reklam

22 Nisan 2003 Salı
Ana Sayfa > Haberler

Hırsız'ın müşterisi kim?

Doğu'nun hafızasında koca bir gedik açılırken Amerikalılar petrolü koruyordu. Neden endişelensinler ki, sonuçta Metropolitan koleksiyonu biraz daha zenginleşecek...

Sonunda en korkulan şey oldu, Irak'ta uygarlık tarihinin başlangıcını belgeleyen her şey talan edildi, yakıldı yıkıldı. Ne Irak ne de bir başkası bu kaybedilenleri asla telafi edemez... Belki de Amerikalıların keyfi yerindedir, Metropolitan Müzesi yöneticileri şimdiden 2008 yılı için bir Mezopotamya Sergisi organize etmeye başlamıştır. Ne de olsa, Amerikalıların taa Bağdat'a gidip görmek zorunda kalacakları eserler uzun ve dolambaçlı yollardan geçerek kendi müzayede salonlarını, gizli özel koleksiyonlardaki, aleni talan müzelerindeki yerlerini alacak yakında.

Her şey onlara ait; dünyanın kanı petrol, iliği kültür, hepsini istiyorlar.
İştahları sınır tanımıyor, güvenli ülkelerinden uzaklaşmadan her şey kucaklarına düşsün istiyorlar. Gidip görmek, tanımak, anlamak umurlarında değil. Her şey merkeze gitmeli, onların yazdığı uygarlık tarihini destekleyen ögeler olarak müze raflarında yerini almalı.

Dünyanın en büyük savaş gücü Irak'ın üzerinden silindir gibi geçmeden önce kimileri avazı çıktığı kadar bağırdı, o toprakların sadece petrol değil kültür, sanat, tarih barındırdığını söyledi durdu. En fazla 50 sene sonra hiçbir önemi kalmayacak bu fosil yakıttan çok önce o topraklara değer katan, sonsuza kadar değerli kalacak kültürel objelerin kaybedileceğini kimsenin kulağı duymadı. ABD'nin bunları duymaya niyeti, Iraklıların duyurmaya hali, bizimkilerin de anlamaya yetecek sükuneti yoktu. Sonunda tanklar açılmamış höyükleri dümdüz, uçaklar binaları yerle bir etti, müze depolarının hakkından da Bağdat Hırsızı geldi.

İskenderiye, Bosna ve Bağdat
Bağdat Müzesi'ni nasıl olsa İngilizler kurmuştu. Iraklı elit, ulusal kimliklerini oluşturmanın yüzü suyu hürmetine onu ayakta tutmuştu. Belki de bu yüzden müzenin çelik kapılarını kırıp depolara kadar inenler yine Iraklılar olabildi. Peki bu bilinçsiz kitle kil tabletleri, Tarık Aziz'in köşkünden yürüttüğü porselen tabaklarla yanyana vitrinine koymak için mi yağmaladı? Minyatür bir koç heykelinin üzerindeki birkaç gram altını kuyumcuya satmanın hesabıyla mı kırdı çelik kapıları? Yoksa ABD subayları, gazeteciler, Kızılhaç yetkilileri arasında işini bilen başka gruplar da mı vardı Bağdat'ın konukları arasında? Birçok yapıtın, müzenin birkaç sokak ilerisinde, birkaç dolara el değiştirdiğini tahmin etmek güç değil. Hele bu tür hikâyeleri hâlâ yaşayan biz Türkiyeliler için hiç zor değil.
Müzelerden yağmalanan eserleri tespit etmek bile imkansız artık. Çünkü, kayıtlar da yakıldı, yıkıldı. Her şey sıfır noktasına taşındı. İçinde binlerce yıllık el yazmalarını barındıran Ulusal Kütüphane'nin alevleri hangi hırsızlıkları gizlemek için yükseldi? Bu soruların yanıtları bilinemeyecek. İşgalci denenler İskenderiye'de, Bosna'da yaptıkları gibi bir kültürü yok etmeyi başardılar.
Amerikan askerlerine sadece Petrol Bakanlığı'nı korumaları emredilmiş. Iraklı arkeologların yalvarmalarına aldırmamışlar müze yağmalanırken. Irak'a girer girmez petrol kuyularını güvenceye aldılar; mazallah Saddam onları ateşe verirse, kuyuların yeni işletmecileri olacak Amerikan şirketlerine ekstradan beş on milyon dolarlık söndürme maliyeti binmesin diye. Ya kaybedilen tarihin maliyeti ne, bunu parayla geri koymak mümkün mü? Değil, ama Amerika, "Ben güzele güzel demem, güzel benim olmadıkça" diyor.

Zavallı Amerika, kardeşi İngiltere gibi müzelerini yağmalanmış, bedava tarihle dolduramamıştı. Ne de olsa koloni çağında o da bir koloniydi. Sonra çuvalla para harcadı Grek portallı müzelerini doldurmak için. Şimdi para da kâr etmiyor, her şeyi iade etme, kaynağı belirsiz eserleri sergileyememe modası başladı. Köşeye sıkıştılar, herkes aleyhlerinde dava açıp duruyor. Neyse ki koleksiyonların genişlemesi için iyi bir fırsat doğdu.

ABD'li askerlerin yanlarında savaş hatırası götürmeleri yasaklanmış. Tabii onlar Hülagü Han'ın askerleri değil, medeni imparator Dubya Bush'un askerleri. Dönüş yolunda deniz piyadelerinin çantalarını arayacak çavuşlar, Saddam motifli kalaşnikof dipçiklerinden, altın kaplama musluklardan, Irak ordusu apoletlerinden, sokak tabelalarından oluşan bir "çöp dağı" oluşturacaktır gemi güvertelerinde. Teksas'taki çiftliğine değil de New York'a, Washington'a dönecek subayların ve diplomatların hiç aranmayacak çantalarında ise kaybolan Hamurabi Kanunları, 4500 yıllık 'Çalılıktaki Koç' heykeli, Akad Kralı'nın 4500 yıllık bakır büstü, 5000 yıllık vazolar taşınacak. Tıpkı 1991'de Kuveyt'ten kaybolan eserler gibi, Yeni Cami'nin çinileri gibi bir bir Londra ve New York'taki müzayede evlerinde gözümüzün önünde satılacaklar.

Yıkılan camileri, tarihi binaları kim onaracak, o bambaşka bir mesele. Bizim Kültür Bakanlığı'na göre 167 Osmanlı eseri vardı Irak'ta. Kanuni dönemi Osmanlı kışlası olarak inşa edilen 500 yıllık binanın, Irak Savunma Bakanlığı'nın yerinde bir krater vardır artık. Powell'ın Irak'a vereceklerini açıkladığı yardımla güzel bir replikası yapılır belki.

Şimdi Bağdat tam anlamıyla masallarda kaldı. Bin yıldır böyle bir yıkım görmemişti. Artık Amerika'nın yeniden imar planı çerçevesinde inşa edilecek cam ve çelik alışveriş merkezleriyle yeniden kurulur. Babil'in İştar Kapısı'nı Berlin'de görmüştük zaten; Ur Kenti kalıntılarını New York'ta, kil tabletleri de Londra'da görürüz olur biter. Mezopotamya tarihinde kimi gedikler açılmışsa da kimin umrunda. Zaten uygarlık tarihi antik Yunan'dan başlar; Athena'nın esmer olduğuysa kafa karıştırıcı Doğu masallarından biridir.
Radikal - Cem Erciyes

 

Nisan 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30
diğer aylar için tıklayın

Platform

"Yerel Yönetimler ve Mimarlık" tartışılıyor.

Forum'da başlayan tartışmaya şimdi katılmak için tıklayın.  Tartışma 01 Mayıs'ta İTÜ Mimarlık Fakültesi 109 No'lu Salon' da davetli konuşmacılar ile son bulacak.

Yönetici: İhsan Bilgin
Konuşmacılar:
Cem İlhan, Nevzat Sayın

Lamp 83' ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz