reklam

14 Ocak 2003 Salı
Ana Sayfa
>
Haberler

Arap Şükrü...

Yaklaşık 50 yıldır kentlerimizi tutsak alan imar rantıyla en erken tanışanlar arasında Bursa da var... Ancak o denli güçlü bir ''uygarlık birikimine'' sahip ki, tüm duyarsızlıklara rağmen ''tarihsel kimliğini'' yok edemediler...

Ne yeşil ovasını kemiren sözde ''yeşilşehirler'' , ne sanki Uludağ 'da yarışan o görgüsüz ''gökdelen'' özentileri, ne de geleneksel dokuyla sözde ''modern'' (!) yaşam adına çullanan yap-sat apartmanları, bu kenti geçmişinden ayırabildi...

Tıpkı İstanbul gibi, onca mirası yok olsa da ''elde kalabilen değerleriyle'' çağların kenti olduğunu hâlâ kanıtlıyabiliyor... İstanbul'dan ''farklı'' olarak ise ''elden çıkmak üzere olan değerlerini'' de kurtaran bir yerel yönetim ve kamu-sivil dayanışmasıyla tarihsel mekânlarını yeniden kent yaşamına kazanıyor...

Zaten, bu nedenle de ''Tarihi Kentler Birliği'' nin 2000 yılındaki kuruluşuna öncülük ve ev sahipliği yapmanın yanı sıra, aynı birliğin ''merkezi'' olma görevini de 2 yıldır coşkuyla sürdürüyor...

Örneğin daha düne kadar ''artık bitti'' denilen bir Cumalıkızık, özel sektör- ÇEKÜL ve meslek kurumları işbirliğiyle gerçekleştirilen koruma uygulamalarıyla şimdi ''Bursa turizminin'' de gözbebeği...

Benzer şekilde bir Kale Sokak, bir Tophane yamaçları, Ulucami ve çevresindeki tarihi ''hanlar'' bölgesi ile tüm kaplıcaların başkenti Çekirge 'deki koruma planlamaları her kentimiz için ''ders'' alınacak çabalar... 1922'den bu yana anılarda kalan ünlü ''Irgandı Çarşı Köprüsü'' de eski dükkânlarıyla yeniden kente kazandırılmak üzere...

'Sürdürülebilir' çağdaşlık
İşte bu duyarlılık içersinde alçakgönüllü bir kent kültürü örneği olarak gerçekleştirilen ''Tarihi Yahudilik Arap Şükrü Sokağı'' düzenlemesinin ise ''Bursa kimliğinde'' çok özel bir yeri var...

Çünkü, özellikle Osmanlı 'nın ilk başkenti olmasıyla da bütünleşen anıtsal cami ve türbelerinden ötürü, adeta ''dinsel bir peyzaj'' sergileyen Bursa'da, yine aslında Osmanlı döneminden miras bir ''kent kültürü'' geleneği olarak ''meyhanelerin'' de kendine özgü geleneksel mekânlarında ''sürdürülebilir'' kılınması tam bir uygarlık gösterisi...

Böylece kentin geçmişinden geleceğe akan zamanın algılanmasında, tarihten gelen kültürel birikimlerin ''yaşamın her alanında'' duyumsanması da Arap Şükrü 'deki eski ama bakımlı lokantalarda ve doyumsuz sokak masalarında gerçekleşiyor...

'Sivil' korumacılık...
1324'te Bursa'nın Osmanlı kenti olmasından sonra Orhangazi döneminde Yahudilerin yerleştiği sokakta, 1492'de İspanya'dan göçe zorlanan Yahudiler de 2. Bayezıt 'ın emriyle yaşamaya başlarlar... Günümüz Bursası'nda ise buradaki ilk meyhanenin sahibi ''Arap'' lakaplı Şükrü Çetin olunca, bu isim artık tüm sokağı simgeler...

Osmangazi Belediyesi'nin 1991'deki yayalaştırma kararının ardından kent yaşamındaki yeri güçlenen Arap Şükrü için bugünkü mutlu gelişmeyi sağlayan ''Koruma ve yenileyerek düzenleme'' projesi ise her yönüyle bir ''sivil dayanışma'' örneği...

Yine belediyenin desteğinde, ancak bu kez sokak esnafı ve sakinlerinin örgütlendikleri ''Arap Şükrü Koruma ve Geliştirme Derneği'' nin etkin katılımı ve Tuborg 'un sponsorluğu ile gerçekleştirilen uygulamada, ''mimarlık'' katkısı da, ÇEKÜL Vakfı'nın Bursa militanlarından Belgin Çetiner Lümalı ve Selim Lümalı 'ya ait...

Restorasyonda meyhanelerle birlikte çiçekçiler, çay ocakları, berberler, boyacılar vb. gibi diğer işyerlerinin de proje kapsamında yenilenmesi ise ''sokak kimliğinin'' bütünselliğini sağlıyor...

Böylece Bursa'yı ziyaret edenler, anıtsal yapılarda tarihin görkemli becerilerini izlerken, Arap Şükrü'de de aynı geçmişin ''insan sıcaklığıyla'' buluşmuş oluyorlar...

Korumamız ve gelecek kuşaklara aktarmamız gereken de işte bu tarih ve yaşam kucaklaşmasının ''keyfi'' değil midir?..
Cumhuriyet - Oktay Ekinci

 

Ocak 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05
06 07 08 09 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Platform

"Güncel Basın ve Mimarlık"  tartışılıyor.

Forum'da başlayan tartışmaya şimdi katılmak için tıklayın.  Tartışma 06 Şubat'ta İTÜ Mimarlık Fakültesi 109 No'lu Salon' da davetli konuşmacılar ile son bulacak.

Yönetici: Korhan Gümüş
Konuşmacılar: Serhan Ada, Behiç Ak, 
İhsan Bilgin, Tan Oral

Lamp 83' ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz