Ankara'da yapılması düşünülen katlı kavşaklarlar
Ankara Büyükşehir Belediye meclisi, 1994'te onaylanan Ankara Ulaşım Ana
Planı'na aykırı olarak kent bütününe 22 tane daha katlı kavşak yapılması
kararı aldı. TMMOB Şehir Plancıları Odası endişelerini yaptıkları basın
açıklaması ile dile getirdi.
"Kamu kaynakları, yani ödediğimiz vergiler ne yazık ki savurganca
harcanmaya devam ediliyor. Dünyada terk edilmiş geleneksel ulaşım
politikaları ısrarla uygulanmak isteniyor. Toplu taşıma yerine bireysel ulaşımı
özendiren yaklaşımlar sonucu çevre kirliliği, kazalar, mekansal sorunlar ve
trafik sorunları katlanıyor. Üstelik kavşaklardan ikisi, arkeolojik ve
kentsel sit alanı olan Ulus'un kentsel dokusunun bozulmasına yol açacak
yerlerde planlanıyor!
'Çağdaş ulaşım politikalarının temel ilkesi, araç taşımak değil,
insan taşımaktır.' Bugün, gelişmiş ülkelerin büyük kentlerinde bu yaklaşım
dikkate alınmakta ve toplu taşıma sistemleri geliştirilmektedir. Bunun için
otobüs özel yolları ve şeritleri oluşturulmakta; metro - tramvay gibi çağdaş
ulaşım sistemleri hayata geçirilmekte, ayrıca özellikle kentin merkezi bölgelerine
otomobille geliş kısıtlanmaktadır.
Ankara'da bugün uygulanmakta olan sistem ise, kentin bütününü gözetmeyen,
noktasal çözümlere dayalı, gelişmiş ülkelerde 40 yıl önce terk edilmiş
olan "geleneksel yaklaşım" adı verilen ulaşım politikasıdır.
Katlı kavşak yapımıyla bir noktada yaratılan serbest akım, talebi artırarak
diğer bir kavşakta daha fazla tıkanıklılığa yol açmakta, yani trafik tıkanıklığı
bir kavşaktan diğerine ötelenmektedir. Ankara'da da bu genel kural değişmemiş,
yapılan katlı kavşaklar ancak kısa süreli bir rahatlatma yaratmış ve yol
üzerindeki bir sonraki kesişimde daha fazla tıkanıklığa yol açmıştır.
Akay Kavşağı'nın yapımından sonra, Kavaklıdere ve Kızılay kavşaklarında
oluşan tıkanıklıklar, bugüne kadar söylediklerimizi doğrular
niteliktedir. Bu yanlış sistem, 'insan değil makine taşımayı' amaçlamaktadır.
Belediye yönetimince toplu taşımacılıktaki sorunların giderilmesi için
çaba sarf edilmemekte, öncelikle otomobillerin sorunlarının çözümü
hedeflenmektedir. İlk bakışta otomobil sahiplerinin lehine görünse bile,
Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin uyguladığı politikalar, gündelik yaşamında
otomobili çok sık kullanmak zorunda olanların aleyhine sonuçlar yaratmaktadır.
Çünkü, kaynakların, sadece bireysel ulaşım talebi için harcanarak toplu
taşıma sistemlerinin hızı, konforu ve yaygınlığının artırılması için
yatırımların yapılmaması sonucu bu sistemlerin cazibesini yitirmesi,
normalde işe gidiş gelişlerinde toplu taşımayı tercih edebilecek kişileri
bile otomobil kullanmaya yönelterek taşıt trafiğini artırmakta, bu da kısıtlı
ulaşım altyapısı içinde ne kadar kavşak yapılırsa yapılsın trafik
sorunlarını çözememektedir. Toplu taşımayı kullanan yolcuların azalması
sonucu kamu toplu taşımacılığının işletme verimliliği azalmakta, zarar
gerekçesi ile toplu taşıma ücretlerine zam yapılması! gündeme
getirilmektedir.
Yapılan katlı kavşak ve ulaşım altyapıları nedeniyle kentin dokusu
bozulmakta, yayaların kullandığı hemzemin geçitler kaldırılmakta,
otomobil kullanım oranının yükselmesi nedeniyle benzin tüketimi, enerji
kullanımı, hava kirliliği, trafik kazaları, ulaşım maliyeti ve otopark
sorunları katlanarak artmaktadır. Kentimiz yollar ve kavşakların
hakimiyetine girmekte; toplu taşıma ve yaya ulaşımı gibi diğer hareket biçimleri
sürekli dışlanan taraf olmaktadır.
Bugüne kadar yapılan ve yapımı için Kasım ayında karar alınan yeni
katlı kavşaklar, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin Ulaşım Planlama
birimince hazırlanan ve 1994'te onaylanan Ankara Ulaşım Ana Planına da aykırı
olup, bu planda öngörülen "toplu taşımacılığın geliştirilmesi"
hedef ve ilkelerinin tamamen dışında uygulamalardır. Bugüne kadar Ulaşım
Ana Planı'nda öngörülen otobüs öncelikli şeritlerin ayrılması ve Ulus
ve Kızılay'ın yaya öncelikli düzenlenmesi için çalışmalar yapılmamıştır.
1998 yılında Belediye tarafından yaptırılan Ankara Trafik ve Ulaşım İyileştirme
Etüdü planında bulunan otobüs sisteminin hızının ve etkinliğinin artırılmasına
yönelik öneriler de yine uygulanmamıştır. Bu bilimsel çalışmalar,
konusunda yetkin şehir plancıları ve ulaşım uzmanları tarafından hazırlanmıştır;
ancak ne yazık ki Ankara Büyükşehir Belediyesi yönetimi, bilimselliği önemsemediği
için bu planları rafa kaldırmıştır. En vahim yan ise, ulaşım planlamasına
ait bu tip kararlar alınırken, belediye bünyesinde bulunan ulaşım uzmanı
ve plancıların görüşlerine başvuru gereği bile duyulmamaktadır.
Yapılması için karar alınan 22 kavşaktan ikisi Ulus ve Hergelen Meydanı
Kavşakları olup bu alanlar kentsel sit alanıdır. Cumhuriyet dönemi sivil
mimarlık örneklerinin yoğunlaştığı bölgeler olup, ayrıca Roma, Bizans,
Selçuklu ve Osmanlı dönemi çok önemli tarihi kalıntıların olduğu Ulus
Arkeolojik Sit Alanının çevresidir. Eğer bu katlı kavşaklar yapılacak
olursa, tarihsel değerlerimiz, geriye dönüşü imkansız biçimde tahrip
edilecektir. Kaldı ki Ulus, esasında, trafiğin sınırlandırılması ve yaya
öncelikli düzenlenmesi gereken bir bölgedir.
Ayrıca, yapılacak bu kavşaklar için yine vergilerimizle yarattığımız
trilyonlarca liralık kamu kaynağı savurganca harcanacaktır. Akay katlı kavşağı
için bugünkü fiyatlarla, harcanan para 50 trilyonun üzerindedir. Tek kavşak
için harcanan bu parayla, Ankara'nın tüm kamu taşımacığı otobüslerini
yenilemek ve trafiği çok daha akılcı çözümlerle yönetmek mümkündür.
Belediye yönetimi trafik sorununu sadece şoför mahali içinden gören ve
ne bilimsel, ne de kentin yaşanabilirliğini gözeten anlayışlardan artık
vazgeçmelidir. Büyükşehirler için taşıt ulaşımı, kendi başına bir
amaç olamaz. Kentin yaşanabilirliği, sürdürülebilirliği ve cazibesi çok
daha önemlidir. Toplu taşım, kentlerimizin mekansal sınırlılığı, kamu
kaynakları ve artan nüfus gerçekliğinde kent içi ulaşımda ucuz, verimli
ve akılcı tek çözümdür."
Ankara Büyükşehir Belediye yönetimin, aynı sorunları yaşamış ve katlı
kavşakların çözüm olmadığını görmüş olan batılı ülkelerin çoktan
terk ettiği bu yaklaşımlardan vazgeçmesini umuyoruz. Toplu taşımacılığı
geliştirmeye yönelik 'bilinen' çağdaş yaklaşımları uygulamasını, kent
içi yolculukların %30'unu oluşturan yaya ulaşımını önemsemesini ve yaya
haklarını gözeten uygulamalar yapmasını talep ediyoruz. Dile getirdiğimiz
bu yaklaşımlar, Belediye tarafından çeşitli zamanlarda hazırlanmış
ancak, şu anda uygulanmayan Ulaşım Etütlerinde fazlasıyla vardır. Çağdaş
yaklaşımların uygulanabilmesi için ihtiyaç olan tek şey, planlamayı,
bilimselliği ve kentin yaşanabilirliğini önemseyen bir belediye yönetimi
anlayışıdır."
Arkitera
|