Ege'nin kucağındaki tarih
Aristides'in
şifa bulmak için gittiği Allianoi olduğu tahmin edilen Bergama'daki antik
kentten Roma dönemi eserler fışkırıyor. Torbalı'daki Metropolis kazısı
ise bitmek üzere, yakında görücüye çıkacak
Her yıl arkeoloji öğrencileri 15 Haziran-1 Ekim tarihleri arasında, çantalarını
toplayıp Bergama'nın 18 kilometre dışına kazı yapmaya gidiyor. Başlarında
Trakya Üniversitesi'nden Dr. Ahmet Yaraş, kazı alanının yakınına yerleşiyorlar
ve orada kurdukları komünle tarihi ortaya çıkarma çabasını hızlandırıyorlar.
Bütün bir yaz emek verdikleri Allianoi kazısını geçen senelerde görenler,
bu yıl büyük bir aşama kaydedildiğini söylüyor.
Allianoi'nin en büyük özelliği 45-55 derece arasında gidip gelen sıcak
su kaynağının üzerine kurulmuş olması. Yapılan araştırmalar sonucu,
buranın Aristides'in 'Kutsal Sözler' eserine göre şifa bulmak için gittiği
Allianoi olduğu tahmin ediliyor.
Allianoi'de halihazırda üzeri yosun bağlamasına rağmen, boğucu bir sıcaklığın
hâkim olduğu hamamlar da bulunuyor. Burası beş yıldır ortaya çıkarılmaya
çalışıyor. Bu yıl özellikle, bölgeyi bir tür yarı-turist atraksiyonuna
çevirmek için gezi yolu, mozaikleri tepeden incelemek için ahşap platform,
otopark, dinlenme alanı oluşturulmuş. Ancak henüz ziyarete açılmamış.
Turistik çekim gücü
Bölgeyi denetleyen Bergama Müzesi ve Kültür Bakanlığı, kazı alanı
ziyarete açıldığında büyük bir turistik çekim gücü oluşturabileceğine
inanıyor. Alanın, 2002 yılının sonlarına doğru dışarıdan ziyaretçiler
tarafından gezilebilmesi planlanıyor.
Ortaya çıkarılan bulgular ise Roma Çağı'na ait köprüler, caddeler, dükkânlar,
çeşmeler, Bizans çağına ait kilise, şapel, konut, seramik ve cam fırınları...
Öte yandan, Allianoi'yi tıpkı Zeugma gibi bekleyen bir tehlike var: Suların
altında kalması. Tamamı toprak altındayken, beş senelik yoğun bir çabayla
ortaya çıkartılan bu tarihi yerleşim birimini Yortanlı Barajı tehdit
ediyor. Ancak Dr. Yaraş, basit bir set inşasıyla bölgenin sular altında
kalmayacağını düşünüyor. Böylece bölgeye her yıl neredeyse 200 milyar
liraya yakın para ayıran Turizm Bakanlığı ve sponsor Philip Morris SA'nın
çabaları da boşa gitmeyecek. Kazı alanına dikkatin tanıtımla çekileceğini
hesaplayan öğrenciler de bu yıl sonunda yayımlanmak üzere bir kitap hazırlıyor.
Halen CD-Rom ve internet siteleri mevcut.
Çalışmalarda, Roma çağına ait yol güzel güzergâhları ve çevre
kentlerle bağlantısı tespit edilen Allianoi kazısının birkaç yıl daha
devam etmesi planlanıyor.
Ve Metropolis
Yaklaşık 10 yıldan bu yana kazılan ve büyük yol alınan bir başka
arkeolojik alan ise Metropolis. 1992 yılından beri buraya 1 milyon doların üzerinde
para aktarılıyor.
Kazı ekibinde ise 15 arkeolog, restratör, arkeoloji görevlisi ve 25 işçi
çalışıyor. Dokuz Eylül Üniversitesi'nden Prof. Dr. Recep Meriç, kazı
ekibinin başında. İzmir-Efes anayolu üzerine kurulmuş kentte yer alan
tarihi yapılanmada da büyük bir yol kat edilmiş. Hatta hiç yoktan ortaya çıkarılan
tiyatroda geçtiğimiz yıllarda Cem Mansur konser bile vermişti.
Metropolis'e Torbalı ilçesini geçerek ulaşılıyor. Sarı tabelalarıyla
çoktan bir gezi alanına dönüşmüş, her yıl belirli ziyaretçileri var.
Son yıllarda kurutulmuş domates üretimiyle ön plana çıkan bir köy burası.
Kazı alanı ise tepeden, etkileyici bir şekilde köye bakıyor. Tiyatronun yanı
sıra kent meclisi, tuvalet, üstü kapalı gezinti yolu, hamam ve çeşitli dükkânlar
da çıkarılmış. Prof. Dr. Meriç, dükkânların içlerinde hiçbir şey
bulamadıklarını söylüyor. "Çeşitli savaşlar geçirmişlerse, bu dükkânların
yağmalanmış olmaları muhtemel" diyor ve ekliyor: "Ama doğal
afetlerle üzerleri kapatıldığında o dönemin birtakım eşyalarına ulaşabiliyoruz."
Birkaç medeniyetin ev sahibi
Metropolis'in en büyük özelliği, birkaç medeniyete ev sahipliği yapmış
olması. Çalışmalar sonucunda erken ve orta tunç çağına ait bazı parçalar,
Hitit dönemine ait çağdaş bir mühür bulunmuş. Milattan önce 725 yılından
sonra ise Helenistik döneme geçilmiş, bu da bulunan akropolden yola çıkılarak
varılan bir gerçek. Ardından Roma İmparatorluğu geleneğindeki evler,
burada Roma döneminin başladığına da işaret ediyor. Şüphesiz en büyük
gelişme ise Bergama Krallığı dönemine ait.
En sonunda, savaşlarla sürüklenen ve değişim gösteren kentte Bizans
etkisi ve bir anlamda da hoyratlığı görülüyor. Bizans kalesi yapmak için,
Helenistik dönemin meclis binasının üzerine duvar örülmüş.
Yani, kale tam anlamıyla meclisin üzerini yıkıp geçmiş. Prof. Dr. Meriç'in
anlattığına göre, Bizanslılar tarihi dokuları korumaktansa onların mevcut
taşlarından faydalanarak kendi yapılarını inşa etmişler. Metropolis,
bunun sağlamasını yapmak için uygun bir yer olarak nitelendiriliyor.
Bugün Metropolis antik kentinden 4 bin metreküp toprak çıkarılmış. Mermer
ve mozaikler hiçbir restorasyondan geçirilmeden, orijinal halleriyle kalmış.
Günümüze kadar görüntülerinden bir şey kaybetmemesi hayli çarpıcı.
Ancak nihayet, kazı çalışmalarının sonuna gelindi. İzmir Arkeoloji Müzesi
de ayrı bir bölümde, Metropolis buluntularını sergilemeye hazırlanıyor.
Radikal
|