15 tane yat limanı
projesi bürokrasiye takılı kaldı
Yat turizmi açısından büyük
bir potansiyele sahip olan Türkiye’de, bürokratik engellerin aşılamaması,
marina kapasitesini 3 binde sınırlı bırakıyor. 15 adet yat limanı projesi
bürokraside sonuçlanmayı bekliyor.
Türkiye yat turizmi açısından oldukça yüksek bir potansiyele sahip olduğu
halde, kapasitesini kullanamıyor. 8 bin km’lik sahil şeridine sahip Türkiye’de
marinalardaki yat bağlama kapasitesi 3 bin. Yunanistan’da bu rakam 15 bin, İtalya’da
85 bin, Fransa’nın güney kıyılarında da 15 bin.
Kalamış, Fenerbahçe, Ayvalık, Çeşme, Kuşadası, Karacasöğüt, Finike
ve Antalya’da marinaları bulunan Setur Marina Müdürü Zafer Ergül, marina
yapımı ve işletme belgesi alabilmenin Türkiye şartlarında çok zor olduğunu
belirtti. Ergül, marinaya sadece işletme belgesi alabilmek için 2 yıl uğraştıklarını
söyledi. Turizm işletme belgesi için 8 bakanlığa bağlı 13 genel müdürlüğe
yapılan yazışmaların 2 yıl sürdüğünü kaydeden Ergül, tüm firmaların
belge alabilmek için 2 ile 3 yıl arasında değişen bürokratik işlemlerle uğraştığını
kaydetti.
Kaş’a 1995 yılında ihale edilen bin 500 metre uzunluğundaki yat limanı
atıl vaziyette bekliyor. Bürokratik engelleri aşamayan firma marinayı
tamamlayamadı. Söz konusu marina, Dalaman Havaalanı’na 180, Antalya
Havaalanı’na ise 220 kilometre uzaklıkta. Kaş’ın karadan ulaşımı zor
olması nedeniyle alternatif olarak deniz ulaşımı daha da önem kazanıyor.
Kaş Limanı, Fethiye–Antalya arasında tur düzenleyen firmaların en uğrak
limanlarından birisi. Sefer düzenleyen yatların Kaş Limanı’na uğrama
zorunluluğu var; zira diğer limanlarla aradaki mesafenin uzun olması
sebebiyle mazot, su ve dinlenme ihtiyaçlarını gidermeleri ancak bu yolla mümkün.
1995 yılında temeli atılan limanın sadece rıhtımı tamamlanmış durumda.
Limanın belirlenen süre içinde bitirilemediğini ve süresinin iki kez
uzatıldığını kaydeden Kaş Belediye Başkanı Emin Erdem, “Eğer geri
kalan kısımları da tamamlanmış olsaydı Türk turizmi için büyük bir
potansiyel oluşacaktı. Kullanmakta olduğumuz liman ihtiyacın yüzde 10’unu
ancak karşılayabiliyor.” dedi.
Türkiye’de 15 tane marina projesinin bürokratik engellemeler sebebiyle
yapılamayıp dosyalarda beklediğine dikkat çeken Egeyat Yönetim Kurulu Başkanı
Sinan Özer, devletin marina yapımı için yer göstermede zorluklar çıkardığını,
gösterdiği yerlerde ise bir süre sonra sivil toplum kuruluşları tarafından
doğal hayatı bozacağı gerekçesi ile protestolara maruz kaldıklarını söyledi.
Özer, Türkiye’nin 8 bin km’lik sahil şeridinde yer alan marinalardaki yat
bağlama kapasitesinin toplam 3 bin adet yatla sınırlı olduğunu,
Yunanistan’da ise 15 bin, İtalya’da 85 bin ve Fransa’nın sadece güney kıyılarında
120 bin yat bağlama kapasitesine sahip olduğunu kaydetti.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki yat turizm sektörünü karşılaştıran
Sinan Özer, “Dünyadaki deniz ticaretinin yüzde 20’si Yunanlıların
elinde. Türkiye’nin payı yüzde 1 dahi değil. Türkiye’nin ürettiği
navlunun (vapur ile taşınan yük ve taşıma ücreti) yüzde 80’i Yunanlılar
tarafından taşınıyor. Yunanlıların denizciliğe ne kadar önem verdiğini
rakamlar gösteriyor.” şeklinde konuştu. Kruvaziyer turizminin önemine de
değinen Sinan Özer, “Bütün dünya kruvaziyer turizminde yer kapmaya çalışırken,
biz olmaması için elimizden geleni yapıyoruz. Ülkemizde doğru düzgün, büyük
gemilerin yanaşabileceği liman yok. Son 10 yıldır Bodrum’da liman yapacak
yer beğenemedik, bulamadık. Oysa, kruvaziyer yolcusu gelir düzeyi yüksek sınıftandır.”
ifadesini kullandı.
Zaman
|