Bush, İstinye'den meydan okuyor
ABD'nin
İstanbul başkonsolosluk binası, Saddam'ın sarayının sanki kopyası. İkisi
de kartal yuvası gibi. Güç ve iktidarı temsil ediyor.
İstanbul, yeryüzünün imparatorluğuna soyunan Amerika ile Irak Lideri
Saddam Hüseyin arasındaki ilginç bir benzerliğe ev sahipliği yapıyor. Dünyaya
meydan okuyarak Irak'a savaş ilan etmeye hazırlanan ABD'nin İstinye sırtlarındaki
yeni İstanbul Başkonsolosluk binası, Saddam Hüseyin'in antik Babil
kentindeki yazlık sarayının adeta kopyası. İstinye'deki Amerikan başkonsolosluk
konutu ile Başkan Gerge W. Bush'un başdüşman ilan ederek yok etmeye hazırlandığı
Saddam'ın sarayı arasındaki benzerlik dikkat çekiyor.
İstinye sırtlarında 2001 yılında temeli atılan ve 93 dönüm arazi üzerinde,
sekiz bin metrekarelik kapalı alana kurulan, 137 tirilyon liraya mal olan
ABD'nin yeni İstanbul Başkonsolosluğu binası, görünümü ile adeta bir
kartal yuvasını andırıyor. Dokuz şiddetindeki depreme dayanıklı olarak
yapılan yeni konsolosluk binasının yapımında kullanılan malzemeler,
ABD'den gemilerle özel olarak getirtilirken, inşaat sırasında en son
teknolojiden faydalanıldı. Güvenlik her şeyde ön planda tutuldu. Tıpkı
Saddam'ın Babil'deki sarayında olduğu gibi.
ABD'nin yeni başkonsolosluk binası gibi hakim bir tepeye kurulu bulunan
Irak liderinin yazlık sarayı, oldukça büyük bir alana yayılmış durumda.
Sarayın asıl kısmı güvenlik nedeniyle, yeraltına doğru yapılmış ve inşaası
sırasında oldukça büyük ve kalın taşlar kullanılmış. Saddam'ın yazlık
sarayı çevresindeki güvenlik önlemleri, ABD'lilerin yeni konsolosluk binasını
da aratmıyor. Saray'ın değil fotoğrafını çekmek, buna kalkışmak bile
tutuklanmak için yeterli bir neden.
İkisi de güç sembolü
Mimari yapısında göze çarpan parelellikle dikkat çeken bu iki yapının coğrafi
konumlanışı ve verdiği "mesaj" da neredeyse aynı. Çünkü
Saddam'ın sarayı da, İstinye'deki başkonsolosluk konutu da inşaası ve ihtişamıyla
çevresine meydan okuyarak ulaşılmazlığı temsil ediyor.
Dünyaca ünlü Mimar Doğan Tekeli, ABD'nin konsolosluk binası ile Saddam'ın
Babil'deki yazlık sarayının mimari olarak birbirine tam olarak benzememekle
beraber, her ikisinin de hem duruşları, hem de görünümleri ile bir güç
sembolünü temsil ettiklerini söyledi.
Mimar Doğan Tekeli, "Ancak, her ikisi de, hem duruşları, hem de tavırları
ile bir güç sembolü olarak duruyor. Tepeye egemen konumdaki iki bina da, çevreye
ve tepelerine saygısızca duruyor. ABD'nin konsolosluk binasının nasıl olur
da oraya yaptırıldığını anlayamıyorum. Konsolosluk binası görünümüyle,
çok rahatsız edici ve itici görünüyor" dedi.
İş Bankası Genel Müdürlük binası, Antalya Havalimanı Dış Hatlar
Terminali, NETAŞ binası ve ANAP Genel Merkezi binalarının mimarı olan Doğan
Tekeli, konsolosluk binası ile Saddam'ın yazlık sarayı arasındaki en önemli
benzerliğin güç ile birlikte 'iktidarı elde tutmayı' simgelemek olduğunu
vurguladı.
Ana bölümü yeraltında
Sadece başkent Bağdat'ta biri merkez olmak üzere, altı sarayı olduğu
bilinen Saddam Hüseyin'in, Körfez Savaşı'ndan sonra Babil kentine yaptırdığı
yazlık sarayı oldukça geniş bir alana yayılıyor. Kalın taşlarla yapılan
sarayın asıl önemli kısmı yeraltında ve saray herhangi bir saldırıya karşı
oldukça sıkı korunuyor. Fotoğraf çekimine sadece güvenlik görevlileri değil,
halk da engel oluyor. Hatta daha sert tepki gösterebiliyor.
ABD'nin İstinye sırtlarındaki 'kale' gibi yeni başkonsolosluk binası ise
137 trilyon liraya mal oldu. 93 dönüm arazi üzerinde kuruldu ve sekiz bin
metrekare kapalı alanı bulunuyor. 'Başdüşmanı' Saddam'ın sarayıyla
benzerliği dikkat çeken başkonsolosluğun, inşaat malzemelerinin çoğu
ABD'den getirildi.
Modern kaleler
Mimar Oktay Ekinci de "Her iki binada, mimari üslup benzerliği pek olmasa
bile, güçlü bir anlayış birliği görülüyor. Sanki bir mimar, hem
ABD'liler, hem de Araplara, kendi kimliklerine uygun fakat amacı aynı olan
bina tasarlamış gibi" dedi.
Ekinci, Saddam'ın sarayı ile Bush'un başkonsolosluk binası arasındaki
benzerlikleri şöyle sıraladı
Her ikisinde de, savunma ve korunma kaygısının öne çıktığı görülüyor.
Binaların genel kütle ve cephe yapıları, adeta modern birer kale görünümünde.
İkinci benzerlik ise, her ikisi de, bulundukları yere hakim ve etkileyici
bir özelliğe sahipler. Yükseklikleri fazla olmasa bile, mimari tavırları
sanki bir güç gösterimi izlenimi veriyor.
Üçüncü benzerlikleri de, çok yüksek yapılar olmaması ama bunun İstanbul'daki
sebebi Boğaziçi'ne getirilen imar kısıtlamasından kaynaklanıyor. Benzer
bir kısıtlama Irak'taki saray içinde geçerli olabilir. Çünkü orası da
Babil antik kenti içinde kalıyor.
Bülent Ergün - Sabah
|