İstanbul'un küçük hazinesi
Kariye
Edirnekapı'daki
küçük Kariye Mahallesi, İstanbul'un en büyük hazinelerinden biri. Bizans
şehri İstanbul'la Osmanlı şehri İstanbul'u aynı anda hissetmek mümkün
burada. Dünyanın en güzel mozaik müzelerinden biri olan Kariye Müzesi,
(eski Chora Manastırı ve Kilisesi, sonra Kariye Camii) burayı bütün dünyanın
en önemli tarihi merkezlerinden biri yapıyor.
Öte yandan, müzenin hemen yanındaki klasik Türk yemekleriyle ünlü Ásitáne
Lokantası, küçük meydanı çevreleyen ve Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu
tarafından 1970'lerde restore edilen tipik eski İstanbul evleri, şehrin
Osmanlı geçmişini hatırlatıyor. Kariye'deki hareketlilik turizm sezonuna
(nisan-ekim) endeksli. Ama bugünlerde güzel ve sakin bir haftasonu geçirmek,
iki imparatorluğa başkentlik yapmış bir şehrin kokusunu almak istiyorsanız,
Kariye tam da gitmeniz gereken yer.
Sırtını Haliç'e dayamış, asırlık ıhlamur ve çınar ağaçlarının
altındaki Kariye, şehir kaçaklarını bekliyor. Eski İstanbul'a uzanmak,
muhteşem Bizans mozaiklerini görmek istiyorsanız gelin Kariye'ye gidelim.
Edirnekapı'ya vardığınızda surları karşınızda bulacaksınız. Levhalar
sizi Kariye Müzesi'ne götürecek.
Bizans sanatının son altın çağında yaratılan, altın, toprak, mor,
mavi, lila renklerinin ağırlıklı olduğu mozaikler ve fresklerle Kariye Müzesi,
dünyadaki en önemli Bizans sanatı merkezlerinden biri. Mozaikler, doğal,
canlı, hareketli yüz ifadeleri, ince uzun figürleri ve arka plandaki ayrıntılarıyla
Bizans sanatındaki rönesansı haber veriyor. Dış tarafında Hz. İsa, iç
tarafında Meryem Ana mozaikleri bulunan müzede İncil'den sahneler anlatan
muhteşem freskler de var.
Müzeyi gezdikten sonra tam karşıdaki Cafe Kariye ya da Pembe Köşk'te
oturabilirsiniz. Bardak çayı bir milyon, fincan çay ve kahve çeşitlerini de
2 milyon liraya içebilirsiniz. Çay bahçesinin hemen yanında çinilerin ağırlıkta
olduğu birçok hediyelik eşya dükkanı göreceksiniz. Hediyeliklerin fiyatı
3-10 milyon lira arasında değişiyor.
Haliç kıyısında yürüyün
Müzenin çevresindeki ara sokaklara da girin. Tarihi bölgenin koruma altına
alınmasıyla, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu projesiyle restore edilen
evler görülmeye değer. Oturanların ekonomik durumu uygun olmadığı için
boyaları eskimeye başlasa da, eski İstanbul havasını hissetmenizi sağlıyor.
Koruma bölgesinin dışına çıkar çıkmaz birbirine dayanmış 5-6 katlı
binalarla karşılaşıyorsunuz.
Eğer yürümeyi seviyorsanız, Kariye'ye giderken rahat bir ayakkabı giyin.
Çünkü 5-15 dakikalık yürüme mesafesiyle Mimar Sinan'ın Kanuni'nin kızı
Mihrimah Sultan için yaptırdığı İstanbul'un en güzel camilerinden
Mihrimah Camii, 390'da inşa edilen ve daha sonra Yedikule'nin bir parçası
haline gelen Altın Kapı, Tekfur Sarayı, Aya Paraskevi Ayazması, 16'ncı yüzyıldan
kalma Ivaz Efendi Camii, görülmeye değer yapılardan sadece birkaçı. Hálá
yorulmadıysanız, biraz uzun bir yürüyüşle Haliç kıyısına, Fener ve
Balat'a inebilirsiniz. Rum Ortodoks Patrikhanesi, Panayia Suda Kilisesi'ni ve
Ayia Zoni Ayazması'nı da görebilirsiniz. Hálá ‘‘gün bitmesin' diyorsanız,
Eyüp'e doğru gidin, isterseniz Feshane'ye de uğrayın.
Dünyanın en güzel mozaikleri
Chora Manastırı'nın yapım tarihi belli değil, ama Chora, ‘‘açık
arazi, kent dışı’’ anlamına geldiği için surların tamamlandığı
422'den önce inşa edildiği düşünülüyor. İşte Chora'nın tarih boyunca
başına gelenler:
Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos'un (1081-1118) eşinin annesi 11. yüzyılda
buraya bir manastır yaptırdı. İmparatorun kardeşi İsaak Komnenos da bir
depremde yıkılan yapıyı 1120'de onarttı.
1204'teki Latin işgali sırasında manastır harap oldu. 1261'de manastır
bir dini merkez haline geldi. Yapı bugünkü görünümüne 1315-1321 arasında
tarihçi Theodoros Metokhides'in yaptırdığı onarımla kavuştu.
Kentin Osmanlıların eline geçmesinden sonra Sadrazam Atik Ali Paşa
1511'de manastırı camiye çevirdi. 18. yüzyılda Kızlarağası Beşir Ağa
camiyi onarttı. 1876'da mozaikler temizlenerek, üstleri badanayla örtüldü.
1903-1906 arasında Rus Arkeoloji Enstitüsü binayı onardı.
1948-1959 arasında Amerikan Bizans Enstitüsü tarafından onarılan manastır,
Ayasofya gibi müze haline getirildi.
Kariye Müzesi ve çevresi 1978-89 arasında Türkiye Turing ve Otomobil
Kurumu tarafından onarıldı. Onarım sürerken, müzede çoğunluğu
Ayasofya'dan getirilen ikonaların yer aldığı bir sergi açıldı. 19 Ağustos
1978'de bir soygun oldu, sergideki dünya mirası 25 ikonadan 21'i kayıplara
karıştı.
Hürriyet
|