Türkiye rüzgârının
çok azını kullanıyor
Türkiye’nin rüzgâr enerjisi çalışmaları 1990’lı yıllarda yoğunlaştı.
Şubat 1998’de Çeşme’de kurulan 1,5 megavatlık rüzgâr çiftliği Türkiye’nin
ilk ticari rüzgâr yatırımı oldu.
Türkiye en az 2 bin 500 megavatlık rüzgâr enerjisi potansiyeline sahip
olmasına karşın bunun yalnızca 19 megavatını hayata geçirebilmiş
durumda.
Yüzlerce yıldır fosil yakıtların tüketimine alışmış olan dünya,
artık yenilenebilir enerjilere yönelmeye başladı. Tükenmeyen ve doğaya hiçbir
zararı olmayan bu enerji sistemlerinden günümüzde en çok yatırım yapılanı
rüzgâr enerjisi. Doğaya hiçbir zararı olmayan rüzgâr türbinleri hem
fazla alan kaplamıyor, hem de kurulduğu alanda yaşayan insanlar için iş
alanı yaratıyor. Denizde de kurulabilen rüzgâr türbinleri, kuruldukları
alanda tarım yapılmasına da olanak sağlıyor.
Yakıt maliyeti yok
Greenpeace Akdeniz Ofisi Enerji Kampanyası Sorumlusu Melda Keskin’in verdiği
bilgiye göre, rüzgâr enerjisi için yakıt maliyeti yok ve tesis maliyeti ödendikten
sonra da sadece işletme ve bakım maliyetleri söz konusu. Yatırım maliyeti
toplam maliyetin yüzde 75 ile yüzde 90’ınını oluşturuyor. Rüzgâr türbinleri
kolayca sökülebilirken, arazinin de kolayca eski haline dönüştürülmesi mümkün.
Greenpeace ve Avrupa Rüzgâr Enerjisi Birliği, Endonezya’nın Bali
kentindeki “Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi 4. Hazırlık Toplantısı”nda
yayınladıkları rüzgâr enerjisi ile ilgili raporda, 20 yıl içinde dünya
enerji üretiminin yüzde 12’sinin rüzgâr enerjisiyle karşılanabileceğini
savunuyor. Rapora göre rüzgâr enerjisi, ortalama yüzde 40 büyüme hızıyla
dünyanın en hızlı büyüyen enerji kaynağı ve yılda 5 milyar doları aşan
bir hacme sahip. Bugün dünyada 35 milyon insan rüzgâr elektriği kullanıyor.
‘Türkiye şansını geri tepiyor’
Türkiye’deki Greenpeace Akdeniz Ofisi enerji kampanyası sorumlusu Melda
Keskin, rüzgâr enerjisine önem vermeyen ülkeler için şu görüşleri
savundu:
“Dünya Zirvesi aracılığıyla, geleceğin enerji sorununu çözmek üzere
masaya oturan hükümetler, rüzgâr enerjisinin endüstriyel potansiyelini yok
saymaları halinde başarısız olmaya mahkumdur. Türkiye, Avrupa’nın en iyi
teknik rüzgâr potansiyeline sahipken, Enerji Bakanlığı birkaç yıl içinde
binlerce kişiye istihdam sağlayarak devreye girebilecek 2500 megavatı aşkın
yatırımı engelleyerek bu şansı geri tepiyor.”
En hızlı büyüyen enerji türü
Rüzgâr enerjisinin dünyanın en hızlı büyüyen enerjisi olduğunu belirten
Avrupa Rüzgâr Enerjisi Birliği’nden Christian Kjaer ise şunları söyledi:
“Rüzgâr gücü daha yolun başında olmasına karşın, şu anki durumu bile
çok etkileyicidir. ‘Rüzgâr Enerjisi-Yüzde 12’ adlı rapor , ucuz, güvenli
bir enerji ve çevresel kaygıları gözeten bu üretim biçiminden
yararlanabilmemizin önünde, teknik engeller ya da kaynakla ilgili sınırların
olamadığını gösteriyor. Teknoloji mevcuttur ve kaynak tükenmeyecek özelliktedir.
Kaynağı ve becerisiyle rüzgâr endüstrisi bu hedefi gerçekleştirme
konusunda hazır olsa da, rüzgâr enerjisinin yaygınlaşabilmesi için daha güçlü
politik işaretlere gereksinim vardır.”
Avrupa’nın en iyi rüzgâr potansiyeline sahip ülkesi
Aralık 1998’de yine Çeşme’de 7,2 megavatlık bir santral, Haziran
2000’de ise Bozcaada’da 10,2 megavatlık rüzgâr santralleri devreye girdi.
Greenpeace’in açıkladığı bilgilere göre, Türkiye’nin halen en az 2
bin 500 megavatlık rüzgâr enerjisi potansiyeli varken, Türkiye bunun sadece
19 megavatını hayata geçirebilmiş durumda. 1993 yılına ait OECD ülkeleri
araştırmasında Türkiye Avrupa’nın en iyi rüzgâr potansiyeline sahip ülkesi.
1 megavat başına 22 iş yaratacak durumda olan rüzgâr çiftlikleri yerel
istihdam da yaratıyor. İzmir bölgesinde açılacak bir fabrikada önce rüzgâr
türbini kanatları, daha sonra ise jeneratörlerin üretiminde 180 kişi çalıştırılacağı
belirtiliyor.
NTVMSNBC
|