Okmeydanı'nda imar affı...
Hazine arazilerine mafyaya haraç ödeyerek bina yapanlar, AKP'nin yasalarıyla
''tapu'' larını da ''devletten'' satın almaya hazırlanıyor... Bu beklentiye
girenler arasında ''tarihi vakıf arazilerini'' de benzer yöntemlerle kaçak
inşaat arsalarına dönüştürenler bile var...
Çünkü, 1. derece SİT alanlarına imar öngören ve Hazine arazilerini de
işgalcilere pazarlamayı hedefleyen yeni yasal düzenlemeye, ''üzerinde toplu
yapılaşma olan vakıf arazileri'' için de madde eklendi...Son zamanlarda
''yolsuzluklara karşı'' ödünsüz olacağını söyleyen hükümetin çözümüne
göre, ''yasadışı yerleşmeler'' le kaplı vakıf arazileri önce Hazine
arazileri ile ''takas'' edilecek... Sonra da ''Hazine'ye ait'' duruma
geldiklerinden yasanın diğer maddelerine göre işlem yapılıp, ''parayla
tapu karşılığı imar affı'' uygulaması buralarda da gerçekleştirilebilecek...
Söylem ve uygulama Böylesi bir ''kurnazlığı'' tutup Türkiye Cumhuriyeti
'nin yasası haline getirmeye soyunanlara bakıyorum... Birçoğu, bu
cumhuriyetin ''milli ve manevi değerlere sahip çıkmadığı'' söylemiyle hep
siyaset yaptılar; aynı kanıyı taşıyanlardan da oy alarak iktidara
geldiler...Oysa şimdi, ısrarla ve bir an önce uygulamak için ellerinden
gelen çabayı gösterdikleri bu ''talan ve rant'' yasalarında, en başta yine
''milli ve manevi değerlerin yağmasını'' affediyorlar. Daha doğrusu, bunları
tahrip eden bir ''tarih soygunundan'' para toplamak için can atıyorlar...Çünkü
vakıf arazileri, kendi dilleriyle söylersem; aslında ''ecdad yadigârı'' dır.
Günümüz Türkçesinin çağdaş deyimiyle de ''kültür mirası'' niteliği
taşırlar.Şimdi bu mirası yok edenleri tapuyla ödüllendirmek bir yana,
''kutsal emanetleri'' işgal edilmiş olan tarihi vakıflara da ''başka yerden
Hazine arazisi'' vererek aslında onların ''varlık nedenleriyle'' bile çelişen
bir ''rüşveti'' çözüm olarak getiriyorlar...Böylece, tarihi değeri
olmayan ve geçmişle de hiçbir ilişkisi bulunmayan, dahası ''vakfedilmemiş''
sıradan arazilerle sözde ''mağduriyetleri giderilecek'' (!) olan vakıfların,
bundan böyle hangi ''ecdad malına'' bağlı kalacaklarını ise belli ki hiç
mi hiç önemsemiyorlar...''Geçmişimizi'' satıyorlar...
İşte böylesi bir anlayışın göz diktiği en önemli yerlerden biri de
İstanbul'un yıllardır ''kaçak yapıyla oy toplanan'' tarihi yerlerinden
Okmeydanı...Fatih Sultan Mehmet 'in İstanbul'u kuşattığında ''karargâh
alanı'' olarak kullandığı, sonra da ''okçuluğun gelişmesi'' için okçulara
vakfettiği, yüzlerce yıl da oklarını en az 1200 adıma atan sultanların ve
sporcuların anısına dikilen tarihi ''menzil taşlarıyla'' donatılan bir
alan...Her biri ayrı ayrı kültür ve tarih mirası ''anıt'' değeri taşıyan
bu menzil taşlarının 1950'lere kadar 132 adedi gelmişti... Recep Tayyip Erdoğan
'ın övünerek ''1950'nin devamıyız'' dediği karşı- devrim yıllarında başlayan
işgal yapılaşmasının tahribatı sonucunda artık 55 tanesi kalmış...
Bunların çoğu da kaçak yapıların aralarına ya da arka bahçelerine sıkışmış
durumdalar...
Bazıları ise aynı binaların ''taşıyıcı dikmeleri'' ya da ''çamaşır
ipi direği'' işlevi görüyorlar...Şimdi, bu ''tarihi yutan'' yapılaşmanın
işgal ettiği vakıf arazisi parçaları ''bina sahipleri üzerine'' tapulandığında,
sadece ''geçmişimiz'' satılmış olmayacak, üzerlerindeki ''anıt eserler''
de aynı pazarlamada hem vakfın hem de ''devletin'' elinden çıkmış
olacak...Ey milliyetçi, mukaddesatçı, muhafazakâr, Osmanlı hayranı ve
Fatih'in torunu olmakla övünerek oy toplayan AK siyasetçiler... Söyler
misiniz, siz mi tarihinize bağlısınız, yoksa bu talana karşı duran bizler
mi?..
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|