Su havzasında golf tartışması
Golf sahası ve konaklama tesisi
yapılacak alan, Ömerli Barajı'na iki kilometre uzaklıkta. İSKİ'nin yönetmeliğine
göre bölgede bu tür bir tesisin yapılması yasak.
Bayındırlık Bakanlığı, İstanbul'un su kaynağı olan Ömerli Havzası'nda
golf sahası için imar planını değiştirdi. Sivil toplum örgütleri, üniversiteler
ve belediye tesise karşı
Kentin su ihtiyacının yüzde 40'ından fazlasını karşılayan, ancak çarpık
yapılaşma sonucu doğal yapısı zarar gören Ömerli Barajı Su Havzası'nda
golf tartışması başladı. İmar planını değiştiren Bayındırlık Bakanlığı,
havzada 18 delikli golf sahası ve 200 yatak kapasiteli dinlenme tesisi yapımına
izin verdi.
Belediye plan değişikliğine karşı iptal davası açarken, üniversiteler ve
sivil toplum örgütleri, içme suyunun büyük tehlikede olduğunu açıkladı.
Sahibi eski bir bakan
Eski ANAP'lı bakan İbrahim Özdemir'e ait Mir İnşaat AŞ, Ömerli Barajı'na
iki km. mesafede olan ve Pendik'e bağlı Emirli Köyü hudutları içinde kalan
74 hektarlık alana, '18 delikli golf sahası ve 200 yataklı dinlenme tesisi'
yapmak için ocak ayında Bayındırlık Bakanlığı'ndan onay aldı. Bakanlığın
onayıyla imar planında 'ağaçlı orman alanı ve orman içi ağaçlandırılacak
alan' olarak geçen kısım, 'golf alanı' olarak değiştirildi. Bakanlık, söz
konusu kararı 'bilgi ve gereğinin yapılması' için İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Şehir Planlama Müdürlüğü'ne gönderdi.
Doğal yapının bozulacağını savunan belediye ise, planın iptali ve yürütmenin
durdurulması için Bölge İdare Mahkemesi'ne başvurdu. Davaya, ilgili meslek
odaları ile üniversitelerin çevre ve orman fakülteleri de hazırladıkları
raporları gönderdi.
Şehir plancıları, çevre-orman ziraat mühendisleri ve peyzaj mimarları
odalarınca hazırlanan raporda, golf alanının, Ömerli Barajı'nın orta ve
uzun mesafeli koruma kuşağında yer aldığı vurgulanarak, şöyle denildi:
'Her şeyiyle ayrıcalıklı alan'
"Alan, Doğal Hayatı Koruma Derneği, Flora and Fauna International ve
İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasotik Botanik Anabilim Dalı
işbirliğiyle tespit edilmiş, İstanbul'da doğal koruma açısından
olağanüstü önem taşıyan 10 alandan biridir. Havzanın batısındaki açık
fundalık alanlar özellikle önemli.
Bitki örtüsü ve nadir türleriyle ayrıcalıklı bir alandır. Alanın yüzde
90'ından fazlası doğal olarak yetişen meşe, fundalık ve plantasyonla,
dikilmiş 15-20 yaşlarında 3-5 metre boylarında sahil çamlarıyla kaplı."
Raporda, tesis yapılması halinde meydana gelecek zararlar da şöyle sıralandı:
"Arazinin tamamındaki flora (orman ağaçları, bitki türleri) ve faunanın
(hayvanlar, böcekler, her tür canlı) yaşamı tehlikede. Çim parkurları ve
diğer yeşil alanlar için sürekli suya ihtiyaç olacağı için, havzadaki su
rejimi olumsuz etkilenecek. Oluşturulacak yeşil alanlarda sürekli tarımsal
ilaçlama ve kimyevi gübreleme zorunluluğu olduğundan, bu maddelerin yüzey
suları ve rüzgârlarla taşınması sonucu içme suyu amaçlı Ömerli Barajı
gölünde kirlilik yaratacak. Bu nedenle İSKİ İçme Suyu Havzaları Koruma ve
Kontrol Yönetmeliği'nde orta ve uzun mesafeli koruma alanlarında 'Suni gübre
ve zirai mücadele ilaçları kullanılamaz' denilmektedir. Aynı yönetmeliğe
göre, bu alanlara 'Turizm alanları, hayvancılık tesisleri ve depolama
tesisleri kurulamaz.' Tehlike çok büyük."
'Yok edemezsiniz'
Raporda, tesis yapılacak arazinin bir bölümünün 2B (orman niteliğinden çıkmış
alan) kapsamında olduğu belirtilerek, "Orman dışına çıkarılan
alanlar Hazine adına tapulu alanlar olup, orman ağaçlarının ve diğer
bitkilerin yok edilmiş olması, bu alanların toprağının orman niteliğini
kaybetmiş olması anlamına gelmez. Yeniden ağaçlandırarak ormana dönüştürmek
gerekir" denildi.
Üniversiteler uyardı: Su kaynakları kirlenir
Üniversiteler, raporlarında, havzanın imara açılması durumunda yaşanabilecek
tehlikelere dikkat çekti.
Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanlığı'nca
hazırlanan rapor: "Tesis çok sayıda ziyaretçi trafiğine ve yoğunluğuna
sebep olabilecek. Ayrıca golf sahasının çimlendirilmesi esnasında su ve gübre
kullanımı aşırı miktarda olacak ve bu nedenle su kaynağı kirlenecek. Yeşil
orman alanlarının gittikçe azaldığı bir dönemde orman alanlarının
muhtelif gerekçelerle elden çıkarılması, geleceğimizi tehdit eder
boyutlara ulaşmıştır."
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi'nin raporu: "Ömerli Barajı,
İstanbul'a içme suyu temini projesinin kalbidir. Ömerli Havzası'nda yapılması
düşünülen golf sahası ve diğer tesislerin, bu alanlardan akan derelerin ve
bunların aktıkları Ömerli Baraj Gölü'nde toplanan suların kalitelerinde
bozulmaya yol açması mümkündür. Barajın havzasına bu tür tesislerin yapılmasını,
hem suların kalitesi hem de İstanbul'a su temini açısından son derece sakıncalı
bulmaktayız. Havzada bu tür yapılara izin verilmemeli."
Belediye ikiye bölündü
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yürütmeyi durdurmak için Bölge İdare
Mahkemesi'ne dava açmasına karşın, belediye meclisi plan değişikliğini
davanın sonuçlanmasını beklemeden geçen hafta onayladı. Böylece, baraj
havzasında golf sahası ve dinlenme tesisi yapımına başlanması için önemli
bir engel ortadan kalktı. Belediye yetkilileri, bakanlığın plan değişikliğini
kabul ettiğini, belediye meclisinin bu nedenle onay verdiğini belirterek,
meclisin mahkeme kararını beklememesini eleştirdi.
Orman Mühendisleri Odası Marmara Bölge Başkanı Prof. Dr. Uçkun Geray,
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin kararının durdurulması için
dava açacaklarını söyledi. Geray, "Ortada kamu yararına aykırı bir
durum var. Dava açtığımızda, yargı, kamu yararını düşünenlerin lehine
karar verecektir. Koruma altında olan bir alan yok ediliyor. Bu kente karşı işlenmiş
bir suç. Biz sivil toplum örgütleri olarak bu kararı mutlaka durduracağız"
dedi.
'Çevreyi koruyacağız'
Mir İnşaat AŞ'nin sahibi ANAP'lı eski bakan İbrahim Özdemir, Çevre Bakanlığı'nın
söz konusu plana olumlu rapor verdiğini söyledi. Özdemir, projeyi şöyle
savundu:
"Bu alan Orman Bakanlığı'nca turizm tesisi yapılması için tahsis
edildi. Glof, dünyada çevreyi en iyi koruyan proje olarak biliniyor. Bizde bu
kültür yerleşmediği için geriyiz. Ömerli Havzası içinde konut yapılıyor,
ancak böyle bir tesise karşı çıkılıyor. Bizim çevreyi kirletme gibi bir
amacımız yok. Alandaki ağaçlar kesilmeyecek. Oradaki doğal yapıya zarar
verilmeyecek. Ağaçlar nakledilecek. Doğal gübre kullanılacak. Tesis, ÇED
raporunda yer alan tüm unsurlar dikkate alınarak yapılacak."
Radikal
|