reklam

18 Mart 2003 Salı
Ana Sayfa > Haberler

Şeffaflık mı istiyorsunuz?

Başka derdiniz mi yok? Yok efendim yönetimlerde şeffaflıkmış, açıklıkmış. Plan, proje gibi bilimsel ve teknik konular halka açık olacak da ne olacak? Uzmanlar ne güne duruyor? Onlara boşuna mı maaş ödüyoruz? Ayrıca bizim yönetimlerimiz sonuna kadar şeffaf. Şeffaflık ilkesini benimsedikleri için nitekim bütün yaptıkları planları, projeleri şeffaf ozalitlere kopyalayıp saklıyorlar. Yerel yönetimlerimizin şeffaf olduğundan şüpheniz mi var? Bütün mimarlık, şehircilik, müteahhitlik bürolarında, üniversitelerimizde bu şeffaf kopyalardan bol miktarda bulunuyor. Eğer çok istiyorsanız -madem konu açıldı- size bir örnek vereyim:

Kadıköy'ün 1994 tarihinde onaylanmış planında (tam adı Kadıköy Merkez Nazım İmar Planı) Moda Burnu'nu dönerek Kurbağalıdere Köprüsü'nden Kadıköy İskelesi'ne uzanan bir otoyol gözüküyor. Planın lejandında (açıklamasında) bu yol 'şehir otoyolu' olarak adlandırılmış. Ancak 'şehir otoyolu' şehircilik literatüründe çok yeni bir kavram. Planın onaylandığı tarihte (1994) bu kavramın henüz karşılığını tam bulamadığı da anlaşılıyor. 

Nitekim planda Kurbağalıdere üzerindeki köprü henüz katlı kavşak, yonca yaprağı veya dalış tüneli biçiminde yer almamış. Buna karşılık bu planda çok uzak görüşlü bir yaklaşım var: Beton Galata Köprüsü'nden sonra İstanbul'un ikinci, dünyanın altıncı genişlikteki köprüsü Kurbağalıdere'nin ağzına konuvermiş. Nitekim Kurbağalıdere köprü ile geçildikten sonra "Allah ne verdiyse..." deyip (asfalt fabrikasından alınan bol miktardaki malzeme) şöyle yetmiş metreden az olmayan bir genişlikte Dereağzı'ndan Kızıltoprak'a uzanan daracık yollara doğru serilivermiş. 

Deniz kenarındaki dolgu asfaltlanmış, dolgu olmayan yere (Moda İskelesi, Moda Kulübü önü) dolgu yapılmış. Kültür varlığı olarak tescil edilmiş olan iskele binası yolun kenarına yapışmış. Böylece ileride Moda İskelesi'nin yolun kenarındaki bir mağaza, dükkân, kafe olarak kullanılma imkanları yaratılmış. Planda Kurbağalıdere de gözükmüyor, çok doğal olarak. Plan buradaki koku problemine böylece kalıcı bir çözüm getirmiş. Yollar ise kimi yerlerde 25, kimi yerlerde (şablonun elvermemesi nedeniyle) 20 metreye düşüyor. Özene bezene çizilen "şehir otobanı" Moda Burnu'nu dönerken dolgu alanda -küçük ama şirin- bir üçgen yeşil alan bırakacak bir biçimde karşıya geçmeyi başaran Modalılara rekreasyon imkanları da sunuyor. Tescilli sit alanı olan Yoğurtçu Parkı'nın köşesi yuvarlatılarak asfaltlanmış. Planın Kalamış tarafı ise henüz mevcut yolları göstermiyor, asfaltlanmayı bekliyor.

Planlar şeffaf kağıtlarda!
Bütün bunlar, Kadıköy, Moda gibi semtlerin geleceğini planlarken yerel yönetimin göstermiş olduğu fevkalade öngörüler. Nitekim uygulamada bu eksiklik telafi edilmiş, müeahhitlik firması teknik ressamlarına bu planı tamamlatmış. Şimdi köprülü kavşak inşaatı başladığına göre, bakarsınız yarın yolların da ihalesini yapılır, sonra da projesi hazırlanır. Beni şaşırtan, onaylanmış imar planlarının, yapılan projelerin şeffaflığından sizin haberinizin olmaması! Yalnız belediyelerde değil, fotokopicilerde bile artık bu ozalit kopya makinelerinden var. İstanbul'un bütün semtleri için yıllardır şeffaf planlar yapıyor. İstanbul'da 'plansız' dediğiniz yerleşim alanları bile aynı tekniklerle, şeffaf bir biçimde planlanıyor ve siz bunu bilmediğiniz için onların öyle olduklarını (plansız olduklarını) zannediyorsunuz.
1970'lerde de Bağdat Caddesi bir otomobil yoluydu. Kalamış Fener Caddesi de bir otomobil yoluydu. Eğer sokaklarına bakarsanız ağaçların altına, yolların sonuna parkedilen otomobiller görürdünüz.

Sokakların hepsi çift yönlüydü ve neredeyse şimdikinden bir kat dardı. Evet, otomobil sayısı çok arttı. Ancak otomobil sayısının artmasından çok farklı bir şey daha oldu. Caddelerimiz, sokaklarımız birer otoyola dönüştü. Caddelerden, sokaklardan otomobil akmaya başladı. Genişletilen yollar, asfaltlanan sahiller otomobille doldu. Kalamış'tan vapurla, trenle, tramvayla, otomobille her yere kolaylıkla gidiliyordu. Biz farkına bile varmadan bu kolaylıktan vazgeçtik. Biz tersine (geriye) döndük.

İstanbul'da yüzyıldır hizmet veren bu çok alternatifli metropoliten ulaşım sisteminden vazgeçtik. Sanki zaman tersine akıyordu. Ben bunu evlerde elektrik varken gaz lambası ile aydınlanmaya benzetiyorum: Otomobili özgürleştirici bir alet olarak değil, düzenli ulaşım ihtiyacı için kullanmaya başladık. Otomobilsiz sokağa çıkamaz, onsuz yaşayamaz olduk. Otomobil yolları cehenneme döndü. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, otomobilsizler eve kapandı. Kalamış Fener Caddesi, Bağdat Caddesi birer otomobil ırmağına dönüştü. Bitmek bilmeyen motor, fren gürültüsünden gündüzler yaşanmaz, geceler uyunmaz oldu. Eskiden yemek yenen, şarkılar söylenen, yaşanan balkonlar, bahçeler artık oturulamaz hale geldi.

İnsanlar zehir solumaya başladı. Bundan çocuklar, yetişkinler, yaşlılar herkes payına düşeni aldı. Trafiği çözmek için açılan yollar, Kadıköy'ün ulaşım sorunun daha da azmanlaşmasına yol açtı. Kızıltoprak, Kalamış, Dalyan, Göztepe, Şaşkınbakkal, Bostancı içinden otoyol geçen yerleşim merkezlerine dönüştü. İstanbul'un nitelikli konut alanları gürültüden, zehirden boğuldu. Artık evde öksürük, dışarıda egzoz sesinden başka bir şey duyulmuyor.

Çok gezmiş yaşlı bir dostum şunu söylemişti: "Avrupa'da otoyollar şehirleri birleştirmek için yapılır. Bizde ise şehirleri bölmek için yapılıyor!" Bu sözlerin ne anlama geldiğine ben kendi hayatımda birebir tanık oldum. Belediye yetkilisi Sayın Balta, "Otoyol yapmayacaktık da at yolu mu yapacaktık?" demiş. Belediye'nin projelerden sorumlu en üst düzey yetkilisi dahi otomobil yolu ile otoyolu aynı şey zannettiğine göre, bu başımıza gelenler az.
Radikal - Korhan Gümüş

 

Mart 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02
03 04 05 06 07 08 09
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30

31

diğer aylar için tıklayın

Diyalog

Doğan Kuban 25 Mart 2003  günü Diyalog bölümümüze konuk olacak.

Doğan Kuban hakkında forumda başlayan tartışmaya katılmak için  tıklayın. 


Vitra - Artema'nın katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz