‘Uluabat Gölü 65 yıl sonra
ortadan kalkabilir’
İnsan kaynaklı tahribat sonucu hızla yok olmaya yüz tutan Uluabat Gölü’nün,
65 yıllık süreçte ya bütünüyle kırsal bir ortama ya da sazlık–bataklık
alana dönüşebileceği uyarısında bulunuldu. Göl alanının 161
kilometrekareden 116 kilometrekareye düştüğü vurgulandı.
Ramsar Sözleşmesi kapsamında uluslararası koruma altında bulunan Türkiye’nin
en önemli sulak alanlarından Uluabat Gölü’ne, 65 yıllık ömür biçildi.
Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Öğretim Üyesi Doç.
Dr. Ertuğrul Aksoy, insan kaynaklı tahribat sonucu hızla yok olmaya yüz
tutan Uluabat Gölü’nün, 65 yıllık süreçte ya bütünüyle kırsal bir
ortama ya da sazlık–bataklık alana dönüşebileceği uyarısında bulundu.
Doç. Dr. Aksoy, yaptığı açıklamada, son 50 yıllık süreçte dünya nüfusundaki
hızlı artışın, çevre sorunlarının artmasına yol açtığını, bu sürede
doğal kaynakların hızla tüketilmesinin “sürdürülebilir yaşamı”
tehdit ettiğini belirtti.
Doğal kaynakların korunması için insan tüketiminin “sürdürülebilir”
bir nitelik kazanması gerektiğine dikkati çeken Aksoy, bunun ancak doğal
kaynakların yoğun biçimde gözlenmeleri ve elde edilen verilerin paylaşılmasıyla
mümkün olabileceğini söyledi.
Göl, sürekli küçülüyor
Ertuğrul Aksoy, uydu aracılığıyla elde edilen verilerin, Uluabat Gölü’nün
hızlı bir küçülme gösterdiğini ortaya çıkardığını belirtti. 1965 yılında
161 kilometrekare olan Uluabat Gölü’nün alanının, son ölçümlerde 116
kilometrekareye kadar gerilediğini kaydeden Aksoy, gölün küçülmesinde, DSİ’nin
verimli tarım arazisi kazanmak ve tarım alanlarını taşkınlardan korumak
amacıyla set çekilerek yaptığı daraltma çalışmalarının etkili olduğunu
öne sürdü.
Aynı süreçte yüzey sularının ve Mustafakemalpaşa Nehri’nin taşıdığı
toprak parçacıkları nedeniyle sazlık–bataklık alanların hızla büyüdüğünü
anlatan Aksoy, şunları söyledi:
“Çok geniş ve dik eğimli arazilerden oluşan havzaya sahip nehirlerle
beslenen göllerde, doğal koşulların etkisiyle oluşan su erozyonuna bağlı
sedimantasyon (toprak parçaları) kaçınılmazdır. Buna karşın göl,
ekstrem (uç) iklim değişiklikleri olmadığı sürece varlığını yüzyıllarca
sürdürebilir. Ancak, ormanların yok edilmesi, yüksek arazilerde işlemeli
tarım yapılması, endüstri, tarım ve kentsel kullanım amacıyla aşırı su
çekilmesi gibi insandan kaynaklanan etmenler, bu sürecin kısalmasına neden
olmaktadır. Son yıllarda yaşanan ve uydu verileri ile kolaylıkla gözlenebilen
sürecin önlem alınmadan devam etmesi halinde, Uluabat Gölü’nün yaklaşık
olarak 65 yıllık bir süreçte ya bütünüyle kırsal bir ortama ya da çok sığ
sazlık–bataklık bir alana dönüşeceği söylenebilir.”
Zaman
|