İnşaat Sektörünün Dünü, Bugünü
ve Yarını
Ülkemizin ana sektörlerinden birisi olan inşaat sektörü, 1994 yılından
bu yana sürekli olarak gerilemektedir. Gerek konut ve konut dışı binaların
yapılması, gerekse devletin finanse ettiği altyapı yatırımlarına ayrılan
payın düşük tutulması sektörü önemli ölçüde etkilemiştir. 1987 yılında
bütçeden yatırımlara ayrılan pay yüzde 18.1 iken bu oran 1992 yılında yüzde
13.2'ye, 1994 yılında yüzde 8.1'e, 1997 yılında yüzde 7.9'a, 1999'da yüzde
4.9'a düşmüş, 2000'li yıllarda da yatırımlara ayrılan ve kullanılan pay
yüzde 5'in altında kalmıştır.
İnşaat sektörü, 1999'deki depremle tarihinin en büyük küçülmesini (yüzde
12.7) yaşamıştır. 2000'nin toparlanma yılı olacağı düşünülürken
kamu tarafından finanse edilen altyapı yatırımlarının düşmesi, ekonomik
istikrarsızlık ve yüksek faiz oranları yüzünden sektörde ancak yüzde 5.8
oranında büyüme gerçekleşebilmiştir.
2001 yılındaki ekonomik kriz ulusal geliri yüzde 9.4 küçültürken inşaat
sektörü de yüzde 6 oranında küçülmüştür. Yatırımların giderek
azalması, var olan işsizlere yeni işsizler eklemiş, ülkemizi toplumsal düzeyde
önemli bir maliyetle yüz yüze bırakmıştır.
Özel sektörün, inşaat sektörü çerçevesinde yaptığı konut yatırımlarının
yanında, sanayi ve ticari amaçlarla kullanılması düşünülen yatırımları
da bulunmaktadır. Toplam inşaat yatırımları içerisinde özel sektörün
yapmış olduğu yatırımların payı 2/3, kamu kesiminin yapmış olduğu
altyapı, okul, hastane ve hizmet binaları gibi konut dışı bina yatırımlarının
toplam inşaat yatırımları içindeki payı ise 1/3 mertebesindedir.
Ayrıca, konut yatırımları içinde kooperatifler tarafından üretilen
konut inşaatlarının önemli bir paya sahip olduğunun da bilinmesi gerekir.
1984 yılından itibaren verilen inşaat izinlerinin yüzde 84.7'si de
kooperatifler tarafından alınmıştır. 1990 yılından sonra genel ekonomik göstergelere
ve destekleme anlayışına bağlı olarak, kooperatif inşaatlarının sayısında
da önemli azalmalar olmuş, bu azalma 2002 yılında neredeyse durma noktasına
gelmiştir. Bu duruma bağlı olarak, Toplu Konut İdaresi'nin kooperatiflere
verdiği kredi adedindeki azalmaya neden olduğu gibi, kredilerin konut
maliyetindeki oranlarının son derece düşük kalmasının da önemli bir paya
sahip olduğu söylenebilir.
Yine, 1935-2000 yılları arasında kooperatifler tarafından yapılan 2
milyon 250 bin kooperatif konutunun yüzde 51'i olan 1 milyon 150 bini, kamu
fonlarından kredilendirilerek önemli ölçüde destek görmüştür. Bugün yaşanan
ekonomik kriz, kooperatiflerin alacağı kredi sayısını son derece azaltmış,
ödemelerde de önemli ölçüde gecikmelere neden olmuştur. Bu durum inşaat süresinin
uzamasına paralel olarak inşaat maliyetlerinin önemli ölçüde artmasına da
neden olmaktadır. Bu nedenle kooperatif üyelerine yeterli ve sürekli para
desteği sağlayacak iyi çalışan, geriye dönüşü ödenebilir bir kredi
sistemi son derece gereklidir.
Bugünkü durumda, orta ve alt-orta sınıf gelir seviyesindeki kooperatif üyeleri,
almış oldukları kredilerin geri ödenmesi noktasında oldukça sıkıntı çekmektedirler.
Yine, 1997 yılında yapılan altyapı yatırımları 5.9 milyar dolar, 1998
yılında 6.2 milyar dolar, 1999 yılında 5.1 milyar dolar, 2000 yılında 5.4
milyar dolar, 2001 yılında 3.9 milyar dolar olarak gerçekleşmiş, 2001 yılının
ilk 6 ayında altyapıya yapılan yatırım 2.4 milyar dolarken 2002 yılının
ilk 6 ayında yapılan altyapı yatırımı 1.3 milyar dolara gerilemiştir.
Oysa ülkemizde temeli atılmış olan birçok altyapı projesi ödeneksizlik
nedeniyle tamamlanamamaktadır. Bu durum maliyetleri önemli ölçüde arttırdığı
gibi, teknoloji eskimesi nedeniyle de etkinliği giderek azalmaktadır.
2001 yılı sonu itibarıyla inşaat sektöründe yaklaşık 947 bin 616 kişi
çalışmaktadır. Bu rakam toplam istihdamın yaklaşık yüzde 4.8'ini oluşturmaktadır.
2002 yılının ilk döneminde toplam istihdamımız 18 milyon 467'ye
gerilemiş, inşaat sektöründe çalışanların sayısı da 775 bin 614 olarak
gerçekleşmiş bulunmaktadır. Geçen yılın aynı dönemine göre inşaat
sektörünün toplam istihdamdaki payı yüzde 5.4'ten 4.2'ye düşmüştür.
Yine 2002 yılı ikinci döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre toplam
istihdamdaki payı yüzde 5.6'dan yüzde 4.7'ye düşmüştür. Buraya kadar sıralamış
olduğumuz verilerin hiç de iç açıcı olmadığı görülmektedir.
Derin bir krizin dibe vurduğu inşaat sektörü, acaba 2003 yılında
beklentileri karşılayabilecek oranda bir sıçrama yapabilecek mi?
Sonuç olarak,
2000 yılı başında yıllık konut ihtiyacımızın 300 binin üzerinde
olduğu bilinmektedir. Bu bağlamda, yeni hükümetin yarım kalmış konutların
tamamlanması, İstanbul gibi deprem riski yüksek olan kentlerimizdeki konutların
güçlendirilmesi için kaynak sağlaması gerekmektedir.
- Konuta ihtiyaç duyan kesimlerin büyük bir çoğunluğunun özkaynaklarıyla
yeni bir konut sahibi olmaları olanaklı değildir. Bu nedenle düşük faizli,
ödenebilir bir konut edindirme politikasının yürürlüğe konulması zorunlu
olmaktadır.
- Konut arsa payının inşaat maliyetleri içindeki payının yüzde 20
dolayında olması gerekirken bu oran bizde yüzde 50'leri aşmaktadır. Yerel yönetimlerin,
altyapısı hazırlanmış ucuz kentsel arsa üretmeleri sağlanmalıdır. Bu bağlamda
Hazine arazilerinin yerel yönetimlere devri gerekmektedir.
- Temeli atılan, fakat ödeneksizlik nedeniyle tamamlanamayan altyapı yatırımlarının
teknolojileri her geçen gün biraz daha eskimektedir. Bu durum maliyetlerin önemli
ölçüde artmasını da getirmektedir. Bu tür yatırımlar tamamlanmadan yeni
yatırımlara başlanmamalıdır.
- Projesiz ve ödeneği olmayan işler ihaleye çıkarılmamalı, ihalelerde
şeffaflık esas olmalıdır. Bu nedenle yeni ihale yasası ertelenmemelidir.
- Altyapı yatırımlarında öncelik karayollarına değil, demiryoluna
verilmelidir. Bu bağlamda 1975 yılında temeli atılan Ankara-İstanbul arasındaki
hızlı demiryolu inşaatı bir an evvel tamamlanmalıdır.
- Mühendislik ve mimarlık hakkındaki yasa günümüz koşullarına uygun
hale getirilmeli.
- İmar Yasası ve uygulamalarına yönelik yeni ve çağdaş bir yasa
uygulamasının, ''Ulusal Deprem Konseyi Raporu'' nun hukuki çerçevesini oluşturacak
şekilde, güvenli bir ''denetim sisteminin'' oluşturulmasının sağlanması
öncelikli hedefler olmalıdır.
Cumhuriyet - Cemal Gökçe
|