Barakalar kalıcı
konut oldu
Muş'un
Varto ilçesinde 1966'da meydana gelen depremin üzerinden 36 yıl geçti ama
yaralar hâlâ sarılmadı
Umut içinde beklerken öldüler Dünya Kızılhaç Örgütü'nün katkılarıyla
İngiltere
Hükümeti tarafından 589 geçici baraka tipi ev yapılırken kalıcı konutların
ise kısa sürede inşa edileceği duyuruldu. Aradan tam 36 yıl geçti ancak
bir tek ev bile yapılmadı. Hak sahiplerinin birçoğu umut içinde beklerken
öldü.Yardımlar bölge için kullanılmadı Varto'da depremin yarattığı
sorunlar tam 36 yıldır giderilemiyor. Varto Belediye Başkanı Abdülbari Han,
'Barakalar kalıcı konut oldu. İran'ın gönderdiği 7 milyon dolar yardımı
da bölgeye harcamadılar. İnsanlar rezil ve sefil bir yaşam sürüyor' diye
konuşuyor.
Marmara Bölgesi 17 Ağustos ve 12 Kasım
depremleriyle sarsıldı. Aradan 3 yıl geçmesine karşın sorunların çözülmediğinden
yakınan depremzedenin çığlığı dinmiyor. Ancak bölgeden yüzlerce
kilometre uzakta, Muş'un Varto ilçesinde depremin yarattığı sorunlar tam 36
yıldır giderilemiyor.
Varto Belediye Başkanı Abdülbari Han,
''Barakalar kalıcı konut oldu. İran'ın gönderdiği 7 milyon dolar yardımı
da bölgeye harcamadılar. İnsanlar rezil ve sefil bir yaşam sürüyor'' dedi.
19 Ağustos 1966'da Muş'un Varto ilçesi 6.9 büyüklüğündeki
depremle sarsıldı. Resmi rakamlara göre 2 bin 369, yurttaşlara göre ise 3
bin 150 kişi öldü, 6 bin kişi de yaralandı, 5 bin 160 ev yıkıldı.
Depremin ardından tüm siyasiler, yabancı
kuruluşlar bölgeye akın etti, vaatlerde bulundu. İlçe genelinde yapılan
inceleme sonucunda 4 bin 400 hak sahibi belirlendi.
Bölgede, Dünya Kızılhaç Örgütü'nün katkılarıyla İngiltere Hükümeti
tarafından 589 geçici baraka tipi ev yapılırken kalıcı konutların ise kısa
sürede inşa edileceği duyuruldu. Aradan tam 36 yıl geçti ancak bir tek ev
bile yapılmadı. Hak sahiplerinin birçoğu umut içinde beklerken yaşamını
yitirdi.
Rezillik içinde bir yaşam
Varto Belediye Başkanı Abdülbari Han, ''36 yıl önce yapılan evler 42
metrekare, 2 oda, bir hol. Mutfağı, tuvaleti, banyosu bile yok. İnsanlar
devletten umudunu kesince, evlerin yanına tuvalet yapmış, yani rezillik içinde
yaşıyorlar'' dedi.
1986 yılında, barakalara kalıcı konut olarak
tapu verildiğini belirten Han, ''Devlet, sözünü tutmadığı yetmezmiş gibi
halkı bir de oyuna getirmiş. Onların zafiyetinden yararlanarak bu barakaları
'bunlar kalıcı ev oldu' diye halka yutturmuş, tapu vermiş. Cahil halk da çaresiz
kabul etmiş. Artık fazla hak da iddia edemiyor. İlçe merkezinde geçici
olarak yapılan 120 dükkânın da durumu aynı'' diye konuştu.
Marmara Bölgesi'ndeki depremin ardından yardımların
binde 1'inin bile Varto'ya gelmediğinden yakınan Han, şöyle devam etti:
''Devlet burayı yok saydı. İstanbul Teknik Üniversitesi'nden deprem uzmanı
Prof. Dr. Ahmet Ercan burayı inceledi. Varto'nun 3 milyon dolara yeniden inşa
edilebileceğini söyledi. 1966'da deprem olduktan sonra İran Şahı, buraya 7
milyon dolar gönderdi ama bize ulaşmadı, devlet el koydu. Bari bu paranın
yarısını verseler, her şey düzelecek ama yok, burayı haritadan silecekler.
Herkesi sefil ettiler.''
36 yıl önceki depremde yakınlarını kaybeden
Azize Işık (52) da hak sahibi eşi Bülent 'in yıllar önce öldüğünü
belirterek ''5 çocuğumla birlikte, bu kutu
gibi evde yaşıyoruz. Artık ben evden umudu kestim, belki çocuklarımın yüzünü
güldürürler'' dedi.
Küçük Değertaş (59), bölgede herkesin en az
5-6 çocuğu olduğuna dikkat çekerek
''İki de ana-baba. Karşılığında verilen ev 42 metrekare. Odalara yatak sığmıyor,
nefes alınmıyor. İnsana bu kadar zulüm edilir mi? Bize karşı niye bu kadar
vurdumduymaz bu devlet, 36 yıldır anlayamadım'' sözleriyle öfkesini yansıttı.
Depremde evi yıkılan Şerif Tepe (62) de
'Bizi bu kutu gibi evlere yerleştirdiler ve sonra, 'aman merak etmeyin, kısa süre
sonra geniş, kalıcı evlere geçeceksiniz' dediler. Umutla bekledik, ancak
1986'da yapılan oyunu görünce, umudumuz bitti'' diye dert yakındı.
'Biz uzakta kaldık'
Birkaç yıl, inşa ettikleri tuvaleti ortak kullandıklarını ancak umutlarını
yitirdikten sonra herkesin evinin kenarına derme çatma da olsa tuvalet yaptığını
anlatan Orhan Özer ise ''Biraz gücü olan mutfağını da dışarıya ekledi.
Gücü olmayanlar, bir odayı mutfak yaptı, geriye bir oda, bir hol kaldı. 6-7
kişi buraya nasıl sığdı, varın siz anlayın'' dedi.
Depremzedelerden Abdurrahman Sinanoğlu ise şöyle
yakındı: ''Deprem çok acı, kimsenin başına
gelmesin. Ama galiba bizim çektiğimiz acılar daha büyük. Gazetelerden
okuyoruz, nerede deprem olsa, devlet hemen yardıma koşuyor, genelde peşini de
bırakmıyor. Ama biz galiba çok uzakta kaldık, bizi unuttular. Bu Doğu'nun
kaderi, yapacak bir şey yok.''
Resmi rakamlara göre 2 bin 369, yurttaşlara göre
ise 3 bin 150 kişinin öldüğü Varto depreminde, 5 bin 160 ev yıkıldı
(solda). Üzerinden 36 yıl geçmesine karşın hâlâ depremin izlerini yaşayan
halk, 'Biz galiba çok uzakta kaldık, bizi unuttular' diye yakınıyor.
Cumhuriyet
|