Tepebaşı kültür adası
Tepebaşı'nda büyük beyaz ciplerin, polis
bariyerlerinin ve yüksek duvarların ardında, çatısının ucu gözüken bir
bina: Amerika Birleşik Devletleri İstanbul Konsolosluğu. İstanbul'da yaşayanların
bu binayla ilişkisi en fazla önündeki vize kuyruğuna eklenmek, ya da yıllar
önce kapanan kütüphanede çalışmak olmuştur. Binanın etrafındaki kalın
güvenlik kuşağı, Meşrutiyet Caddesi ve civarını gözden düşürmüş, bölgenin
kaderini olumsuz etkilemişti. Ama pek yakında her şey tersine dönecek gibi gözüküyor.
ABD, birkaç ay içinde İstanbul Konsolosluğu'nu, İstinye'de inşaatı
biten yeni binasına taşıyacak. Geride bıraktıkları yüz yaşındaki üç
binadan oluşan kompleksi de kültürel kullanım için bir sivil kuruluşa bırakacaklar.
Bu kuruluş da büyük ihtimalle İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV)
olacak. İKSV, konsolosluğun çevresindeki boş yapılarıda kapsayan ayrıntılı
bir kültür merkezi projesi hazırladı. ABD'nin tercihini İKSV'den yana
kullanması durumunda bölgede büyük bir seferberlik gerçekleşecek.
ABD'nin İstanbul Konsolosluğu olarak kullandığı Corpi Sarayı, 1882'de
yapılmış. ABD 1890'da binayı kiralayıp elçilik haline getirmiş, 1907'de
de satın almış. Corpi Sarayı, ABD'nin mülkiyetini edindiği Avrupa'daki
ilk, dünyadaki ikinci elçilik binası. Bu nedenle, eski binaların satılmasını
tercih eden ABD Kongresi, Corpi Sarayı'nın korunmasını istiyor. Amerikalılar,
Corpi Sarayı'nı kültürel amaçlarla kullanıp koruyacak, kalan binalarıysa
satın alacak bir kurum arıyor. Konsolosluk binalarına, bazı ticari kuruluşlarla
birlikte, bir üniversite ve birçok kamu yararına çalışan kurum talip olmuş
bile.
Binalar birleştirilecek
Göründüğü kadarıyla, talipler arasında İKSV, saygın kimliği kadar
sunduğu teklifin mükemmelliğiyle de öne çıkıyor. Projeye göre şu anda
bilgi merkezi ve vize departmanı olarak kullanılan Tubini Evi'nin eskiden
Amerikan Kütüphanesi olarak bilinen bölümleri sergi salonu olacak. Atölye
çalışmaları da bu binada düzenlenecek. Corpi Sarayı'nın arkasındaki küçük
yeşil alan, açık hava konserleri ve resepsiyonlar için kullanılacak. Corpi
Sarayı da görkemli salonlarıyla konser ve sergileri ağırlayacak. Konsolosluğun
tam karşısında, Asmalımescit'le Meşrutiyet Caddesi'nin kesiştiği
noktadaki boş binanın da ofisler için kullanılması planlanıyor. Bu bina,
Tubini Evi'ne havadan bir geçitle birleştirilecek. Yani tam bir kültür sanat
adası yaratılacak.
İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı'nın da mensubu olduğu
Kültür Girişimi de projeyi destekliyor. Prof. Emre Kongar, projenin İKSV için
çok iyi bir fırsat olduğunu, binaların kültür merkezi olarak düzenlenmesini
desteklediğini açıklarken, Doğan Hızlan da Hürriyet'teki köşesinde binanın
mutlaka bir kültür kurumuna verilmesi gerektiğini yazdı.
30 yıldır düzenlediği festivallerle Türkiye'nin sanat hayatına damgasını
vuran İKSV'nin geleceğe yönelik tasarıları Ayazağa'daki Kültür ve Kongre
Merkezi inşaatının durmasıyla darbe yemişti. Şimdi, etkinliklerini sürekli
ve daha yaygın kılabilmek için önemli bir fırsat yakalamış gibi gözüküyor.
Umarız müzakere süreci İKSV'nin lehine bir kararla sonuçlanır.
Süslemeler boyanın altında
Corpi Sarayı, Cenova'dan Sakız Adası'na oradan da İstanbul'a göç eden
Katolik Corpi, Tubini ve Nomico ailelerinin ortak mülkü olan Tepebaşı'ndaki
arazi üzerine inşa edilmiş. Sarayı yaptıran Ignace Corpi. Corpi ve Tubini
aileleri Galata'da bankerlik yaparken Nomico'lar aynı yerde bir lokum fabrikası
işletiyordu. Corpi Sarayı'nın mimarı yine Sakızlı bir göçmen olan
Giocomo Leoni. Görkemli bir üslupla inşa edilen dikdörtgen planlı binada dönemin
en pahalı malzemeleri kullanılmış. Pencere ve kapı kasalarından mermerlere
kadar birçok malzeme İtalya'dan getirtilmiş. Duvarlar bitki motifleri,
tavanlarsa mitolojik sahneleri betimleyen fresklerle süslüdür. 1937'de, görevli
konsolosun eşi bütün süslemeleri beyaz yağlıboyayla kapattırmış. Ana
salonlardaki süslemeler 90'ların ikinci yarısında boyalar kazınarak tekrar
ortaya çıkarılmış.
Hâlâ boyanın altında kalan merdiven duvarlarındaki kimi freskler de bina boşaltıldıktan
sonra ortaya çıkarılacak.
Zaman
|