reklam

19 Ekim 2002 Cumartesi
Ana Sayfa
>
Haberler

Orman İçin Alkışlanacak Karar...

Anayasa Mahkemesi 4 Ekim 2002 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan kararı ile orman dışına çıkarılan yerlerin, kullanıcılarına ya da başkalarına, hatta orman içi köyler halkına bile satılamayacağına ve devredilemeyeceğine, bu konuda TBMM tarafından bir düzenleme yapılmasının olanaksız olduğuna karar verdi. Bu karar, orman varlığımızın korunması ve geleceği açısından tarihsel bir karardır ve çok ciddi sonuçlar doğurması da kaçınılmazdır. Bu karar ile doğal zenginlikler ve kaynaklar kapsamındaki ormanların işgalini özendiren orman dışına çıkarma sürecinin son bulması beklenmelidir. Tersi durumda, erozyon yüzünden kurumaya yüz tutan Anadolu topraklarında, orman ve bitki örtüsünün rant uğruna daraltılmasına yol açanların ödüllendirilmelerine devam edilmesinin bedelini ulusça ödeyeceğimiz kuşkusuzdur.

Bilindiği üzere, 29 Haziran 2001 tarihli ve 4706 sayılı yasa ile (madde 3), orman dışına çıkarılan yerlerin, orman köylüsü olanlar yanı sıra, bu yerleri fiilen kullananlara, ihale yoluyla başkalarına, belediyelere ve Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü'ne satılması öngörülmüş, bu konuda, Orman Bakanlığı devre dışı bırakılarak, tüm yetkiler Maliye Bakanlığı'na devredilmişti. Türkiye genelinde 4580 km2'lik bir alanı kapsayan bu uygulama, hükümet tarafından, ülkenin iç kaynaklarını harekete geçirmede önemli bir adım olarak kamuoyuna açıklanmıştı.

Bu konuyu inceleyen ve bu sayfada yayımlanan bir yazıda(*), anayasanın 170. maddesinde, orman dışına çıkarılan yerlerin, yalnızca orman içi köyler halkının yararlanmasına tahsisinin kanunla düzenlenmesinin öngörüldüğü ve orman köyleri halkına tanınan bu yetkinin mülkiyet değil yararlanma olduğu belirtilmişti.

Bu açıklamaya ek olarak, anayasanın 170. maddesi gereği çıkarılan 2924 sayılı yasa ile maliye hazinesi adına orman dışına çıkarılan yerlerin kullanıcılarına satılması ile ilgili hükümlerin de anayasaya aykırı olduğuna değinilmişti. Bu yazıdan 6 ay sonra, Anayasa Mahkemesi'nin, 23.01.2001 tarihli ve E. 2001/382, K. 2002/21 sayılı karar ile orman dışına çıkarılan yerlerin tasarrufuna ilişkin yıllardır süren belirsizliğe son vermesi sevindiricidir.

1983 tarihli ve 2924 sayılı yasa ile 19 yıldır, orman dışına çıkarılan yerlerin kullanıcılarına satılmasına ve mülkiyetlerinin tapuda devredilmesine hiç kimse ses çıkarmamış ve hiçbir dönemde bu uygulamanın anayasaya aykırı olduğu resmen açıklanmamıştı. Ormanlarımız, orman dışına çıkarma işlemleri ile adeta yağma alanı durumuna gelmişti. Sonunda Anayasa Mahkemesi, gecikmiş de olsa, bu anayasa dışı uygulamalara dur demiş bulunuyor.

Sayın Cumhurbaşkanı'nı, böylesi bir kararın alınmasını sağladığı için kutlamak gerekiyor.

Bugüne kadar, arazilerinin tamamı ya da büyük bir kısmı orman dışına çıkarılmış ve kamuoyunda 2/B olarak adlandırılan yerlerin oluşturduğu, başta İstanbul'da Ömerli, Çavuşbaşı, Sultanbeyli olmak üzere daha pek çok yerin belediye ilan edilmesine ne demeli? Mülkiyet hakkı bulunmayan yerlerde, belediye kurarak imar yetkisi vermek bir çelişki değil midir? İcra organının, orman aleyhine sonuçlar doğuran bu tür yetki kullanımının haklı bir gerekçesi olabilir mi? İyi ki Türkiye'de, anayasaya aykırılığa izin vermeyen bir cumhurbaşkanı ve Anayasa Mahkemesi var!

Bir kez sınırlandırılarak tapuya tescil edilen bir orman, anayasanın 169. maddesine göre, zaman aşımı ile mülk edinilemez ve mülkiyeti devrolunamaz. Görülmektedir ki ormanları korumak için yapılması gereken ilk iş, orman kadastrosu olarak adlandırılan sınırlandırma çalışmalarını ülke genelinde tamamlamak ve böylece ülke nirengi ağlarına dayalı haritalarla sınırları ve yüzölçümü kesinleşen ormanları tapuda tescil etmektir.(**)

1937 yılında başlayan ormanları sınırlandırma çalışmaları, 63 yılda (1937-2000), ormanlarımızın yüzde 74'ünde tamamlanmış, ancak sınırlandırılan yerlerin yüzde 73'ü tapuda tescil edilmemiştir.

Bu durum, sınırlandırıldığı ve korunduğu sanılan ormanların da yağmalanma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını göstermektedir. Orman Genel Müdürlüğü'nün, bu konuda, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ile yaptığı protokolden olumlu bir sonuç elde edemediği anlaşılmaktadır. Bu konuda, mutlaka TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası ile Orman Mühendisleri Odası'nın katkıları istenilmelidir. Kesin çözüm için yapılması gereken ikinci iş, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 7. maddesinde belirtilen orman kadastro komisyonlarınca orman dışına çıkarma işlemlerine Anayasa Mahkemesi kararı ile birlikte son verilmesidir.

Buna rağmen, orman dışına çıkarmaya yol açan kişilere ve eylemlere karşı caydırıcı ve ağır cezai ve mali yaptırımlar kararlılıkla uygulanmalıdır. İmar affında görülen istismarlara ve popülizme, bu konuda, kesinlikle izin verilmemelidir.

Ve ardından yapılacak üçüncü iş, ülke genelinde, bugüne kadar meydana gelen tüm 2/B alanlarının, hazırlanacak bir proje doğrultusunda, bir tasfiye işlemine tabi tutulmasıdır.

* Erdal Köktürk, ''Orman Dışına Çıkarılan Yerleri Yağmalama...'', Cumhuriyet, 2 Temmuz 2001.
** Erdal Köktürk, ''Ormanları Korumada Öneri'', Cumhuriyet, 12 Haziran 2001.

Cumhuriyet - Dr. Erdal KÖKTÜRK Harita ve Kadastro Mühendisi, Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı

 

Ekim 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Platform

Konut Alanlarının Değişen ve Değişmeyen Yüzü' nü tartışıyoruz.

Forum'da başlayan tartışmaya şimdi katılmak için tıklayın.  Tartışma 22 Ekim'de Deneme Bilim Merkezi' nde davetli konuşmacılar ile son bulacak.

Yönetici: İhsan Bilgin
Konuşmacılar:
Yiğit Gülöksüz, Murat Güvenç, Hakan Kodal, Nevzat Sayın, Yıldız Sey, Levent Turan, Han Tümertekin


Philips Armatür'ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz