Parthenios'tan Bartın Irmağı'na
Tarihi Kentler Birliği,
Bartın ve Amasra'da 'su ve orman kültürü' için toplandı
Geçen 22 Nisan günü kutlanan Dünya Günü 'nün bu yılki uluslararası
teması ''su'' ydu...
Tarihi Kentler Birliği (TKB), bu anlamlı günü ''dünya mirası
kentlerle'' karşılamak üzere, 16 Nisan'da Safranbolu 'da toplandı. İzleyen
günlerde Kastamonu, Pınarbaşı ve Eflani 'de etkinlikler düzenledikten
sonra, 18-20 Nisan 2003'te de ''Bartın ve Amasra buluşmasını'' gerçekleştirdi...
Çünkü, antikçağda adı ''Parthenios'' olan ve günümüz dilinde ''sular
ilahı'' anlamına gelen Bartın Irmağı 'nın, sadece Dünya Günü'nün teması
için değil, TKB'nin gündemindeki ''kent ve orman kültürü'' konusu için de
söyleyecek çok sözü vardı...
Anadolu 'da hâlâ ''su yolu'' olarak kullanılabilen ender akarsularımızdan
olmasına rağmen, taşımacalıktaki değeri unutulmuştu... Bartın kentine ve
bu tarihsel yerleşmenin içinde yer aldığı orman dünyasına çağlar boyu
sağladığı yaşam ve uygarlık ortamı hızla bozuluyordu. Doğaya düşmanlığın
ve kültüre yabancılaşmanın önü alınamazsa ''bereket'' yerine ''felaket''
yaratacağını daha birkaç yıl önceki ''sel uyarısıyla'' bile anlatamamış
gibiydi...
İşte bu çırpınışa Bartın ve Amasra Belediyelerinin içtenlikli ''ev
sahipliği'' çağrısı ile Bartın Valiliği 'nin sıcak ilgi ve desteği de
eklenince, ülkenin hemen her yöresinden 300'ü aşkın TKB temsilcisi ve gönüllüsü,
''doğayı ve kültürü birlikte yaşatmak için havza ölçeğinde koruma''
konusunu, Parthenios kıyılarında toplanarak tartıştı.
Yani, Homeros 'un İlyada destanında sözünü ettiği, Troya direnişi için
en genç cengâverlerini ''Anadolu'nun yardımına'' göndermiş ''Parthenia''
(Bartın) kentinin konukları olarak...
'Sevginin tarihi'
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Mimarlık Fakültesi'nden ''havza ve bölge
planlaması'' konusunda, Kara Elmas Üniversitesi (KEÜ) Orman Fakültesi'nden
de ''ormanlar ve yerleşmeler'' alanında bilimsel katkılarla gerçekleşen
etkinlikler, daha ilk saatlerden itibaren ''insan ve yaşam sevgisi'' ile de
buluşarak 2 gün boyunca hep aynı duygular içinde sürdü. Bu duyguların
kaynağı ise aynı etkinlikler için hazırlanarak açılışta gösterilen
''Parthenios'tan Bartın'a'' belgeseliydi...
Aynı zamanda ÇEKÜL'ün Bartın temsilcisi olan mimar Selda Çelikyay ,
tarihin içinden akıp gelen kültür ve uygarlık birikimlerinin yerel
sahiplerini; yani ''kente ve yaşama sevdalı Bartınlıları'' , yürek dolusu
coşkularıyla ve iyi-kötü tüm günlerindeki ''kentli bilinçleriyle''
sarmalamış; geçmişin güzelliklerini yaratan ilişkileri aile albümlerine
kadar araştırarak belgelemişti...
Geleceğin de böylesi ''uygar ve aydınlık'' olabilmesi için, galiba asıl
korunması, yaşatılması gereken erdem de işte bu ''sevgi bağları'' değil
miydi?..
Nitekim, aynı gün YTÜ'nün ''şehircilik'' panelinde de ''fiziksel
planlamaya, insan sıcaklığının ve yaşama coşkusunun nasıl katılabileceği''
konuşuldu...
Ertesi günkü KEÜ'nün ''ormancılık'' oturumunda bile ''orman ve kent ilişkisinde
doğaya sevdalı toplum olmanın'' önemi dile getirildi... Dahası, son günkü
Amasra gözlemlerinin ardından ise; ''Gönderilmemiş Mektuplar'' filminin
efsanevi âşıklarının da bu kentin tarihini kurtarmaya ''gönül vermeleri''
istendi...
Taşhan'a sığmayan coşku
İşte bu özlemlerin ''akşam söyleşilerine'' ayrılan tarihi Taşhan 'daki
coşkulu ''merhabalaşma'' , bilmem ki bir daha yaşanabilir mi?.. Güneydoğu'dan
Ege'ye, Trakya'dan Doğu Karadeniz'e her yöreden konuklarına bu görmüş geçirmiş
mekânda ''hoş geldiniz'' diyen Bartın Belediye Başkanı M. Rıza Yalçınkaya
, kalabalıktan ikram alamayan konuklara kendi eliyle servis yaparken sanki
kendi düğününü yeniden yaşıyor gibiydi.
Belediyece yayalaştırılan ve bina cepheleri güzelleştirilen tarihi cadde
ve sokaklardaki yürüyüş de eminim ki unutulmayacak... Yüzlerce konuğun, çevredeki
geleneksel binalara hayranlıkla bakarak ve çarşı boyunca halkın selamlarını
sevgiyle alarak kentle kucaklaşması, sadece Bartın'ın tarihinde değil, katılanların
anılarında da ayrı bir yer alacak...
Bartın-Amasra Bildirgesi
TKB'nin tüm buluşmalarında gelenek haline gelen ''genel değerlendirme
forumu'' ise 19 Nisan 2003 günü Amasra'da yapıldı. Forumdaki değerlendirmeler
de izleyen günlerde ''Bartın- Amasra Bildirgesi'' olarak yayımlandı.
İlk maddesinde, ABD ve İngiltere 'nin Irak'ta yarattıkları insanlık dramına
ve tarih tahribatına karşı, TKB'nin ''Sorumlular yargılanmalı'' çağrısının
yer aldığı bildirge, özetle şunları içeriyor:
Tarihsel mirastan 'herkes' sorumlu
TKB üyesi kentlerdeki kültür varlıklarının korunması çabaları sevinç
kaynağıdır. Ancak bu çabanın sadece belediyelerde veya sadece valiliklerde
yoğunlaşması da artık ''aşılmalı'' ; ortak miras için
''yerel-kamu-sivil-özel birlikteliğin'' güçlendirilmesine de öncelik
verilmelidir.
Kent ve çevre bir bütündür
Tarihi kentlerimizin eşsiz doğal çevreyle iç içe olmaları rastlantı değildir.
Geçmişten bu yana kentlere yaşam ve ''varoluş'' kaynağı oluşturan doğa,
orman, su ve tarımsal değerlerin, bunlardan beslenen kültürel mirasla
birlikte korunarak yaşatılması, tüm imar ve kalkınma süreçlerinde temel
ilke olmalıdır.
Koruma planlamasında 'havza' ölçeği
Koruma amaçlı planlamada ''SİT'lerle sınırlı'' uygulamanın yeterli ve geçerli
olmadığı ortadadır. Bu nedenle, birbirleriyle tarihsel, ekolojik ve
sosyoekonomik etkilenmeler içinde bulunan yaşam değerlerinin aynı doğayı
ve coğrafyayı paylaştıkları ''çevre ve kültür havzalarının'' bir bütün
olarak korunması ve yaşatılması önem ve ivedilik kazanmıştır. Bu
gereksinmenin ise ''bölgesel sorumlulukları'' da içeren bir yönetsel ve
hukuksal altyapıya kavuşturulması, yeni ''idari yapılanma'' hazırlıklarında
önemle dikkate alınmalıdır.
Cumhuriyet
|