'Gökdelensiz kent
olmaz'
Dejan Sudjic'e göre her metropol gökdelenlere ihtiyaç duyuyor, Asya ülkelerinde
ise bu iş bir yarışa dönmüş durumda. Bu sayede dünyanın en yüksek binası
Kuala Lumpur'da yapıldı: Petronas kuleleri.
Venedik Mimarlık Bienali, geleceğin gökdelen mimarisini büyüteç altına
alıyor. Bienalin İngiliz küratörü Dejan Sudjic'e göre 11 Eylül bile gökdelen
tutkusunun önüne geçemedi
Geleceğin mimarisinin sergileneceği Uluslararası Venedik Mimarlık
Bienali,
8 Eylül-3 Kasım 2002 tarihleri arasında düzenlenecek. 'Next' başlığı altında
oluşturulan bienal, 140 yeni projenin ışığında geleceğin müze, konut,
kamu binası, havalimanı, istasyon mimarisine ışık tutacak. Bienalin en ilgi
çekecek bölümlerinden biri ise, 'gökdelen mimarisi'ni konu alıyor.
Bu yılki bienalin küratörlüğünü üstlenen İngiliz Dejan Sudjic'in de
vurguladığı gibi New York'ta 11 Eylül 2001'de ikiz kulelere düzenlenen saldırının
neden olduğu şok, gökdelen mimarisine set çekmedi. Ancak 21. yüzyılda hem
yeraltında işleyen metrodan, hem de çok yüksekten ürker olduk. Ama Sudjic'e
göre metropol olabilmek, havalimanları ve metro ağından önce dev gökdelenlere
sahip olmayı gerektiriyor. Bienal kapsamında bugün ABD pavyonunda ikiz
kuleleri konu alan bir fotoğraf sergisi açılacak ve kulelerin yeniden ayağa
kaldırılması amacına yönelik geliştirilen 7 yeni proje tanıtılacak.
Aynı zamanda Domus dergisinin yöneticisi de olan küratör Dejan Sudjic,
bienal öncesi La Repubblica'nın Venerdi ekinin kendisi ile yaptığı söyleşide
herkesin korkulu rüyası olan gökdelenlerin başdöndürücü bir hızla Hong
Kong'dan Toronto'ya, Kuala Lumpur'dan Rotterdam'a kadar yayıldığını ve kule
mimarisi konusundaki görüşlerini anlattı.
11 Eylül saldırısı şehirlere yönelik mimari tasarımları çok
etkilemedi...
New York'taki saldırı herkese mimarlığın simgesel gücünü hatırlattı.
İkiz kuleler, Manhattan açısından bir dönüm noktasıydı. Batı'ya düşman
olanlar da bu gerçeğin farkındaydı. Kamikaze pilotlardan biri, mimarlık öğrencisiydi.
Bu önemli bir ayrıntı.
Bu saldırı bile yükseğe olan tutkuyu engelleyemedi...
Başlangıçta bir şok yaşandı, çok yüksek binalar karşısında bir güvensizlik
hâkimdi. Ama sonra bu gerilim aşıldı.. Mimarlık, geleceğe bakabilen,
iyimser bir disiplin. Korku ile yaşaması mümkün değil. Gökdelen inşa
etmenin en mantıklı gerekçesi büyük kentlerdeki kalabalık nüfus. Avrupa'
daki kulelerin çoğu 40-50 kattan oluşuyor. Asya'daki kuleler kadar yüksek değiller.
Şimdi öyle görünüyor ki New Yorklular da 65 katı aşan gökdelenlerin uğursuzluk
getirdiğine inanır oldu.
Dünyada en çok gökdelen nerede inşa ediliyor?
Asya'da. Şanghay, Hong Kong, Pekin, Kuala Lumpur gibi şehirlerde. Ama yükseklik
tutkusu, bu konuda daha temkinli giden Avrupa'da da hızla yayılıyor. Şimdiden
yalnızca Londra'da 60-70 kat öngören yirmi proje mevcut.
En yüksek benim gökdelenim olacak diye bir yarıştan söz edilebilir mi?
Hong Kong mevcut rekorları kırmak için çabalıyor. Yarışan şehirleri
izlemek eğlenceli. Örneğin Kuala Lumpur'da Petrona Towers'ın inşasında
Malezyalılar birinciliği kaybedebilecekleri kaygısı yüzünden son kata ulaşamadılar.
Koreliler ise dünyanın en yüksek otelini, piramit şeklinde inşa etmek
istiyordu. Ama bir türlü sonuca gidemediler. Bir iktidar elde etmek için çabalarlarken,
iktidarsız duruma düştüler.
Venedik'teki projeleri hangi kirterlere göre seçtiniz?
Dünyanın her yerinde farklı bir gökdelen estetiği hâkim. Yenilikçi çözümler
getiren projeler üzerinde durdum. 'Towers' adlı pavyonda gelecek yıllarda inşa
edilecek gökdelenler sergilenecek; New York'lu Kohn Pedersen Fox stüdyosunun
tasarladığı Hong Kong'un en yüksek gökdeleni, Renzo Piano, Boris Podrecca,
Norman Foster ve Jean Nouvel gibi mimarların Avrupa için tasarladıkları gökdelenler...
'City of Towers' ise gerçekleştirilmesi öngörülmeyen, sekiz mimarın bienal
için hazırladıkları gökdelen tasarımlarını tanıtacak.
Avrupa'nın 'uzunları'
1. İngiliz mimar Norman Foster'ın mimarlığını üstlendiği Swiss Re,
Londra'nın merkezinde boy gösterecek. Konik ve uzun formu nedeniyle Foster'ın
gökdeleni 'erotik salatalık' olarak da adlandırılıyor. Berlin'deki
Reichstag'ın kubbesi ile Londra'daki Millennium Bridge de Foster'ın imzasını
taşıyor.
2. Jean Nouvel'in tasarımı olan bir başka konik gökdelen İspanya'da
Barcelona'nın merkezinde inşa edilecek. Nouvel, Le Corbusier'nin modernizmi
ile 1980'ler ve 90'ların postmodern anlayışları arasında üçüncü ve yeni
bir yol arayışına gitti. Paris'teki Arap Dünyası Enstitüsü'nün binası
da Nouvel'in tasarımı.
3. Yugoslav mimar Boris Podrecca ise Torino'nun merkezinde inşa edilecek bir gökdelen
tasarladı. Podrecca'nın projesi, Venedik'te tanıtılıyor.
Radikal
|