Heybeliada'ya Çağdaş Türk
mimarisinin başyapıtı yapılmalıydı!

Heybeliada'da yıkılan yıkımı sırasında ressam Ferruh Başağa'nın yapıtı
Preveze Savaşı Panosu'nun da yıkıldığı Deniz Lisesi Binası ile ilgili
olarak ada halkı bir basın bildirisi yayınladı. Yayınlanan bültenden halk
binanın çok yüksek olarak yapılmış olmasından daha sonra yıkılan son
kat nedeniyle binanın çatısız olarak kapatılmasından ve artık telafisi
olmayan binanın çirkinliğinden şikayet etti. Bu çirkinliği gidermek için
önerilerde bulunan halk kamuoyunun ilgisini bekliyor.
"Heybeliada'da Preveze Savaşı panosunun yıkılması ve yeni yapılan
Deniz Lisesi binası: Bahriye Okulu ilk olarak Kasımpaşa'da 1773 tarihinde
kuruldu. Kasımpaşa'daki bina yetersiz gelince Heybeli'ye taşındı.
Bu tarihi okulda Osmanlılar ilk defa, donanmalarında gereksinim duydukları
yüksek eğitim düzeyinde denizciler yetiştirmeyi hedeflemekteydiler. Yurt dışından
modern top dökümhaneleri ve gemi tezgahları getirtildi ve okul kısa sürede
modern eğitimin önemli kurumlarından biri oldu. Haliç, Karaağaç'tan başlayan
bu atılım Camii Altı Mevkii'nde "Mühendishane-i Hümayun" adı ile
Deniz Harp Okulu'na dönüştü. Bu tarihten sonra okul gereksinime göre Kasımpaşa,
Heybeliada, hatta 1941'de Mersin'de öğretimine devam etti. Son olarak
Heybeliada'ya döndü.
Heybeliada iskelesinden bakılınca Deniz Lisesi'nin en eski iki binası sol
tarafta bulunmakta ve hala eğitim amacıyla kullanılmaktadır. Depremden sonra
hasar gören üçüncü yeni binanın, onarımı yerine yıkılmasına ve bu
vesileyle okulun yeni gereksinimlerine cevap verecek daha büyük bir binanın
yapılmasına karar verilmişti. Alınan bilgilere göre Heybeliada için özel
bir proje çizilmemiş, Konya'da yapılmış bir kışlanın projesi bu yeni
okul için düzenlenmiş, dolayısıyla Heybeliada'nın özel konumu göz önüne
alınmamıştır. Sadece depreme karşı önlemler alınmış, bu konuda azami
dikkat gösterilmiştir.
2000 sonbaharında adayı terk eden yazlıkçılar baharda geri döndüklerinde,
adanın sembolü haline gelmiş binanın ve panonun yıkıldığını büyük
bir şaşkınlıkla öğrendiler. Fahri Korutürk'ün isteği ile yapılan bir
yarışma sonucu, ressam Ferruh Başağa'nın projesinin yapımına karar verilmiş,
ve böylece Preveze Savaşı'nı tasfir eden 210 m2 lik, Türkiye'nin en büyük
duvar panosu Heybeliada Deniz Lisesi'nin yeni, üçüncü binasının üzerine
yapılmıştı.
Bina, Mayıs 2001'de, panoyla beraber yıkılmıştır. Panonun korunması için
bazı çabalar olmuş, fakat maddi sebeplerle sonuçlandırılamamış olduğu
öğrenilmiştir. Panodan bir bölüm dahi saklanmamış, hepsi molozla beraber
atılmıştır.
Yeni yapılan bina 5+1 yüksek kat, yani 7 kata denk gelen bir yükseklikte,
eski binaya ve yanındaki binalara göre çok hantal, duruş olarak çok önde
ve diğer binalara neredeyse bitişik düzende inşa edildi. Binanın bir katının
sonradan gereksiz olduğu anlaşılmış ve yıkılmıştır. Binanın üstünde
yeni panolar yapılması için ön cehpe tamamen sağır bırakılmış ve binanın
üst katı yıkıldığı için bina çatısız olarak kapatılmıştır.

Yediden yetmişe adalılar tarihi panolarını kaybetmiş olmaktan ve yeni
binanın artık telafisi mümkün olmayan çirkinliğinden son derece üzgünler.
Çoğunluk en azından bir katın daha yıkılmasından ve tekrar Ferruh Başağa'ya
gidilerek ondan yeni bir pano projesi gizmesi için ricada bulunarak, bu büyük
ayıbın bir parça olsun telafi edilmesi gerektiğini düşünüyorlar. Bina şimdiki
haliyle eftafındaki tarihi binaları ezip geçmekte, adanın dokusunu ve silüetini
bozmakta, imar kurallarının delinmesi konusunda çok ciddi bir örnek oluşturmaktadır.
Adalı çalışan ve emekli askerler de durumdan son derece rahatsız ve binayı
bir mimarlık faciası olarak değerlendiriyorlar. Sanata katkılarıyla öne çıkmış
kurumlardan olan Türk Deniz Kuvvetleri'nin bu tavrı sanat çevrelerinde de büyük
hayal kırıklığı yarattı.
Binanın izin süregeleri Mimarlar Odası İstanbul Şubesi tarafından 3.
Koruma Kurulu'na verilen dilekçe ile araştırılmaya başlanmıştır.
Bu kurum ve vatandaşlar konunun takipçisi olmaya devam edeceklerdir. Adalı halkın düşünceleri ve duyguları, çok eskiye dayanan bir bahriyeli
geleneği, her türlü estetik kural ve son olarak ta çok önemli bir sanat yapıtının
önemi yok sayılarak inşa edilmiş bir bina. Adalardaki kuşkusuz en çirkin
yapı; bahriyeli geleneğine yakışmayan, sivil topluma hiç de iyi örnek
olmayan bir tavır. Bu büyük ayıbın kısmen de olsa telafi edilmesi binanın
bir kat daha yıkılması ve sanatçı Ferruh Başağa ziyaret edilerek yeni
proje çizmesi için kendisine ricada bulunulması ve o yeni projenin uygulanması
ile olabilir ancak.
Heybeliada gibi Deniz Kuvvetleri için bu kadar tarihi bir noktada, hem de İstanbul'un
en önemli sit alanlarından birisinde, Deniz Kuvvetleri gibi halk arasında güven
duyulan, sanata katkılarıyla sanat çevrelerinin taktirini toplayan bir kurum,
bu ayrıcalıklı noktaya Türk çağdaş mimarisinin başyapıtını yapmalıydı.
Çağdaş Türk mimarisi hakkında bir kitabın kapağında o binanın fotoğrafını
görmeliydik. Heybeliada'da bu okulun yapılması, böyle bir proje yapmak için
eşsiz bir fırsattı. Modern Türk düşüncesini, modern bir orduyu ve modern
Türk mimarisini temsil edecek bir bina yapılmalıydı. Bu fırsatın değeri
bilinmedi. Bu kadar bağlamına duyarsız bir binanın yapılmış olması ve
adanın dokusuna indirilen bu büyük darbe çok üzücü.
Bu büyük hatanın giderilmesi igin bazı basit öneriler:
-Yapının bir katı daha yıkılmalı.
-Ortaya çıkan hantal kütlenin hatları bir şekilde daha yumuşak, yanındaki
binalara ve adaya yakışan bir biçime sokulmalı.
-Yapının çatısının yeniden tasarlanması, renginin dikkatle seçilmesi,
yapıyı gizleyecek ve onu güzel gösterecek bir çevre düzenlemesi, cehpelere
eklenecek yeni kemer, pencere ve diğer elemanlar kütleyi daha algılanabilir
bir hale getirebileceklerdir.
-Tüm bunlar yerine getirildikten sonra ancak yeni bir duvar panosunun tasarımına
başlanabilir.
-Bütün bunlara yenileri de eklenebilir tabii. Hepsi de iyi niyetle bu hatanın
giderilmesi igin uygulanabilecek pratik çözümler.En önemli nokta bu aşama
mutlaka bu işin gerçek bir mimarın eline verilmesidir."
Arkitera
|