reklam

11 Eylül 2003 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

İskender'in filleri Toroslarda çıktı

Büyük İskender Hindistan'ı fethedince çok önemli bir silahı da ele geçirmiş oldu: Filler. İskender'den sonra kurulan Helenistik krallıklar da savaşlarda filleri kullanmış, hatta Adana'daki kalede olduğu gibi fili krallık arması olarak seçmişlerdi. 

Adana'daki Karasis Dağı'nda, MÖ 3. yüzyılda İskender'in halefi olan Seleukoslar tarafından yaptırılan 'fil' armalı Helenistik kalenin gizleri, 12 kişilik uluslararası bir ekip tarafından açığa çıkarılacak

Adana'nın Gedikli Köyü muhtarı Hayrullah Özel'in verdiği bilgi sayesinde 1994 yılında keşfedilen, Türkiye ve Yakındoğu'daki tek Helenistik kale olan Karasis, İskender'in sırlarını verecek. Kalede, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü yüzey çalışması başlatıyor. 
15 Eylül-25 Ekim tarihlerinde yapılacak ölçekli haritalama, rölöve ve yüzey araştırması için, kaleyi bulan İÜ Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Mustafa Hamdi Sayar ile İstanbul-Alman Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Adolf Hoffmann başkanlığındaki Alman, İtalyan ve Türk arkeologlardan oluşan 12 kişilik ekip işbaşı yaptı.

77'lik muhtar keşfetmiş
1988'den beri antik dönemdeki adı Kilikya olan Çukurova'da yüzey araştırmaları yürüttüğünü anlatan Sayar şu bilgileri verdi: "Bölgedeki araştırmalarda yeni antik kentler keşfetmiştik. 1994'te Gedikli Köyü muhtarı 77 yaşındaki Hayrullah Özel, Kozan ilçe merkezinin 12 kilometre kuzeyindeki Karasis Dağı'nda bir kale olduğunu ve duvarlarının birinde fil resmi bulunduğunu söyledi. Muhtarla birlikte yukarı çıktık ve yapının bir Helenistik dönem kalesi olduğunu gördük. Tepede, poligonal (çok köşeli) ve çifte duvar tekniğiyle örülmüş 15-20 metre yüksekliğinde kale kalıntıları var."

Ödülü kazıya yatıracak
Birkaç yıl önce, İtalyan, Türk ve Almanlardan oluşacak bir ekiple yapacağı çalışmalara ilişkin bir proje sunarak Almanya'daki Max Planck Enstitüsü'nden 125 bin euro'luk 'Uluslararası İşbirliği Ödülü' alan Prof. Hoffman da şunları söyledi: "Bir yıl önce Sayar ile Kilikya bölgesini dolaştım. Kale kalıntılarına hayran oldum ve birlikte çalışmaya karar verdik. Bu çalışmanın asıl kaynağını, aldığım ödül oluşturacak. Bu nedenle ödülün şartlarından biri olan İtalyan, Türk ve Almanlardan oluşan uluslararası bir ekip oluşturduk. Ancak kaynak yeterli değildi. O yüzden özel sektörden de yardım istedik.

Ofisi helikopterle getirdi
Projede en büyük sorun, 12 kişilik bir ekibin tepede çalışmalarını yürütmesi. Oraya çıkartacağımız teknik ekipman ve hava şartları için bir konteynere ihtiyaç vardı. Metro Group konteyneri temin etmeyi ve helikopterle dağa indirmeyi üstlendi. Ekibin gıda ve su ihtiyacı, yukarıya katır ve eşeklerle taşınacak."
Denizden yüksekliği 1700 metre olan tepedeki kalede çalışmaları yürütmek için Metro Group kuruluşu olan Real Hipermarketleri'nin tahsis ettiği, araştırma ekibinin büro olarak kullanabileceği 10 bin dolara mal olan
konteyneri, Real Hipermarketleri Kurumsal Geliştirme Müdürü Müjdat Özgöz, önceki gün bölgede Hoffmann'a teslim etti. Çalışmayı Kozan Kültür Vakfı da destekliyor.

Kalenin doğu cephesindeki kulelerden birinde kapı tanrısı Herakles Kallinikos'un sembolü olan 'Herakles lobutu' var. Diğer bir kulenin batıya bakan giriş kapısı üzerinde ise kısmen tahrip edilmiş fil kabartması var. Sur duvarlarının içe bakan yüzeylerindeki taşların bazılarında, çalışan taşçıların işaretleri bulunuyor.

Kalede Helenistik Dönem'e ait iki farklı duvar tekniğiyle karşılaştıklarını anlatan Sayar şu bilgileri verdi:
"Öncelikle savunma amaçlı inşa edilmekle birlikte kapladığı yaklaşık bir kilometrekarelik alan ve yer yer kayaların içine oyulmuş evler göz önüne
alındığında, aynı zamanda bir yerleşme birimi olarak kullanıldığı anlaşılıyor. Bu ören yerinin Helenistik Dönem'de inşa edildikten sonra Roma ve Bizans devirlerinde kullanıldığına dair izlenim edinmedik. Kale kapısı üzerindeki fil kabartması, hangi dönemde yapıldığına ilişkin biraz fikir veriyor."

Seleukoslar inşa etti
Sayar, fillerin antik dünyada Büyük İskender'in MÖ 325 yılında Hindistan'ı fethetmesiyle tanındığına dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Onun ölümünden sonra kurulan Helinistik krallıklardan Ptolemaios Krallığı Afrika fillerini, Seleukoslar da kendi hâkimiyet bölgesi olan Hindistan'dan temin ettikleri Hint fillerini ordularında kullanmaya başladı. Bu filler, özellikle diğer bir Helenistik krallık olan Antiochos Monophtalmos'a karşı MÖ 301'de yapılan Ipsos Savaşı'nda Seleukosların başarılı olmasında büyük rol oynadı. Filler Seleukos'un arması oldu.

Filler, Seleukos sikkelerinde de görülür. Bu bilgiler ışığında Karasis Kalesi'nin Seleukos devrinde inşa ettirilmiş olabileceğini düşünüyoruz.
Kalenin yaptırılmasındaki en önemli sebep de, Seleukos Nikator'un MÖ 294'te Doğu Kilikya'yı tamamen kontrolü altına almasından sonra, imparatorluğunun merkezi olan Suriye'ye kuzeyden gelebilecek tehlikeleri önlemek üzere, Kapadokya'dan Kilikya'ya giden yol üzerindeki bu geçidi kontrol etmek istemesidir. Diğer bir neden de MÖ 3. yüzyıl başlarında Anadolu'da büyük tehdit oluşturan Galatların Suriye'ye inmemesini önlemekti."
Radikal

 

Eylül 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30
diğer aylar için tıklayın

Platform

"Deprem Sorunu ve Mimarlık" tartışılıyor.

Forum'da başlayan tartışmaya şimdi katılmak için tıklayın.  Tartışma 02 Ekim'de İTÜ Mimarlık Fakültesi 109 No'lu Salon'da davetli konuşmacılar ile son bulacak.

Yönetici: Sinan Şener
Konuşmacılar: Murat Balamir,
Korhan Gümüş, Handan D.Türkoğlu
Alper Ünlü

Lamp 83' ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz