Yeryüzünün ilk medeniyeti
Anadolu’da mı kuruldu?
Türkiye’nin Roma Büyükelçiliği’nde bilim adamlarına ‘Anadolu ve
Devletin Doğuşu’ başlıklı bir brifing veren İtalyan arkeolog Prof. Dr.
Marcella Frangipane, “Bilinenin aksine ilk medeniyet Mezopotamya’da değil,
Anadolu’da kurulmuştur.” diyor.
Yeryüzündeki medeniyetin kaynağının, tarihçilerin iddia ettiği gibi
Mezopotamya değil, Anadolu olduğunu savunan İtalyan arkeolog Prof. Dr.
Marcella Frangipane, bilim adamlarını ikna etmeye çalışıyor. 13 yıldır
Malatya’nın Orduzu beldesindeki Aslantepe Höyüğü’nde çalışmalar
yapan Prof. Dr. Marcella Frangipane, bulduğu eserlerin ilk medeniyetin Anadolu
topraklarında kurulduğunu kanıtladığını söylüyor. Frangipane’a göre
Aslantepe’de bulduğu kılıçlar ve saray, dünyada bulunanların en eskisi.
Bu bulgular, tarih kitaplarında yer alan bugüne kadarki tüm kabulleri çürütüyor.
Yani tüm tarih kitaplarındaki bilgilerin değişmesi gerekiyor. Frangipane,
ikna turu çerçevesinde slayt gösterileri eşliğinde Türkiye’nin Roma Büyükelçiliği’nde
akademisyenlere ‘Anadolu ve Devletin Doğuşu’ başlıklı bir brifing
verdi. İtalyan uzmanlar, sonuçları ‘çarpıcı’ bulurken konunun geniş
bir bilimsel platformda tartışılmasını istedi. Frangipane’nın görüşleri
hem İtalyan hem de dünya bilim çevrelerinde ilgi uyandırıyor.
Aslantepe’nin tanıtımında Türkiye yetersiz kaldı
Aslantepe’de ilk kazılar, 1930’lu yıllarda Fransız arkeologlar tarafından
yapıldı. 1961 yılından beri ise İtalyan Roma La Sapienza Üniversitesi
arkeologları tarafından sürdürülüyor. Eserlerin korunması için tutulan
bekçinin maaşı dahil, tüm masrafları İtalya karşılıyor. Anadolu’ya
tarihsel bir konum kazandıracak sonuçları tanıtmak için Frangipane, yoğun
bir çaba harcıyor. Türkiye ise Aslantepe ile ilgili yeterli tanıtım çalışması
yapamıyor. Aslantepe, M.Ö. 5000 yıllarından M.Ö. 712 tarihindeki Asur
istilasına kadar şehir olarak varlığını sürdürdü, daha sonra uzunca bir
süre terk edildi. M.S. 5–6. yüzyıllar arasında Roma köyü olarak kullanılan
Aslantepe, daha sonra Bizans nekropolü (mezarlık) olarak yerleşimini tamamladı.
Aslantepe’de bulunan dünyanın ilk sarayı, milattan önce 3 bin 350 yıllarına
ait. Sarayın içinde depolar, koridor, avlu ve mabet var. Ayrıca 2 bin parça
kadar mühür bulunuyor. Frangipane, bu dönemde Mezopotamya’da da saraylar,
tapınaklar ve mabetler bulunduğunu; ancak Anadolu’daki sarayın daha eski
olduğunu savunuyor.
Aslantepe bir kompleks
Frangipane, Mezopotamya’da yazı icat edilmeden önce burada bürokratik
sistemlerin kurulduğunu belirterek, “Yine burada kaliteli metaller bulduk.
Metal işlemeyi çok iyi biliyorlarmış. Bazı kılıçlar gümüşten. O
zamanlarda büyük metal teknolojisi olduğunu anlıyoruz. Bu, çok önemli. Kılıç
ve mızrak ucu bulduk. Bulduğumuz kılıç dünyadaki en eski kılıç. Bundan
sonraki en eski kılıç 600 sene kadar sonra Alacahöyük’te bulunuyor. Ama
bu bulduklarımız, hemen hemen 1000 yıl daha öncesine dayanıyor. Bulunan 9 kılıç,
olağanüstü bir şekilde tek parça halinde ve üzerleri işlemeli olarak çıkarıldı.”
şeklinde konuşuyor. Höyükte bugüne kadar yapılan kazılar sonucunda M.Ö.
3300–3000 yıllarına ait bir kerpiç saray, M.Ö. 3600–3500’lere ait bir
tapınak, binlerce mühür baskısı, kaliteli metal eserler bulunmuştu. Devam
eden kazılarla, Aslantepe’nin bir kompleks olduğu fark edildi. Frangipane,
Aslantepe’deki sarayın Yakın Doğu’da bilinen ilk saray tipi büyük bina
olduğunu ileri sürüyor. Bulunan mühürler ise yazının kullanılmadığını
belgeliyor. Frangipane’a göre burada yaşayanlar ticaret hayatını bu mühürlerle
gerçekleştiriyordu.
Öte yandan Aslantepe’nin açık hava müzesi haline getirilmesi için de
çalışmalar hızla devam ediyor. Aslantepe’deki çalışmalar, Malatya
Belediyesi tarafından kitapçık haline getirildi. 3 bin adet basılan kitapçık
22 sayfadan oluşuyor. Malatya Belediye Başkanı M.Yaşar Çerçi,
Aslantepe’nin Malatya için önemli tarihî bir değer olduğunu belirterek,
bu değerin tanıtımının yeterince yapılamadığını ifade ediyor. Başkan
Çerçi, “Aslantepe, açık hava müzesi haline getirilmeli.” diyor.
‘Aslantepe, Mezopotamya’dan önce değil’
Malatya Müze Müdürü Selahattin Aksu, Aslantepe’nin dünyanın ilk yerleşim
birimlerinden biri, bulunan sarayın dünyanın ilk saraylarından biri ve kılıçların
da yine ilk örneklerden olduğunu söylemenin doğru olacağını; ancak
bunlara, ‘dünyanın ilkleri’ demenin yanlış olacağını ifade etti.
Aksu, Aslantepe buluntuları ile tarihin yeniden yazılması diye bir durumun söz
konusu olmadığının da altını çizerek, kazı başkanı Prof. Dr. Marchella
Frangipane’nin açıkmalarının yanlış anlaşıldığını söyledi. Aksu,
“Marchella Hanım bir yabancı ve Türkçeyi de tam anlamıyla doğru kullandığı
söylenemez. Frangipane’nin ifadeleri, bulunan eserlerin hep ‘ilklerden’
olduğu yönündedir. Belki ifadeleri yanlış kullanmış olabilir. Aslantepe,
Mezopotamya’dan önce değildir. ‘Anadolu mu erken Mezopotamya mı erken?’
tartışması yapmak da yanlıştır. Çünkü bu medeniyetler birbirine girmiş
ve birbirleriyle kültürel alışverişte bulunmuşlardır.” dedi.
Kazıların bu yıl da temmuz sonunda başlayacağını söyleyen Aksu,
Aslantepe’deki kazıların çok uzun yıllar daha sürebileceğini kaydetti.
Ayrıca yapılan kazılarda çıkarılan eserlerden 2004 yılında ABD’de
Aslantepe’yi tanıtan bir sergi açılacak.
Zaman
|