yeni bir yasa getiriliyor.
Maden Kanunu'nda değişiklik yasası.
Bu yasayla; tarihsel-doğal ve kültürel zenginlikler maden aramalarına engel
olamayacak. Her yeri kazabilecekler. Ormanları, koyları, kıyıları,
zeytinlikleri, milli parkları, meraları, tarihi kalıntıların altını...
Yasa ile Koruma Kurulları'nın, Çevre Bakanlığı'nın, Milli Parklar'ın
yetkileri kısılıp, her şey çevre-doğa-tarih-kültür gibi bir derdi
olmayan Enerji Bakanlığı'nın vicdanına bırakılıyor. Nedeni; içine
ettikleri ekonomiyi kurtarmak için, çokuluslu madenci sermayenin kazmasını-küreğini
alıp gelmesini istiyorlar.
Yerli köstebekler yetmedi çünkü.
Buradan bütün çevreci kuruluşlara, örgütlere, derneklere, vakıflara
sesleniyorum.
Süregelen ve yenisi işlenecek olan cinayetlerde sorumluluğunuz var.
Susmak suçu işliyorsunuz.
Pısırık-korkak ve sinmişsiniz.
Artık başınızı kaldırmalısınız.
Kaldırın başınızı, bakın...
Hürriyet - Bekir Coşkun
|