reklam

07 Mart 2003 Cuma
Ana Sayfa > Haberler

İstanbul'un küçük hazinesi Kariye

Edirnekapı'daki küçük Kariye Mahallesi, İstanbul'un en büyük hazinelerinden biri. Bizans şehri İstanbul'la Osmanlı şehri İstanbul'u aynı anda hissetmek mümkün burada. Dünyanın en güzel mozaik müzelerinden biri olan Kariye Müzesi, (eski Chora Manastırı ve Kilisesi, sonra Kariye Camii) burayı bütün dünyanın en önemli tarihi merkezlerinden biri yapıyor.

Öte yandan, müzenin hemen yanındaki klasik Türk yemekleriyle ünlü Ásitáne Lokantası, küçük meydanı çevreleyen ve Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu tarafından 1970'lerde restore edilen tipik eski İstanbul evleri, şehrin Osmanlı geçmişini hatırlatıyor. Kariye'deki hareketlilik turizm sezonuna (nisan-ekim) endeksli. Ama bugünlerde güzel ve sakin bir haftasonu geçirmek, iki imparatorluğa başkentlik yapmış bir şehrin kokusunu almak istiyorsanız, Kariye tam da gitmeniz gereken yer.

Sırtını Haliç'e dayamış, asırlık ıhlamur ve çınar ağaçlarının altındaki Kariye, şehir kaçaklarını bekliyor. Eski İstanbul'a uzanmak, muhteşem Bizans mozaiklerini görmek istiyorsanız gelin Kariye'ye gidelim. Edirnekapı'ya vardığınızda surları karşınızda bulacaksınız. Levhalar sizi Kariye Müzesi'ne götürecek.

Bizans sanatının son altın çağında yaratılan, altın, toprak, mor, mavi, lila renklerinin ağırlıklı olduğu mozaikler ve fresklerle Kariye Müzesi, dünyadaki en önemli Bizans sanatı merkezlerinden biri. Mozaikler, doğal, canlı, hareketli yüz ifadeleri, ince uzun figürleri ve arka plandaki ayrıntılarıyla Bizans sanatındaki rönesansı haber veriyor. Dış tarafında Hz. İsa, iç tarafında Meryem Ana mozaikleri bulunan müzede İncil'den sahneler anlatan muhteşem freskler de var.

Müzeyi gezdikten sonra tam karşıdaki Cafe Kariye ya da Pembe Köşk'te oturabilirsiniz. Bardak çayı bir milyon, fincan çay ve kahve çeşitlerini de 2 milyon liraya içebilirsiniz. Çay bahçesinin hemen yanında çinilerin ağırlıkta olduğu birçok hediyelik eşya dükkanı göreceksiniz. Hediyeliklerin fiyatı 3-10 milyon lira arasında değişiyor.

Haliç kıyısında yürüyün
Müzenin çevresindeki ara sokaklara da girin. Tarihi bölgenin koruma altına alınmasıyla, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu projesiyle restore edilen evler görülmeye değer. Oturanların ekonomik durumu uygun olmadığı için boyaları eskimeye başlasa da, eski İstanbul havasını hissetmenizi sağlıyor. Koruma bölgesinin dışına çıkar çıkmaz birbirine dayanmış 5-6 katlı binalarla karşılaşıyorsunuz.

Eğer yürümeyi seviyorsanız, Kariye'ye giderken rahat bir ayakkabı giyin. Çünkü 5-15 dakikalık yürüme mesafesiyle Mimar Sinan'ın Kanuni'nin kızı Mihrimah Sultan için yaptırdığı İstanbul'un en güzel camilerinden Mihrimah Camii, 390'da inşa edilen ve daha sonra Yedikule'nin bir parçası haline gelen Altın Kapı, Tekfur Sarayı, Aya Paraskevi Ayazması, 16'ncı yüzyıldan kalma Ivaz Efendi Camii, görülmeye değer yapılardan sadece birkaçı. Hálá yorulmadıysanız, biraz uzun bir yürüyüşle Haliç kıyısına, Fener ve Balat'a inebilirsiniz. Rum Ortodoks Patrikhanesi, Panayia Suda Kilisesi'ni ve Ayia Zoni Ayazması'nı da görebilirsiniz. Hálá ‘‘gün bitmesin' diyorsanız, Eyüp'e doğru gidin, isterseniz Feshane'ye de uğrayın.

Dünyanın en güzel mozaikleri
Chora Manastırı'nın yapım tarihi belli değil, ama Chora, ‘‘açık arazi, kent dışı’’ anlamına geldiği için surların tamamlandığı 422'den önce inşa edildiği düşünülüyor. İşte Chora'nın tarih boyunca başına gelenler:

Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos'un (1081-1118) eşinin annesi 11. yüzyılda buraya bir manastır yaptırdı. İmparatorun kardeşi İsaak Komnenos da bir depremde yıkılan yapıyı 1120'de onarttı.

1204'teki Latin işgali sırasında manastır harap oldu. 1261'de manastır bir dini merkez haline geldi. Yapı bugünkü görünümüne 1315-1321 arasında tarihçi Theodoros Metokhides'in yaptırdığı onarımla kavuştu.

Kentin Osmanlıların eline geçmesinden sonra Sadrazam Atik Ali Paşa 1511'de manastırı camiye çevirdi. 18. yüzyılda Kızlarağası Beşir Ağa camiyi onarttı. 1876'da mozaikler temizlenerek, üstleri badanayla örtüldü.

1903-1906 arasında Rus Arkeoloji Enstitüsü binayı onardı.

1948-1959 arasında Amerikan Bizans Enstitüsü tarafından onarılan manastır, Ayasofya gibi müze haline getirildi.

Kariye Müzesi ve çevresi 1978-89 arasında Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu tarafından onarıldı. Onarım sürerken, müzede çoğunluğu Ayasofya'dan getirilen ikonaların yer aldığı bir sergi açıldı. 19 Ağustos 1978'de bir soygun oldu, sergideki dünya mirası 25 ikonadan 21'i kayıplara karıştı.
Hürriyet

 

Mart 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02
03 04 05 06 07 08 09
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30

31

diğer aylar için tıklayın

ARKIMEET

ARKIMEET Konferans Serisinin davetlisi olarak, 
Coop-Himmelb(l)au ortaklığından Wolf D.Prix 
18 Mart'ta Saat: 19:00'da Harbiye Askeri Müze Konferans Salonu'nda konferans verecek.

Davetiye için tıklayın.


Philips Armatür'ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz