reklam

16 Temmuz 2002 Salı
Ana Sayfa
>
Haberler

Barakalar kalıcı konut oldu

Muş'un Varto ilçesinde 1966'da meydana gelen depremin üzerinden 36 yıl geçti ama yaralar hâlâ sarılmadı
Umut içinde beklerken öldüler Dünya Kızılhaç Örgütü'nün katkılarıyla İngiltere
Hükümeti tarafından 589 geçici baraka tipi ev yapılırken kalıcı konutların ise kısa sürede inşa edileceği duyuruldu. Aradan tam 36 yıl geçti ancak bir tek ev bile yapılmadı. Hak sahiplerinin birçoğu umut içinde beklerken öldü.Yardımlar bölge için kullanılmadı Varto'da depremin yarattığı sorunlar tam 36 yıldır giderilemiyor. Varto Belediye Başkanı Abdülbari Han, 'Barakalar kalıcı konut oldu. İran'ın gönderdiği 7 milyon dolar yardımı da bölgeye harcamadılar. İnsanlar rezil ve sefil bir yaşam sürüyor' diye konuşuyor.

Marmara Bölgesi 17 Ağustos ve 12 Kasım depremleriyle sarsıldı. Aradan 3 yıl geçmesine karşın sorunların çözülmediğinden yakınan depremzedenin çığlığı dinmiyor. Ancak bölgeden yüzlerce kilometre uzakta, Muş'un Varto ilçesinde depremin yarattığı sorunlar tam 36 yıldır giderilemiyor.

Varto Belediye Başkanı Abdülbari Han, ''Barakalar kalıcı konut oldu. İran'ın gönderdiği 7 milyon dolar yardımı da bölgeye harcamadılar. İnsanlar rezil ve sefil bir yaşam sürüyor'' dedi.

19 Ağustos 1966'da Muş'un Varto ilçesi 6.9 büyüklüğündeki depremle sarsıldı. Resmi rakamlara göre 2 bin 369, yurttaşlara göre ise 3 bin 150 kişi öldü, 6 bin kişi de yaralandı, 5 bin 160 ev yıkıldı.

Depremin ardından tüm siyasiler, yabancı kuruluşlar bölgeye akın etti, vaatlerde bulundu. İlçe genelinde yapılan inceleme sonucunda 4 bin 400 hak sahibi belirlendi.
Bölgede, Dünya Kızılhaç Örgütü'nün katkılarıyla İngiltere Hükümeti tarafından 589 geçici baraka tipi ev yapılırken kalıcı konutların ise kısa sürede inşa edileceği duyuruldu. Aradan tam 36 yıl geçti ancak bir tek ev bile yapılmadı. Hak sahiplerinin birçoğu umut içinde beklerken yaşamını yitirdi.

Rezillik içinde bir yaşam
Varto Belediye Başkanı Abdülbari Han, ''36 yıl önce yapılan evler 42 metrekare, 2 oda, bir hol. Mutfağı, tuvaleti, banyosu bile yok. İnsanlar devletten umudunu kesince, evlerin yanına tuvalet yapmış, yani rezillik içinde yaşıyorlar'' dedi.

1986 yılında, barakalara kalıcı konut olarak tapu verildiğini belirten Han, ''Devlet, sözünü tutmadığı yetmezmiş gibi halkı bir de oyuna getirmiş. Onların zafiyetinden yararlanarak bu barakaları 'bunlar kalıcı ev oldu' diye halka yutturmuş, tapu vermiş. Cahil halk da çaresiz kabul etmiş. Artık fazla hak da iddia edemiyor. İlçe merkezinde geçici olarak yapılan 120 dükkânın da durumu aynı'' diye konuştu.

Marmara Bölgesi'ndeki depremin ardından yardımların binde 1'inin bile Varto'ya gelmediğinden yakınan Han, şöyle devam etti:
''Devlet burayı yok saydı. İstanbul Teknik Üniversitesi'nden deprem uzmanı Prof. Dr. Ahmet Ercan burayı inceledi. Varto'nun 3 milyon dolara yeniden inşa edilebileceğini söyledi. 1966'da deprem olduktan sonra İran Şahı, buraya 7 milyon dolar gönderdi ama bize ulaşmadı, devlet el koydu. Bari bu paranın yarısını verseler, her şey düzelecek ama yok, burayı haritadan silecekler. Herkesi sefil ettiler.''

36 yıl önceki depremde yakınlarını kaybeden Azize Işık (52) da hak sahibi eşi Bülent 'in yıllar önce öldüğünü belirterek ''5 çocuğumla birlikte, bu kutu gibi evde yaşıyoruz. Artık ben evden umudu kestim, belki çocuklarımın yüzünü güldürürler'' dedi.

Küçük Değertaş (59), bölgede herkesin en az 5-6 çocuğu olduğuna dikkat çekerek 
''İki de ana-baba. Karşılığında verilen ev 42 metrekare. Odalara yatak sığmıyor, nefes alınmıyor. İnsana bu kadar zulüm edilir mi? Bize karşı niye bu kadar vurdumduymaz bu devlet, 36 yıldır anlayamadım'' sözleriyle öfkesini yansıttı. Depremde evi yıkılan Şerif Tepe (62) de
'Bizi bu kutu gibi evlere yerleştirdiler ve sonra, 'aman merak etmeyin, kısa süre sonra geniş, kalıcı evlere geçeceksiniz' dediler. Umutla bekledik, ancak 1986'da yapılan oyunu görünce, umudumuz bitti'' diye dert yakındı.

'Biz uzakta kaldık'
Birkaç yıl, inşa ettikleri tuvaleti ortak kullandıklarını ancak umutlarını yitirdikten sonra herkesin evinin kenarına derme çatma da olsa tuvalet yaptığını anlatan Orhan Özer ise ''Biraz gücü olan mutfağını da dışarıya ekledi. Gücü olmayanlar, bir odayı mutfak yaptı, geriye bir oda, bir hol kaldı. 6-7 kişi buraya nasıl sığdı, varın siz anlayın'' dedi.

Depremzedelerden Abdurrahman Sinanoğlu ise şöyle yakındı: ''Deprem çok acı, kimsenin başına gelmesin. Ama galiba bizim çektiğimiz acılar daha büyük. Gazetelerden okuyoruz, nerede deprem olsa, devlet hemen yardıma koşuyor, genelde peşini de bırakmıyor. Ama biz galiba çok uzakta kaldık, bizi unuttular. Bu Doğu'nun kaderi, yapacak bir şey yok.''

Resmi rakamlara göre 2 bin 369, yurttaşlara göre ise 3 bin 150 kişinin öldüğü Varto depreminde, 5 bin 160 ev yıkıldı (solda). Üzerinden 36 yıl geçmesine karşın hâlâ depremin izlerini yaşayan halk, 'Biz galiba çok uzakta kaldık, bizi unuttular' diye yakınıyor.
Cumhuriyet

 

Temmuz 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz