Esnaf işi cami onarımı
Vakıflar'ın ilgisizliği sonucu çökme tehlikesiyle karşı karşıya
gelen Sirkeci'deki 500 yıllık Hocapaşa Camii'ni aralarında para toplayan
mahalle esnafı onardı. Ama yapılan 'onarım' o kadar cahilceydi ki, orijinal
kapıları sökülen, 'albenisi olsun' diye piyasa işi yeşil mermerle kaplanan
yapının tarihi bir özelliği kalmadı.
Hocapaşa Camii, Sirkeci'nin önemli simgelerinden biri. Daha doğrusu
biriydi ama 500 yıl önce, Hoca Küveys bin Kayser tarafından yaptırılan
cami Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün ilgisizliği sonucu kaderine terk
edildi. Mesela göz göre çatısı çöktü, kapıları, pencereleri çürüdü,
sıvaları düştü ama bunların hiçbiri Vakıflar'ın parmağını kıpırdatması
için yeterli olmadı.
Ardından Hocapaşa Mahallesi sakinleri devreye girdi ve her gün önünden
geçerken içlerini sızlatan 'ata yadigarı' camiyi kurtarmak için harekete geçti.
Madem ki Vakıflar ilgilenmiyordu, mahellenin simgesini onlar kurtaracaktı.
'Caminin görünümü modernleşti'
Hocapaşa Camii'ni kurtarma operasyonu iki yıl önce başladı. Esnaf önce
para toplayıp bir proje hazırladı. Ardından da Sirkeci Yaşatma ve Güzelleştirme
Derneği'nin katkılarıyla camiyi kendi deyimleriyle 'modern bir görünüm'e
kavuşturdu. İyi niyetli bu çaba için SİYAD görevlilerinden Ertan Sangar
'Cami, Gölcük Depremi'nde hasar görmüştü. Ondan önce de bir yangın geçirmiş.
Kapıları, mermerleri hep değiştirdik. Bütün masrafı da esnaf karşıladı.
Bu işin öncüleri Osman Yıldırım, nam-ı diğer Kasap Osman ve Nazım Eğrican'
diyor.
'Vakıflar'a bıraksak çoktan çökmüştü'
Esnafın onardığı Hocapaşa Camii ise 15'inci yüzyılda Hoca Küveys bin
Kayser tarafından yaptırılmış bir Osmanlı yapısı. 19'uncu yüzyılda
yeniden inşa edilen caminin sorumluluğu ise Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne
ait. Ve mevcut yasalara göre bu tür yapılarda yapılacak her türlü onarım
ancak Vakıf uzmanlarının izniyle gerçekleşebiliyor. Oysa Hocapaşalılar,
Vakıflar'dan hiçbir yardım almadıklarını söylüyor. Kasap Osman 'Vakıflar
ne yaptırıyor ne de kendisi yapıyor. Eğer camiyi onlara bıraksaydık çoktan
çökmüştü. Parayı kendimiz topladık ve her şeyi kendimiz yaptık' diyor.
Yapılanlara gelince... Esnafın camideki icraatı arasında orijinal kapıları
değiştirmekten cephe mermerini yenilemeye kadar birçok iddialı iş var.
Sangar değiştirdikleri kapılar için 'Cami kapıları dökülmek üzereydi.
Osmanlı'dan kalma kapıları duruyor. Biz aslına uyguna benzeterek yaptık'
derken Kasap Osman '35 yıl önce kaldırılan sebilin yerine yenisi getirdik.
Bunu da bizzat ben seçtim' diyor. Kendi zevkine uygun olarak seçilen mermerler
için ise 'Daha önce bunlar beyaz mermerdi. Hamam taşına benziyordu. Biz
bunları daha bir albenisi olsun diye yaptık. Tarihi çeşmeyi de temizleyip
onardık. Bu işlemi de üniversiteli stajyer kızlar yaptı ama çok uğraştılar'
diyor.
Başta Kasap Osman olmak üzere Hocapaşa mahallesi esnafı yaptıkları
camiyle şimdi gurur duyuyor. Şüphesiz iyiniyetliler, hatta bu iş için çok
da para harcamışlar. Mesela sadece mermerler için iki yıl önce 35 milyar ödemişler
ama tarihi değeri olan bir camiyi onarmanın uzmanların işi olduğunu, kaş
yaparken göz çıkarabileceklerini yani camiyi modern görünüme kavuşturacağız
diye tarihi değerlerini yok edebileceklerini hesap etmemişler.
Onarım ancak kurul kararıyla mümkün
Vakıflar'a gelince... Vakıflar Genel Müdürlüğü Abide ve Yapı İşleri Başkanı
Sebahattin Aşlakçı 'Mülkiyeti Vakıflar'a ait camilerde onarım ya da yapısal
değişiklik çalışma ancak çalışma kurul kararı üzerine yapılabilir.
Proje kurul tarafından hazırlanarak gerçekleştirilebilir' diyor ama Hocapaşa
Camii esnafın zevkine göre onarılmış duruyor. Çünkü ortadaki tek gerçek
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün, Türkiye'nin en çok ihtiyaç duyduğu
kurumlardan biri olmasına rağmen sadece bir tabeladan ibaret olduğu...
Akşam
|