reklam

17 Şubat 2003 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

İnşaat Sektörünün Dünü, Bugünü ve Yarını

Ülkemizin ana sektörlerinden birisi olan inşaat sektörü, 1994 yılından bu yana sürekli olarak gerilemektedir. Gerek konut ve konut dışı binaların yapılması, gerekse devletin finanse ettiği altyapı yatırımlarına ayrılan payın düşük tutulması sektörü önemli ölçüde etkilemiştir. 1987 yılında bütçeden yatırımlara ayrılan pay yüzde 18.1 iken bu oran 1992 yılında yüzde 13.2'ye, 1994 yılında yüzde 8.1'e, 1997 yılında yüzde 7.9'a, 1999'da yüzde 4.9'a düşmüş, 2000'li yıllarda da yatırımlara ayrılan ve kullanılan pay yüzde 5'in altında kalmıştır.

İnşaat sektörü, 1999'deki depremle tarihinin en büyük küçülmesini (yüzde 12.7) yaşamıştır. 2000'nin toparlanma yılı olacağı düşünülürken kamu tarafından finanse edilen altyapı yatırımlarının düşmesi, ekonomik istikrarsızlık ve yüksek faiz oranları yüzünden sektörde ancak yüzde 5.8 oranında büyüme gerçekleşebilmiştir.

2001 yılındaki ekonomik kriz ulusal geliri yüzde 9.4 küçültürken inşaat sektörü de yüzde 6 oranında küçülmüştür. Yatırımların giderek azalması, var olan işsizlere yeni işsizler eklemiş, ülkemizi toplumsal düzeyde önemli bir maliyetle yüz yüze bırakmıştır.

Özel sektörün, inşaat sektörü çerçevesinde yaptığı konut yatırımlarının yanında, sanayi ve ticari amaçlarla kullanılması düşünülen yatırımları da bulunmaktadır. Toplam inşaat yatırımları içerisinde özel sektörün yapmış olduğu yatırımların payı 2/3, kamu kesiminin yapmış olduğu altyapı, okul, hastane ve hizmet binaları gibi konut dışı bina yatırımlarının toplam inşaat yatırımları içindeki payı ise 1/3 mertebesindedir.

Ayrıca, konut yatırımları içinde kooperatifler tarafından üretilen konut inşaatlarının önemli bir paya sahip olduğunun da bilinmesi gerekir. 1984 yılından itibaren verilen inşaat izinlerinin yüzde 84.7'si de kooperatifler tarafından alınmıştır. 1990 yılından sonra genel ekonomik göstergelere ve destekleme anlayışına bağlı olarak, kooperatif inşaatlarının sayısında da önemli azalmalar olmuş, bu azalma 2002 yılında neredeyse durma noktasına gelmiştir. Bu duruma bağlı olarak, Toplu Konut İdaresi'nin kooperatiflere verdiği kredi adedindeki azalmaya neden olduğu gibi, kredilerin konut maliyetindeki oranlarının son derece düşük kalmasının da önemli bir paya sahip olduğu söylenebilir.

Yine, 1935-2000 yılları arasında kooperatifler tarafından yapılan 2 milyon 250 bin kooperatif konutunun yüzde 51'i olan 1 milyon 150 bini, kamu fonlarından kredilendirilerek önemli ölçüde destek görmüştür. Bugün yaşanan ekonomik kriz, kooperatiflerin alacağı kredi sayısını son derece azaltmış, ödemelerde de önemli ölçüde gecikmelere neden olmuştur. Bu durum inşaat süresinin uzamasına paralel olarak inşaat maliyetlerinin önemli ölçüde artmasına da neden olmaktadır. Bu nedenle kooperatif üyelerine yeterli ve sürekli para desteği sağlayacak iyi çalışan, geriye dönüşü ödenebilir bir kredi sistemi son derece gereklidir.

Bugünkü durumda, orta ve alt-orta sınıf gelir seviyesindeki kooperatif üyeleri, almış oldukları kredilerin geri ödenmesi noktasında oldukça sıkıntı çekmektedirler.

Yine, 1997 yılında yapılan altyapı yatırımları 5.9 milyar dolar, 1998 yılında 6.2 milyar dolar, 1999 yılında 5.1 milyar dolar, 2000 yılında 5.4 milyar dolar, 2001 yılında 3.9 milyar dolar olarak gerçekleşmiş, 2001 yılının ilk 6 ayında altyapıya yapılan yatırım 2.4 milyar dolarken 2002 yılının ilk 6 ayında yapılan altyapı yatırımı 1.3 milyar dolara gerilemiştir. Oysa ülkemizde temeli atılmış olan birçok altyapı projesi ödeneksizlik nedeniyle tamamlanamamaktadır. Bu durum maliyetleri önemli ölçüde arttırdığı gibi, teknoloji eskimesi nedeniyle de etkinliği giderek azalmaktadır.

2001 yılı sonu itibarıyla inşaat sektöründe yaklaşık 947 bin 616 kişi çalışmaktadır. Bu rakam toplam istihdamın yaklaşık yüzde 4.8'ini oluşturmaktadır.

2002 yılının ilk döneminde toplam istihdamımız 18 milyon 467'ye gerilemiş, inşaat sektöründe çalışanların sayısı da 775 bin 614 olarak gerçekleşmiş bulunmaktadır. Geçen yılın aynı dönemine göre inşaat sektörünün toplam istihdamdaki payı yüzde 5.4'ten 4.2'ye düşmüştür. Yine 2002 yılı ikinci döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre toplam istihdamdaki payı yüzde 5.6'dan yüzde 4.7'ye düşmüştür. Buraya kadar sıralamış olduğumuz verilerin hiç de iç açıcı olmadığı görülmektedir.

Derin bir krizin dibe vurduğu inşaat sektörü, acaba 2003 yılında beklentileri karşılayabilecek oranda bir sıçrama yapabilecek mi?

Sonuç olarak,

2000 yılı başında yıllık konut ihtiyacımızın 300 binin üzerinde olduğu bilinmektedir. Bu bağlamda, yeni hükümetin yarım kalmış konutların tamamlanması, İstanbul gibi deprem riski yüksek olan kentlerimizdeki konutların güçlendirilmesi için kaynak sağlaması gerekmektedir.

- Konuta ihtiyaç duyan kesimlerin büyük bir çoğunluğunun özkaynaklarıyla yeni bir konut sahibi olmaları olanaklı değildir. Bu nedenle düşük faizli, ödenebilir bir konut edindirme politikasının yürürlüğe konulması zorunlu olmaktadır.

- Konut arsa payının inşaat maliyetleri içindeki payının yüzde 20 dolayında olması gerekirken bu oran bizde yüzde 50'leri aşmaktadır. Yerel yönetimlerin, altyapısı hazırlanmış ucuz kentsel arsa üretmeleri sağlanmalıdır. Bu bağlamda Hazine arazilerinin yerel yönetimlere devri gerekmektedir.

- Temeli atılan, fakat ödeneksizlik nedeniyle tamamlanamayan altyapı yatırımlarının teknolojileri her geçen gün biraz daha eskimektedir. Bu durum maliyetlerin önemli ölçüde artmasını da getirmektedir. Bu tür yatırımlar tamamlanmadan yeni yatırımlara başlanmamalıdır.

- Projesiz ve ödeneği olmayan işler ihaleye çıkarılmamalı, ihalelerde şeffaflık esas olmalıdır. Bu nedenle yeni ihale yasası ertelenmemelidir.

- Altyapı yatırımlarında öncelik karayollarına değil, demiryoluna verilmelidir. Bu bağlamda 1975 yılında temeli atılan Ankara-İstanbul arasındaki hızlı demiryolu inşaatı bir an evvel tamamlanmalıdır.

- Mühendislik ve mimarlık hakkındaki yasa günümüz koşullarına uygun hale getirilmeli.

- İmar Yasası ve uygulamalarına yönelik yeni ve çağdaş bir yasa uygulamasının, ''Ulusal Deprem Konseyi Raporu'' nun hukuki çerçevesini oluşturacak şekilde, güvenli bir ''denetim sisteminin'' oluşturulmasının sağlanması öncelikli hedefler olmalıdır.
Cumhuriyet - Cemal Gökçe

 

Şubat 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02
03 04 05 06 07 08 09
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28
diğer aylar için tıklayın

Diyalog

Ayşe Orbay 18 Şubat 2003  günü Diyalog bölümümüze konuk olacak.

Ayşe Orbay hakkında forumda başlayan tartışmaya katılmak için  tıklayın. 


Vitra - Artema'nın katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz