reklam

7 Eylül 2002 Cumartesi
Ana Sayfa
>
Haberler

Ege'nin kucağındaki tarih

Ege'nin kucağındaki tarihAristides'in şifa bulmak için gittiği Allianoi olduğu tahmin edilen Bergama'daki antik kentten Roma dönemi eserler fışkırıyor. Torbalı'daki Metropolis kazısı ise bitmek üzere, yakında görücüye çıkacak

Her yıl arkeoloji öğrencileri 15 Haziran-1 Ekim tarihleri arasında, çantalarını toplayıp Bergama'nın 18 kilometre dışına kazı yapmaya gidiyor. Başlarında Trakya Üniversitesi'nden Dr. Ahmet Yaraş, kazı alanının yakınına yerleşiyorlar ve orada kurdukları komünle tarihi ortaya çıkarma çabasını hızlandırıyorlar.
Bütün bir yaz emek verdikleri Allianoi kazısını geçen senelerde görenler, bu yıl büyük bir aşama kaydedildiğini söylüyor.

Allianoi'nin en büyük özelliği 45-55 derece arasında gidip gelen sıcak su kaynağının üzerine kurulmuş olması. Yapılan araştırmalar sonucu, buranın Aristides'in 'Kutsal Sözler' eserine göre şifa bulmak için gittiği Allianoi olduğu tahmin ediliyor.

Allianoi'de halihazırda üzeri yosun bağlamasına rağmen, boğucu bir sıcaklığın hâkim olduğu hamamlar da bulunuyor. Burası beş yıldır ortaya çıkarılmaya çalışıyor. Bu yıl özellikle, bölgeyi bir tür yarı-turist atraksiyonuna çevirmek için gezi yolu, mozaikleri tepeden incelemek için ahşap platform, otopark, dinlenme alanı oluşturulmuş. Ancak henüz ziyarete açılmamış.

Turistik çekim gücü
Bölgeyi denetleyen Bergama Müzesi ve Kültür Bakanlığı, kazı alanı ziyarete açıldığında büyük bir turistik çekim gücü oluşturabileceğine inanıyor. Alanın, 2002 yılının sonlarına doğru dışarıdan ziyaretçiler tarafından gezilebilmesi planlanıyor.
Ortaya çıkarılan bulgular ise Roma Çağı'na ait köprüler, caddeler, dükkânlar, çeşmeler, Bizans çağına ait kilise, şapel, konut, seramik ve cam fırınları...
Öte yandan, Allianoi'yi tıpkı Zeugma gibi bekleyen bir tehlike var: Suların altında kalması. Tamamı toprak altındayken, beş senelik yoğun bir çabayla ortaya çıkartılan bu tarihi yerleşim birimini Yortanlı Barajı tehdit ediyor. Ancak Dr. Yaraş, basit bir set inşasıyla bölgenin sular altında kalmayacağını düşünüyor. Böylece bölgeye her yıl neredeyse 200 milyar liraya yakın para ayıran Turizm Bakanlığı ve sponsor Philip Morris SA'nın çabaları da boşa gitmeyecek. Kazı alanına dikkatin tanıtımla çekileceğini hesaplayan öğrenciler de bu yıl sonunda yayımlanmak üzere bir kitap hazırlıyor. Halen CD-Rom ve internet siteleri mevcut.
Çalışmalarda, Roma çağına ait yol güzel güzergâhları ve çevre kentlerle bağlantısı tespit edilen Allianoi kazısının birkaç yıl daha devam etmesi planlanıyor.

Ve Metropolis
Yaklaşık 10 yıldan bu yana kazılan ve büyük yol alınan bir başka arkeolojik alan ise Metropolis. 1992 yılından beri buraya 1 milyon doların üzerinde para aktarılıyor.

Kazı ekibinde ise 15 arkeolog, restratör, arkeoloji görevlisi ve 25 işçi çalışıyor. Dokuz Eylül Üniversitesi'nden Prof. Dr. Recep Meriç, kazı ekibinin başında. İzmir-Efes anayolu üzerine kurulmuş kentte yer alan tarihi yapılanmada da büyük bir yol kat edilmiş. Hatta hiç yoktan ortaya çıkarılan tiyatroda geçtiğimiz yıllarda Cem Mansur konser bile vermişti.

Metropolis'e Torbalı ilçesini geçerek ulaşılıyor. Sarı tabelalarıyla çoktan bir gezi alanına dönüşmüş, her yıl belirli ziyaretçileri var. Son yıllarda kurutulmuş domates üretimiyle ön plana çıkan bir köy burası. Kazı alanı ise tepeden, etkileyici bir şekilde köye bakıyor. Tiyatronun yanı sıra kent meclisi, tuvalet, üstü kapalı gezinti yolu, hamam ve çeşitli dükkânlar da çıkarılmış. Prof. Dr. Meriç, dükkânların içlerinde hiçbir şey bulamadıklarını söylüyor. "Çeşitli savaşlar geçirmişlerse, bu dükkânların yağmalanmış olmaları muhtemel" diyor ve ekliyor: "Ama doğal afetlerle üzerleri kapatıldığında o dönemin birtakım eşyalarına ulaşabiliyoruz."

Birkaç medeniyetin ev sahibi
Metropolis'in en büyük özelliği, birkaç medeniyete ev sahipliği yapmış olması. Çalışmalar sonucunda erken ve orta tunç çağına ait bazı parçalar, Hitit dönemine ait çağdaş bir mühür bulunmuş. Milattan önce 725 yılından sonra ise Helenistik döneme geçilmiş, bu da bulunan akropolden yola çıkılarak varılan bir gerçek. Ardından Roma İmparatorluğu geleneğindeki evler, burada Roma döneminin başladığına da işaret ediyor. Şüphesiz en büyük gelişme ise Bergama Krallığı dönemine ait.

En sonunda, savaşlarla sürüklenen ve değişim gösteren kentte Bizans etkisi ve bir anlamda da hoyratlığı görülüyor. Bizans kalesi yapmak için, Helenistik dönemin meclis binasının üzerine duvar örülmüş.
Yani, kale tam anlamıyla meclisin üzerini yıkıp geçmiş. Prof. Dr. Meriç'in anlattığına göre, Bizanslılar tarihi dokuları korumaktansa onların mevcut taşlarından faydalanarak kendi yapılarını inşa etmişler. Metropolis, bunun sağlamasını yapmak için uygun bir yer olarak nitelendiriliyor.
Bugün Metropolis antik kentinden 4 bin metreküp toprak çıkarılmış. Mermer ve mozaikler hiçbir restorasyondan geçirilmeden, orijinal halleriyle kalmış. Günümüze kadar görüntülerinden bir şey kaybetmemesi hayli çarpıcı. Ancak nihayet, kazı çalışmalarının sonuna gelindi. İzmir Arkeoloji Müzesi de ayrı bir bölümde, Metropolis buluntularını sergilemeye hazırlanıyor.
Radikal

 

Eylül 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01
02 03 04 05 06 07 08
09 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30
diğer aylar için tıklayın

Mimarlık Ofislerinin Değişen ve Değişmeyen Yüzü' nü tartışıyoruz.

Forum'da başlayan tartışmaya şimdi katılmak için tıklayın.  Tartışma 24 Eylül'de Deneme Bilim Merkezi' nde davetli konuşmacılar ile son bulacak.

Yönetici: Atilla Yücel
Konuşmacılar: Cem İlhan,
Murat Tabanlıoğlu, Gökhan Avcıoğlu, Doğan Tekeli, Mehmet Konuralp


Philips Armatür'ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz