Geleceğin Tarihçilerine
'Gaflet ve Dalalet'in Özeti...
Gelecek kuşakların sadece suyunu, yeşilini değil ''tarihçilerini'' de düşünmek
gerekiyor...
Çünkü, oyların 1/3'üyle TBMM'nin 2/3'üne oturmaya ''demokrasi''
dememizi anlamayacaklar... 18 partiden 16'sının aldığı yarıdan fazla oyun
çöpe atılmasını ''çok partili demokratik sistem'' sanmamıza da hayret
edecekler...
Hele, bin yılların uygarlık birikimleriyle bilim ve aydınlanmayı Avrupa
'dan çok önce insanlığa armağan etmiş; tüm İslam coğrafyasında laik
Cumhuriyeti de ilk ve tek gerçekleştiren ''Anadolu halkının'' , 2000'lerin
başlarında böylesi bir kültürel derinliğin tersini simgeleyen bir
''ittifaka'' oy yağdırmasına ise şaşırıp kalacaklar...
Olan biteni kavrayabilmeleri için geleceğin tarihçilerine acaba nasıl
yardımcı olabiliriz?
Medyanın ''dalkavukluk rekorunu'' kırdığı şu günlerde, ''aydınlanmacıların''
görevi daha da artıyor...
Bunun bilinci içindeki gazetemizin 10 Kasım 2002 tarihli başyazısında
ise ''Cumhuriyet ve demokrasi karşıtlarına verilen oyların'' sorumluları şöyle
özetleniyor:
''Laik kesimde siyaset yapan politikacıların gaflet ve dalalet içinde çıkar
yarışının anaforuna sürüklenmeleri, ülkeyi derinden sarsan bir laiklik
bunalımına sürüklemiştir...''
İşte, bu büyük ''gaflet ve dalalet'' in örneklere dayalı bir özeti:
Yağma ekildi, şeriat biçildi...
Bir yaşındaki AKP'nin yüzde 34'lük oy oranı ''dincilikle kol kola giren
liberallerin 50 yıllık'' ürünüdür...
1950'lerden beri arsa spekülasyonu ve emlak rantıyla desteklenen bir tüketim
ekonomisinin ''imar talanı örgütlenmesini'' 1980'lerle birlikte ele geçiren
şeriat, bu olanağı sadece iş çevrelerine değil, ''tüm halka'' açtı...
Liberaller ise sayısız ''imar aflarıyla'' bunu beslerken örneğin ''kaçak
camilerin'' bile adeta birer ''arazi yağması kalesi'' olmasına da yıllarca göz
yumdular...
Sonunda devletin ''kadrolu imam'' bile atadığı bu hukuk dışı siyasal
kalelerin minarelerine bir şiirde ''süngü'' denilmesinden ötürü yasalar anımsanınca,
en geniş özgürlüğü ''imar talanında'' tanıyanlar, bunu en geniş sağlayanların
''fikir özgürlüğünü'' de oylarıyla desteklediler...
"Laikliği yıpratan" vurgunlara gelince...
Örneğin, Gökkafes 'leri korumak için ''ilçe sınırları'' nı bile değiştirenler,
''Cumhuriyetin bekçisiyiz'' diye diye bunu yaptılar... Hatta, yine laik şapkalarıyla
''üst düzey devlet kurullarını'' bile rant kulesine oturttular ve asansörde
göklere çıkarken seçimde barajın dibini boyladılar...
AKP 'nin lideri ise aynı yapının sahipleriyle de görüşmesine rağmen
parti programında ''kente karşı suçlar önlenecek'' diyerek her bayramda üzerine
Atatürk resmi asılan ''imtiyazlı gökdelene'' tepkinin de oylarını aldı...
Benzer şekilde, İzmit Körfezi'ndeki SEKA fidanlığını Ford fabrikasına
bedava veren ''AB'ci laikler'' ile ''Çankaya'nın bahçesini de açarım''
diyenlerin ''Ezan susmaz, bayrak inmez'' sloganlı siyasal mirasçıları da
barajın altında kaldılar...
''Ormanları'' paralı üniversitelere peşkeş çekenleri ise bu tutumlarını
hep göklere çıkartan ''medyaları'' bile kurtaramadı... Talana ''dur'' diyen
yargı kararlarını bile eleştiren medyacılar, ormanları işgal eden yandaşlarına
göz yumarken aynı üniversiteye karşı çıkan Erdoğan 'la şimdi kol
kolalar...
Ruhsatsız temel atma törenlerinin siyasal kahramanları ise barajın altından
seslenerek yine aynı yağmayı eleştiren ''sivil toplumun'' arasına döneceklerini
söylüyorlar!..
Yıllardır bu tür tutumları hep ''çağdaş uygarlık'' adına sürdüren
''laik talancıların'' şimdi AKP'ye dönüp; ''ekonomi politikaları değiştirmeyin''
gibi öğütler vermelerine, üstelik bunları ''Cumhuriyet rejimi'' adına söylemelerine
de artık ''pes'' demek gerekmiyor mu?..
'Rant ekonomisi ortaklığı...
Recep Tayyip Erdoğan 'ın seçim meydanlarındaki ''SİT uygulamasını
halledeceğiz'' sözleri ise ''rant ekonomisi'' nin liberali de dinciyi de yağmacılıkta
''ortak'' kıldığının son kanıtı...
İşte bu ''kirli'' talan kazançlarından ''pay'' alınarak ''solculuk'' yapılmasından
vazgeçilebildiği zaman, sadece gelecekteki tarihçilerin değil, toplumun da güven
duyduğu bir ''aydınlatma'' nın önderliği ''hak edilmiş'' olacak...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|