reklam

17 Ekim 2002 Perşembe
Ana Sayfa
>
Haberler

Pompidou Merkezi'nin tasarımcılarından Renzo Piano, bir  başyapıta daha imza attı

Temmuz 1944 tarihinde bir bombalama görevinde Güney İtalya'daki Foggia ve Avusturya'daki Klagenfurt bölgeleri arasında bir noktada yaşamını yitiren Amcam Jack'in anısına, geçen yaz bu iki bölge arasında bir uçuş gerçekleştirdim. Meşe, çam ve porsuk ağaçlarıyla kaplı Foggia'dan geçerken bir uçuş rotasında görülebilecek en olağanüstü yapı alanıyla karşılaştım. Gargano'nun en yüksek dağları Monte Nero ve Monte Calvo'nun tam ortasında bulunan etkileyici ve popüler hacı türbesinin üzerinde tur attım. Cenovalı mimar Renzo Piano tarafından tasarlanmış bu yeni San Giovanni Rotondo Bazilikası, Papa John Paul tarafından aziz ilan edilen efsanevi keşiş Padre Pio'nun ilk evrensel tapınak merkezi.

Günümüz mimarisinin en çağdaş ve başarılı mimarlarından olan Piano, tam bir modernist. Padre Pio'nun ölümünden bir yıl sonra Richard Rogers ve Peter Rice ile tasarımına başladığı Pompidou Merkezi Paris'in ikonası haline gelmiş. Piano bu yapıyı, "eğlenceli bir kentsel makine (urban machine), Jules Verne'in kitaplarından fırlamış bir yaratık, kuru bir limana demir atmış alışılmamış bir gemi" sözleriyle tasvirliyor.

Aslında San Giovanni Rotondo Manastırı'ndan peder Gerardo, 1991 yılında bu teklifle geldiğinde Piano reddetmiş. Bunu takip eden 3 hafta boyunca Piano'nun Cenova'daki stüdyosuna Peder Gerardo'nun ve keşişlerin kutsama faksları yağmış ve bunun üzerine Piano pes ederek projeyi kabul etmiş. Alternatif modern inançların en popüler türbesi Pompidou Merkezi'nin yanı sıra Bari ve prensipteki inancı futbol olan İtalya'da Puglia'nın en görkemli stadyumlarını tasarlamış olan Piano, büyük yapıların nasıl güzel inşa edileceğini, kalabalıkla nasıl baş edileceğini, insanların kitlesel hareketlerini nasıl asilleştireceğini bilen bir mimar. Osaka Sahili'ndeki yapay bir adada bulunan Kansai Havalimanı Terminali de bunun en büyük kanıtlarından.

Bu büyük kilise üzerindeki ilk çalışmalar 1995 yılında başlamış, görünürde bitmiş, ancak yapımı hiç bir zaman aceleye getirilmemiş. Bu sadece temellendirmenin bir sorunu değil, yeni bazilikayı yerel taşın üzerine oturtma gerçeğiydi. Peki bu durum, mimarın hayal gücünde her hangi bir kısıtlama gerçekleştirdi mi? Hayır. Piano, taşla inşa etme geleneğini tekrar güçlendirmek için uzunca düşündü ve San Giovanni Rotondo'da yeni bir mimari dil konusunda öncü oldu. Toplam 6000 kişiyi içine alan, aşağı kotta bulunan ve 50 metre yüksekliğindeki kubbeyi taşıyan kemer, taştan inşa edilmiş muhtemelen en uzun taşıyıcı kemer olma özelliği taşımakta.

"Bu, rekor kitaplarına girmek için yapılmış bir girişim değildir. Gotik katedrallerin inşa edildiği dönemden yaklaşık 1000 yıl sonra taşla nelerin inşa edilebileceğini yeniden keşfetme arzusudur. Teknik virtiözlük kendi içinde bir bitiş değildir, ancak bu, hassas bir formel tercihin ihtiyaçlarına cevap verir. San Giovanni Rotondo Kilisesi bu dağlık bölgeden sıçrayan bir yapı. Duvarlar, taşıyıcı kemerler ve çatı, bu elemanların tümü taştan yapıldı. Biz, belli bir gayeyle tasarımın anahtarı olarak tek bir malzeme konusunda ısrarcı davrandık." sözleriyle Piano, bu tasarımındaki çıkış noktalarını açıklıyor.

Cesur strüktürünün büyüklüğüne rağmen, yer kotundan bakıldığında kilise, çevresine saygılı bir yapı. "Aslında, kilise ziyaretçiler çok yakınına gelene kadar görünmeyecek bile" diyen Piano, anıtsal cepheler yapmak adına sadece camla kapladığı kilisenin bu ağırbaşlı girişi, eğimli bir bahçeye bakıyor.
Ziyaretçilerin görecekleri ilk şey, yol boyunca kiliseye doğru uzanan büyük bir taş duvar. Bu duvar aynı zamanda bazı dinsel inançların sembolu olan 12 büyük çanı da desteklemekte. Piano'ya göre çanların sesi ve en yüksek noktasında 25 metreye ulaşan duvarın büyüklüğü sayesinde kilise, bu bölgenin sembolu haline gelecek.

İçeride taş koridorlar ve dairesel bir düzen içinde tasarlanmış taş kemerleri destekleyen eğimli duvarlar, tüm zamanların kubbeyle örtülü en beklenmedik mekanını oluşturmuş. Mimari bir ifadeyle ışıkla doldurulmuş, güçlü bir etkisi olan mucizevi bir mekan tasarlamış Piano. Piano'nun havalimanı terminalleri, sanat galerileri ve yüksek ofis binalarına uzanan bir buluş olan Padre Pio Kilisesi'nin ilham veren mimarlığı, farklı inançlardan herkese açık.
The Guardian - Jonathan Glancey 
Çeviren: Gülfidan Cansızoğlu

 

Ekim 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Diyalog

İhsan Bilgin 30 Ekim 2002 günü  Diyalog bölümümüze konuk oldu.

İhsan Bilgin hakkında daha fazla bilgi edinmek için  tıklayın

Diyalog buluşmasını soru cevap şeklinde okumak için  buraya tıklayın...


Vitra - Artema'nın katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz