Dünya da umurumuzda değil
Tarihi eserlerine sahip çıkmayan Türkiye'ye UNESCO uyarıda bulundu. Eğer
altı ay içinde gerekli koruma tedbirleri alınmazsa Türkiye, Uganda, Kamboçya
gibi kültürel varlıklarına düşman davranan ülkeler statüsüne girecek
UNESCO Toplantısı'nın hazırlıkları sürerken toplantıda Türkiye'yi de
zorlu saatler bekliyor. Çünkü UNESCO'nun bu yılki gündem maddeleri arasında
daha önce verilen sözlerin yerine getirilmemesi ve gerekli tebdirlerin alınmaması
nedeniyle İstanbul'un Dünya Mirası Listesi'nden çıkarılması da var.
Kuruluşun gerekçesi şu: Yetkililer sekiz yıl önce kentin imar planını
bitireceklerini ve bu plana tarihi eser envanterlerini ekleyeceklerini söyledi
ama hala hiç bir gelişme yok. Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanı Erkan
Mumcu'nun hissiyatı ise şaşırtıcı: 'UNESCO'nun dünya kültür mirası
listesinden çıkarılması dünyanın sonu değil, ancak üzücü!'
Toplantıya Beyaz Türkler katıldı
Peki bu ihtimal gerçekleşir ve Türkiye tıpkı Afganistan, Honduras, Kamboçya
ve Uganda gibi 'tarihi eserlerine düşman davranan ülkeler' statüsüne alınırsa
ne olur? Dün, Osmanlı Bankası'nın Karaköy'deki binasında yapılan 'İstanbul
Geçmişten Miras Kaldığı Kadar Gelecekten de Ödünç Alınmıştır' konulu
seminerde edebiyat profesörü ve kent tarihçisi Murat Belge ile Mimar Turgut
Cansever bu soruya yanıt aramaya çalıştı.
İstanbul'un tarihi ve kültürel mirasına nasıl davranıldığını,
UNESCO'nun listesinden çıkarılırsak neler olacağının tartışıldığı
seminer yine tarihe tanıklık eden bir binada iki televizyon kanalı, birkaç
gazete muhabiri ve sayıları ancak 40'ı bulan, Murat Belge'nin deyimiyle
'Beyaz Türkler'in katılımıyla gerçekleşti. Turgut Cansever İstanbul'un
mirasının korunamadığını, yapılan çevre yollarıyla büyük bir nüfusun
bu kente hücum ettiğini ve eski binaların tek tek yok olduğunu söyledi.
Devletin duyarsızlığı ise yıllarını mimariye vermiş Cansever için hüzün
kaynağıydı. Tarihi Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı'ndan bahseden Cansever
'Sultan III. Ahmet sandalla yalının karşısına geçer yarım saat mimarinin
güzelliğini seyredermiş. Şimdi bir sanat eserinin güzelliğine üç dakika
bakacak bir kişi bile bulamazsınız. Oysa o yalıdaki mimari ve hesaplama hiçbir
Batı eserinde yok' dedi. Murat Belge ise aslında hayıflanacak bir şey olmadığını
çünkü durumun 'Kendim ettim kendim buldum' diye özetlenebileceğini söyledi.
Yapılan onarımlar için de 'İnsanın aklına kurtarsalar mı daha iyi
kurtarmasalar mı diye bir soru geliyor. Devlet çok eşitlikçi. Çünkü hem
Batı eserlerine hem Osmanlı eserlerine zarar veriyor' dedi. İstanbul'un
listeden çıkarılmasını Belge 'Zaten tarihine sahip çıkamayan bir kentiz.
UNESCO parasal yardımı da keserse şehrin korunması daha da zorlaşır' diye
anlattı.
Turgut Cansever ise bu konuda daha kötümser. Ona göre İstanbul bırakın
Uganda'yı, Kamboçya'yı, Vietnam'dan bile daha kötü. Cansever 'UNESCO'nun bu
projesiyle Venedik'e 500 milyon dolar para geldi. Eğer İstanbul'da üzerine düşenleri
yapsaydı bu para İstanbul'a da gelecekti ve eserlerimizin onarımı için
kullanacaktık ancak Bedrettin Dalan uzmanları tekmeleyerek attı ve yarım
kaldı' dedi. Mimar katılımcılardan biri 'İstanbul'un listeden çıkarılmasına
ben kendi adıma evet derim siz ne dersiniz' sorusuna Belge çocuğuna kötü
davranan ailenin elinden çocuk alınır ve korunur örneğini vererek 'Ben de
evet derim' dedi. Her iki konuşmacının da korumanın tek yolunun İstanbullular'da
tarihi bilincin oluşturulması olduğunu söyleyerek herkesi militanca bir
tavra davet ettiği toplantıda genellikle devletin bilinçsizliği üzerinde
duruldu. Cansever teknokratları vahşilikle, bürokratları tembellikle suçlarken
'Onları ensesinden tutup bu toplantılara getirmeliyiz' dedi.
Toplantı sonunda aydınlar halka yaşadıkları kentin önemini anlatmak
gerekliliğinin üzerinde dururken, kentlileri harekete geçirecek eylemlerin yöntemi
ise başka bir seminerin konusu olarak gelecek bir güne ertelendi.
Akşam
|