reklam

06 Mart 2003 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

Uygarlıkların İzinde... 

1958'de yıkılan camiyi aynı yerde inşa etmek isteyenler 'şehirciliği' unutuyorlar Karaköy'e 'camisi' bile sığamaz.

1958'deki Menderes yıkımlarında Karaköy görüntüsü... İstanbul Ansiklopedisi'nde Doğan Kuban'ın makalesine göre, 7 bin 200 bina birkaç yıl içinde plansız, rasgele ve hızla yok edildi... Kentin en önemli tarihi arterlerinde eski doku parçalandı. Şimdi parçaları bile bulunamayan, İtalyan mimar D'Aranco'nun eseri Karaköy Camisi. Bulunduğu köşede bir biblo gibi İstanbul'u süslemişti.

Eğer, Adnan Menderes'in yıktığı eski eserlere İstanbul'un yeniden kavuşması isteniyorsa, Karaköy Camisi'nden çok daha uygun konumdaki örnekler üzerinde araştırmalar yapılabilir...

Yaklaşık 45 yıl önce, İstanbul'un tarihi dokusu parçalanarak gerçekleştirilen ünlü ''Menderes yıkımları'' kurbanlarından Karaköy Camisi bir süredir yeniden gündemde...

Hürriyet gazetesinde 22 Ocak 2003'te ''Cami nerede?'' sorusuyla yer alan haberin ardından değerlendirmeler de sürüyor... Görüşlerine başvurulan kimi mimarlar, İtalyan mimar D'Aranco 'nun bu zarif ve ahşap işçiliğiyle nam salmış yapıtı aynen gerçekleştirilebilirse, çok önemli bir ''kültürel mirasın'' kente yeniden kazandırılmış olacağını belirtiyorlar...

Bu yorumlar, CHP Adana milletvekili Atilla Başoğlu 'nu bile etkilemiş olacak ki kendi kentinde hızla yok edilen tarihi ''Tepebağ'' evlerini bırakmış, İstanbul'da 1958'de yıkılan camiyi TBMM gündemine getirerek Kültür Bakanı 'na şu soru önergesini veriyor: ''Bu ihmalin sorumlusu kimdir; cami ne zaman ve nereye tekrar kurulacaktır?..''

Kültür Bakanlığı hukukçuları, bakanlarının bu soruyu yanıtlayabilmesi için arşivlerde çalışadursunlar, asıl adı Merzifonlu Kara İbrahim Paşa Camisi olan bu yapıya ait Kınalıada 'ya götürülen parçaların bile bulunamadığını ''19 yıl önce'' de Güneş gazetesinde haber yapan Fatma Karali ise şaşırmış durumda...

Çünkü aynı haberiyle o yılın ''Bülent Dikmener Gazetecilik Ödülünü'' de almış ve şimdi diyor ki: ''Haberi görünce irkildim; çünkü benimkinin aynısı ve yeni bir şey de yok...'' (Cumhuriyet-23 Ocak 2003)

Derken, haberin kendisi değilse bile, bu tartışmadaki ''niyetin'' yeni olduğu ise mimar D'Aranco uzmanı olan Prof. Dr. Afife Batur 'un açıklamalarından anlaşılıyor... Recep Tayyip Erdoğan 'ın Büyükşehir Belediye Başkanlığı zamanında da aynı caminin eski yerine yapılması için kendisinden yardım istendiğini söyleyen Batur, mülkiyet sorunu nedeniyle bu projenin kaldığını, ancak istenirse ''İtalya'dan ahşap ustaları getirtilerek'' özgün şekliyle yeniden yapılmasını yönetebileceğini söylüyor.

'Yeniden yapımın' kuralı...
Mimarlık ve sanat tarihinde, eskiden varlığı bilinen ancak yok olmuş eski eserlerin aynı özellikleriyle yeniden yapımına ''restitüsyon'' deniyor.. Ancak, bu uygulama bir ''yapı'' için tasarlanıyorsa, eskiden bulunduğu yerde gerçekleştirilmesi zorunlu olduğundan, konuya karar verilebilmesi için ''şehircilik'' açısından da irdelenmesi gerekiyor..

