reklam

13 Kasım 2002 Çarşamba
Ana Sayfa
>
Haberler

Geleceğin Tarihçilerine 'Gaflet ve Dalalet'in Özeti...

Gelecek kuşakların sadece suyunu, yeşilini değil ''tarihçilerini'' de düşünmek gerekiyor...

Çünkü, oyların 1/3'üyle TBMM'nin 2/3'üne oturmaya ''demokrasi'' dememizi anlamayacaklar... 18 partiden 16'sının aldığı yarıdan fazla oyun çöpe atılmasını ''çok partili demokratik sistem'' sanmamıza da hayret edecekler...

Hele, bin yılların uygarlık birikimleriyle bilim ve aydınlanmayı Avrupa 'dan çok önce insanlığa armağan etmiş; tüm İslam coğrafyasında laik Cumhuriyeti de ilk ve tek gerçekleştiren ''Anadolu halkının'' , 2000'lerin başlarında böylesi bir kültürel derinliğin tersini simgeleyen bir ''ittifaka'' oy yağdırmasına ise şaşırıp kalacaklar...

Olan biteni kavrayabilmeleri için geleceğin tarihçilerine acaba nasıl yardımcı olabiliriz?

Medyanın ''dalkavukluk rekorunu'' kırdığı şu günlerde, ''aydınlanmacıların'' görevi daha da artıyor...

Bunun bilinci içindeki gazetemizin 10 Kasım 2002 tarihli başyazısında ise ''Cumhuriyet ve demokrasi karşıtlarına verilen oyların'' sorumluları şöyle özetleniyor:

''Laik kesimde siyaset yapan politikacıların gaflet ve dalalet içinde çıkar yarışının anaforuna sürüklenmeleri, ülkeyi derinden sarsan bir laiklik bunalımına sürüklemiştir...''

İşte, bu büyük ''gaflet ve dalalet'' in örneklere dayalı bir özeti:

Yağma ekildi, şeriat biçildi...
Bir yaşındaki AKP'nin yüzde 34'lük oy oranı ''dincilikle kol kola giren liberallerin 50 yıllık'' ürünüdür...

1950'lerden beri arsa spekülasyonu ve emlak rantıyla desteklenen bir tüketim ekonomisinin ''imar talanı örgütlenmesini'' 1980'lerle birlikte ele geçiren şeriat, bu olanağı sadece iş çevrelerine değil, ''tüm halka'' açtı...

Liberaller ise sayısız ''imar aflarıyla'' bunu beslerken örneğin ''kaçak camilerin'' bile adeta birer ''arazi yağması kalesi'' olmasına da yıllarca göz yumdular...

Sonunda devletin ''kadrolu imam'' bile atadığı bu hukuk dışı siyasal kalelerin minarelerine bir şiirde ''süngü'' denilmesinden ötürü yasalar anımsanınca, en geniş özgürlüğü ''imar talanında'' tanıyanlar, bunu en geniş sağlayanların ''fikir özgürlüğünü'' de oylarıyla desteklediler...

"Laikliği yıpratan" vurgunlara gelince...

Örneğin, Gökkafes 'leri korumak için ''ilçe sınırları'' nı bile değiştirenler, ''Cumhuriyetin bekçisiyiz'' diye diye bunu yaptılar... Hatta, yine laik şapkalarıyla ''üst düzey devlet kurullarını'' bile rant kulesine oturttular ve asansörde göklere çıkarken seçimde barajın dibini boyladılar...

AKP 'nin lideri ise aynı yapının sahipleriyle de görüşmesine rağmen parti programında ''kente karşı suçlar önlenecek'' diyerek her bayramda üzerine Atatürk resmi asılan ''imtiyazlı gökdelene'' tepkinin de oylarını aldı...

Benzer şekilde, İzmit Körfezi'ndeki SEKA fidanlığını Ford fabrikasına bedava veren ''AB'ci laikler'' ile ''Çankaya'nın bahçesini de açarım'' diyenlerin ''Ezan susmaz, bayrak inmez'' sloganlı siyasal mirasçıları da barajın altında kaldılar...

''Ormanları'' paralı üniversitelere peşkeş çekenleri ise bu tutumlarını hep göklere çıkartan ''medyaları'' bile kurtaramadı... Talana ''dur'' diyen yargı kararlarını bile eleştiren medyacılar, ormanları işgal eden yandaşlarına göz yumarken aynı üniversiteye karşı çıkan Erdoğan 'la şimdi kol kolalar...

Ruhsatsız temel atma törenlerinin siyasal kahramanları ise barajın altından seslenerek yine aynı yağmayı eleştiren ''sivil toplumun'' arasına döneceklerini söylüyorlar!..

Yıllardır bu tür tutumları hep ''çağdaş uygarlık'' adına sürdüren ''laik talancıların'' şimdi AKP'ye dönüp; ''ekonomi politikaları değiştirmeyin'' gibi öğütler vermelerine, üstelik bunları ''Cumhuriyet rejimi'' adına söylemelerine de artık ''pes'' demek gerekmiyor mu?..

'Rant ekonomisi ortaklığı...
Recep Tayyip Erdoğan 'ın seçim meydanlarındaki ''SİT uygulamasını halledeceğiz'' sözleri ise ''rant ekonomisi'' nin liberali de dinciyi de yağmacılıkta ''ortak'' kıldığının son kanıtı...

İşte bu ''kirli'' talan kazançlarından ''pay'' alınarak ''solculuk'' yapılmasından vazgeçilebildiği zaman, sadece gelecekteki tarihçilerin değil, toplumun da güven duyduğu bir ''aydınlatma'' nın önderliği ''hak edilmiş'' olacak...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci

 

Kasım 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03
04 05 06 07 08 09 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30
diğer aylar için tıklayın

Platform

İşverenlerin Değişen ve Değişmeyen Yüzü' nü tartışıyoruz.

Forum'da başlayan tartışmaya şimdi katılmak için tıklayın.  Tartışma 19 Kasım'da Deneme Bilim Merkezi' nde davetli konuşmacılar ile son bulacak.

Yönetici: Emre Arolat
Konuşmacılar:
Can Elgiz, Haydar Karabey, Reşit Soley, Han Tümertekin, Erhan İşözen


Philips Armatür'ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz