reklam

18 Eylül 2002 Çarşamba
Ana Sayfa
>
Haberler

Oda Başkanlarının Adaylıkları...

Eğer ertelenmezse, 3 Kasım 2002'nin meslek odaları tarihine de ''adaylık rekorunun kırıldığı seçimler'' olarak geçeceğinden eminim...

Gerçi, çok sayıda ''oda başkanı'' , parti liderlerine bu kez de yaranamadılar... Ya liste dışındalar ya da seçilemeyecek sıralardalar...

Ancak yine de artık birer ''oy peşindeki siyasetçi'' konumundalar...

Hep ''sakıncalı'' idiler
Meslek odaları yıllardır hep ''doğruları'' savundular, siyasetçiler ise hep ''tersini'' yaptılar...

Odaların, hem ülke ve toplum yararını gözeten, hem de bilimin ve mesleğin gereklerine öncelik veren görüş ve önerileri, bunları engel sayan rant ve soygun düzeni peşindeki siyasetçiler için ne zaman ''sakıncalı'' görülmedi ki?

Şimdi aynı durum partilerin ''aday beğenilerinde'' de gözleniyor... Meslek odaları başkanlarından ''adaylık paralarını'' peşin toplayıp, sonra da onlara ''kusura bakmayın'' diyen parti kurmaylarının tümü, ülkeyi yine uzmanlıklara saygı içinde değil, dar çıkar beklentilerine bağlı yönetmeye aday olduklarını da ''açıkça'' ilan etmiş oluyorlar...

Ya, ''sivil'' denetim?
Ne var ki oda başkanlarının, bu sonucu ''tahmin edebilecekleri'' birikimlerine rağmen, böylesine geniş katılımla adaylık yarışına girmeleri de bir başka ''inançsızlığın'' göstergesi gibi...

Çünkü, ülke çıkarı ve toplumsal haklar adına kotarılması gereken asıl görev, ''siyasal partilerden bağımsız'' üretilen görüş ve önerilerin genel politikalarda da etkin olmasını sağlamak değil midir?..

Nitekim, bu yönde son yıllarda ciddi mesafeler de alındı... Kimi kronik ''oda düşmanı'' kesimlerin dışındaki birçok siyasi ve yönetsel gruplarla ''düşünce ve proje ortaklıkları'' kurulmaya başlandı... Katılımcılığın ve ''sivil-demokratik denetimin'' verimli örnekleri de giderek yaygınlaşıyor... Bu süreç zenginleşerek ilerlerken, meslektaşlarınca meslek odalarını yönetmek için seçilenlerin birdenbire ''milletvekilliğine'' heveslenmeleri acaba ne anlama geliyor? Kuşkusuz, oda çalışmalarını yine odalarda kalarak sürdürecek kadrolar bu ''vefasızlığın'' boşluğunu yaşatmayacak bir ''mirasa'' sahipler... Kimbilir belki bu kez de ''eski başkanlarının partilerine karşı'' doğruları savunmayı sürdürecekler...

Ancak, başkanlardaki adaylık oranının bu denli yükselmesi, ''hükümet dışı'' bir kimliğin ve gücün, demokrasi ve uygarlık yürüyüşündeki çağdaş değerinin hâlâ yeterince kavranamadığını da gösteriyor...

Siyasi kimlikler
Bu böyle olmasa bile, aynı meslek odaları yöneticilerinin değişik siyasal partilerden milletvekili adayı olmaları sürecinde, ''oda başkanlığı erklerini ve unvanlarını'' da taşımaya devam etmelerinin artık ''tartışılması'' gerekmiyor mu?..

Gerçi yasalar, kamu görevlileri için, adaylık koşullarında bu ''misyonlarını'' bırakma kuralını getirirken (aslında Anayasa'ya göre ''eşdeğer kamusal sorumluluk'' taşıyan) oda başkanlarına da aynı zorunluluğu açıkça tanımlamıyor...

Ancak, hem yine Anayasa'nın ''yürütme'' bölümünde yer verilen meslek odalarıyla ilgili 135. maddenin genel ilkeleri açısından, hem de oda başkanlarının ''tüm meslektaşlarını'' temsil etmesinden kaynaklanan ''demokratik'' sorumluluklarının ''etik değerleri'' dikkate alındığında, adaylık sürelerindeki ''aktif siyasi kimlikleri'' ile bu kamusal görevlerine devam etmeleri pek uygun düşmüyor...

Örneğin, adaylıkları kesinleşen başkanların, hiç değilse yönetim kurullarında yeniden görev bölümü yapılarak, en azından seçimlere kadar başkanlığı bırakmaları, her şeyden önce ''meslek odası kültürü'' nün bir gereği değil midir?..

Öncelikle TMMOB'nin bir an önce bunu gündemine alması ve odalara gereken uyarıyı da yapması, tarihsel saygınlığını daha da güçlendirecek...

Adaylıklarını işte bu etiğe de uyarak sürdürecek meslek odası başkanlarımız ise aynı saygınlığa yakışır bir ''demokrasi dersi'' de vermiş olacakar...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci

 

Eylül 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01
02 03 04 05 06 07 08
09 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30
diğer aylar için tıklayın

Aziz & Derin Sarıyer 
01 Ekim 2002
günü  Diyalog bölümümüze konuk olacak.

Aziz & Derin Sarıyer hakkında daha fazla bilgi edinmek için  tıklayın
Selim Velioğlu ile görüşlerinizi paylaşmak, sorularınızı yöneltmek için 
tıklayın.


Vitra - Artema'nın katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz