Irak'taki tarihsel miras
Arkeolog Nermin Bayçın 'ın, arkeolog Mehmet Özdoğan 'la yaptığı
''Irak'taki tarihsel miras'' röportajını, acaba ABD Büyükelçiliği'ndeki
''basın uzmanları'' da okudular mı?.. (Babil Tehdit Altında/Cumhuriyet-Dergi/ƒ
05-Ocak-2003)
Okuduktan sonra da önceki ''First Lady'' leri olan ve kendini ''dünya kültür
mirasının korunmasına'' adayan Hillary Clinton 'a hemen iletip, dikkatlerine
sundular mı?..
Çünkü Bil Clinton , 1999'un Kasım ayında İstanbul 'daki AGİT zirvesine
karısıyla birlikte gelmiş; soluğu Antalya 'daki ünlü Aspendos tiyatrosunda
almışlar ve o tarihlerdeki ''Monica'' olayından ötürü herkesin merak ettiği
''el ele'' fotoğraflarını da ''Anadolu tarihini dekor yaparak'' çektirmişlerdi...
18 Kasım 1999'da antik sahneye kurulan kürsüde bir konuşma yapan
Hillary'nin söyledikleri ise yerli ve yabancı medyadan dünyaya özetle şöyle
duyurulmuştu:
''ABD, insanlığın ortak mirasına sahip çıkıyor... Bayan Clinton,
tarihsel zenginliklerin dünya değeri olduğunu vurgulayarak, korunmalarının
da uluslararası görevleri olduğunu belirtti.''
Ben de aynı konuşmadaki özellikle ''Anadolu ve Mezopotamya'' için söylediklerine
dikkat çekmiş, çarpıcı sözleri arasındaki şu vurgulamasının ise
''Ortadoğu'da barışın da güvencesi'' olması gerektiğini yazmıştım:
''Amerika'dan binlerce yıl önce yazı yazmasını bilenlerin yaşadığı bu
topraklardaki tarihten insanlığın öğreneceği çok şey var...''
(Cumhuriyet-20/Ocak/2000)
Elçilikteki toplantı
Nitekim, bu konuşmanın ''insanlık açısından değerini'' tartışmak ve 21.
yüzyıla doğru yeni bir ''evrensel kültür politikasına katkısını'' değerlendirmek
üzere, yıllardır kültürel mirasla ilgilenen bazı uzmanlarımızla birlikte
beni de ABD Büyükelçiliği'ne davet ettiler...
13 Ocak 2000'de, Tepebaşı'ndaki binada, ABD'nin aynı konudaki uzmanlarıyla
''uydu'' iletişiminde kurulmuş bir ''ekranı'' kullanıp, ''birbirimizi görerek''
karşılıklı konuştuk...
Onlar, galiba Washington 'daydılar ve her söz aldıklarında, hep şu tür
bir girişle başlıyorlardı: ''Bayan Clinton, çok önemli bir hareketin öncüsü
oldu... ABD, insanlığa karşı bir görevi daha yapmaya hazırlanıyor ve
buna, Türkiye gibi dünya tarihinin merkezi olan bir ülkede başlanması çok
anlamlı...''
Görüşme, tüm dünyaya yine uydulardan naklen verilerek sona erdikten
sonra, elçilikten ayrılmadan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay 'a şöyle söylediğimi
anımsıyorum: ''Keşke, bu sözlerinden sonra artık Ortadoğu'yu bombalamaktan
vazgeçmeleri gerektiğini de söyleseydim... Zaman hızla geçti, fırsatı kaçırdım...''
Deneyimli ve zarif hocamız; sanki ''Buna inanıyor musun?'' dercesine gülümsemekle
yetinmişti...
O gün, ABD'li uzmanlara, ülkelerinin neden yıllar önce ''UNESCO'dan ayrıldığını''
soramadığıma ve artık bu ''boykottan'' da vazgeçip, İngiltere 'yi de yanına
alarak bu dünya kültür örgütüne yeniden destek vermesi gerektiğini anımsatamadığıma
da hayıflanmıştım...
Ancak, şimdi bakıyorum da sadece Zeynep Ahunbay'ın gülümsemesi anlamını
arttırmıyor... İyi ki de her iki ülke UNESCO'da değiller...
Çünkü, önceki ''Körfez saldırılarında'' olduğu gibi; ve hatta tarihi
Afganistan kentlerine de yaptıkları gibi; şimdi de aynı UNESCO'nun ''dünya
mirası'' listesinde (tıpkı İstanbul, Safranbolu, Troya... gibi) yer alan Bağdat
'ı bir kez daha bombalamaya hazırlanırken, ''üyesi oldukları saygın
kurumu'' da lekelemiş olacaklardı...
Evet... ABD silahlı güçleri, önceki First Lady'lerinin ''bizden binlerce
yıl önce yazıyı kullananların ülkesi'' dediği Mezopotamya'yı, üstelik
''insanlık adına koruma'' süzünü verdiği Anadolu topraklarını da çiğneyerek
bir kez daha ''tahrip etmeye'' hazırlanıyor...
Acaba, ABD elçiliği, bu kısa mesajımı da aynı şekilde Washington'a
iletir mi: ''Hillary, neredesin; gel Aspendos'ta bir konuşma daha yap...''
Eğer bizimkiler de bu tarih katliamında ''Anadolu'nun basamak yapılmasına''
izin verirlerse, tüm uygarlıklar tarafından ''10 bin yılın, ülkelerine en
vefasız siyasetçileri'' ilan edilmeye şimdiden hazırlansınlar...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|