Örneğin, şimdiki Taksim Gezisi'nde, 1940'lara kadar ''Taksim Kışlası'' vardı... Bu tarihe geçmiş binanın yeniden yapılabilmesi için yeteri kadar fotoğraf, hatta temel izleri bile bulunuyor.. ancak, bugünkü İstanbul metropolünün kent merkezindeki böylesi bir ''parkı'' ortadan kaldırmak, Taksim Kışlası hatırına bile olsa çağdaş şehirciliğe ne kadar uygundur?

İlginç bir örnek de Emirgân 'da eskiden var olan ve restitüsyon için yeteri kadar belgesi bulunan tarihi bir yalının yeniden yapılmasına 1990'lardaki Koruma Kurulu'nun onay vermemiş olmasıdır. Çünkü, 1930'larda yıkılan bu yalı yeniden yapılırsa, İstanbul'un 20. yüzyıl kent yaşamında çok önemli bir rekreasyon merkezi haline gelen ''Emirgân- Çınaraltı Çay Bahçesi'' yok olacaktı.. Oysa artık Emirgân'da ''çay içmek'' de İstanbul'un korunması gerekli bir kültür ve kimlik öğesi...

İstanbul 1 milyondu...
İşte bu gibi değerlendirmelerle Karaköy Camisi irdelendiğinde, ne kadar önemli bir kültür varlığı olursa olsun, Karaköy'ün şimdiki sıkışıklığına yeni bir yoğunluk daha ekleyecek olan bir restitüsyonun şehircilik açısından onaylanması kolay görünmüyor...

Caminin eski yeri bugün de ''boş'' gibi dursa bile, 1958'de 1 milyon kadar olan İstanbul nüfusunun şimdi 12 milyon olduğunu ve Karaköy Meydanı'nın da bu artışın yüklenmesiyle artık ''tıkandığını'' göz ardı etmemek gerekiyor..

Ne var ki bu durum bile elbette ki tam ''7 bin 289 binanın'' ortadan kaldırılmış olduğu acımasız ''Menderes yıkımlarını'' haklı çıkarmaz ve D'Aranco'nun sevimli camisini ortadan kaldıran anlayışın sorgulanması gereğini ortadan kaldırmaz...

Çünkü o yıllarda böylesi bir tarih katliamı yaratmanın hiçbir haklı gerekçesi yoktu... Menderes'in, iri kıyım Amerikan arabalarına yol açmak için yaptığı yıkımlarda yok edilmiş kültürel mirasın kente kaybettirdiği değeri ise hesaplamak mümkün değil...

Amaç tarihe kavuşmaksa...
Bununla birlikte eğer Karaköy Camisi'yle ilgili tartışmalarda asıl amaç 1958'in yaralarını sarmak ve bir ''pişmanlık'' duygusu içinde Menderes'in yıktıklarına yeniden kavuşmaksa, kentin şimdiki durumu açısından çok daha uygun pek çok örnek var...

Söz gelimi, durmadan yeniden planlanan Bayezit Meydanı 'na, o yıllarda yıkılan Şimşekhane 'yi yeniden kazandıracak bir düzenleme kentin dengelerini bozmaz, tersine meydandaki ''yabancılaşmayı'' bile durdurur...

Benzer şekilde bir Hasanpaşa Hanı yeniden yaratılsa, kentin ticaret tarihiyle de buluşulması sağlanır...

Ya da Salıpazarı 'na tarihi İstanbul kimliğiyle hiç ilgisi olmayan şu ''Galata-Port'' projesini uygulamak yerine, aynı güzergâhtaki Menderes'in yıktığı ve aralarında Mimar Sinan 'ın bile yapıları bulunan ''tarihi dokuyu'' canlandırmak, çok daha anlamlı olur ve ''turistik'' yanı bile çok daha güçlü, kimlikli mekânlar elde edilir...

Evet... Karaköy Camisi'nin yeniden gündeme getirilmesini, kültür ve sanat adına olumlu görmek mümkün olmakla birlikte, onca ''restitüsyon'' bekleyen eserler varken ille de bu ''uygunsuz'' örneğin seçilmesindeki kimi ''başka niyetlerin'' varlığını tartışmak da aynı kültür ve sanat adına bir uygarlık görevi olsa gerek..
Oktay Ekinci - Cumhuriyet

 

Mart 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02
03 04 05 06 07 08 09
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30

31

diğer aylar için tıklayın

Personel arayanlar, iş arayanlar, ilan vermek isteyenler, artık Arkitera Kariyer sayfalarında buluşuyor.

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz