İnönü Üniversitesi'nin 'Malatya
Duyarlılığı'...
Üniversitelerin ''kent dışında'' yerleşmeleri, ''toplumsal ilişkilerini''
de zayıflatıyor...
Bu gerçeğin konuşulması, 1970'lerde TMMOB'nin öncülük ettiği ilk tartışmalardan
bu yana sanki hep ''sakıncalı'' görüldü...
Çünkü üniversiteler, hem 12 Mart 1971 , hem de 12 Eylül 1980
darbelerinde ''anarşi yuvaları'' sayıldılar... Bunun sonucunda da
''toplumdan izole'' edilmiş yerleşkeler (kampus) adeta ''genel kural'' haline
getirildi... Şimdi, yerleşkelerinde ''en modern'' ortamları yaratan kimi üniversitelerin
bile kente uzaklıkları nedeniyle ''halka da yabancılaştıkları'' , herkesin
ortak fikri...
''Başarılı'' ev sahibi...
Bunun bir ''sorun'' olarak irdelendiği ilk ''akademik'' buluşmanın 16-18 Ekim
2003 günlerinde Malatya 'ya ''10 km.'' mesafedeki İnönü Üniversitesi 'nde düzenlenmesi
çok anlamlıydı.
Çünkü, 13 üniversiteden katılımcılar, mükemmel bir altyapıyla donatılmış
eğitim binalarından, doğayla yarışan bir peyzajla bezenmiş sosyal, kültürel,
spor ve dinlence tesislerine kadar, adeta ''kıskanılacak'' bir yerleşkenin görkemli
konferans salonunda toplanmışlardı...
Eğer İnönü Üniversitesi bu denli ''eksiksiz'' bir yerleşke yaratamadan
aynı konuyu tartışmaya açsaydı, belki de; ''Yetersizliğini kent dışında
olmaya bağlıyor..'' denilecekti...
Oysa katılımcılar, ''ev sahibinin'' bu başarısını alkışladıktan
sonra, Rektör Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu 'nun şu sözleri üzerinde düşünerek
tartışmaya başladılar: ''Üniversiteler, kendi mensupları dışında
toplumu da aydınlatan kurumlar olmalıdır...''
Genel teması; ''Üniversite Yerleşke Planlaması'' olarak belirlenen çalıştayın
yürütücüsü, Çevre Sorunları Araştırma Merkezi Müdürü Yard. Doç. Dr.
Hasan Hüseyin Doğan da aynı temanın gerekçesini şöyle özetledi: ''Yerleşkeleri
belirlerken, kentsel gelişme hedeflerini de artık gözetmek gerekiyor...''
Nitekim, 20 yıl önceki siyasiler üniversite alanı için Çolaklı köyünün
Fırıncıçukuru bölgesine karar verince, kentin büyümesi de nazım
planlarda öngörülen ve ''havaalanı'' ile ''istasyonun'' da bulunduğu batıya
değil, tam tersine ''doğuya'' doğru gerçekleşiyor. Aynı plansız yer seçimi
yüzünden, örneğin kentle ulaşım bağlantısı için mevcut ''demiryolu''
olanağı bile kullanılamıyor.
''Yaşam boyu'' etkiler...
İşte bu gibi yanlışların da yinelenmemesi için düzenlenen çalıştayda,
Rektör Vekili Prof. Dr. Hasan Küçükbay dedi ki: ''Yerleşkelerdeki öğrencilik
yılları, yaşam boyu davranışları da belirliyor...''
Acaba bu ''koloni'' yaşamı, son yıllarda giderek çoğalan ''toplumdan
kopuk'' aydın davranışını da hazırlıyor mu?..
Üniversitenin özverili hocalarından Prof. Dr. Kemal Kartal ise halk
deyimlerini yorumladığı makalesinde; ''Aşkın yanında değilse, yanındakine
âşık olursun..'' sözüne de yer vermiş...
Sanki, yine sadece kendi ''yerleşke dünyalarına'' sevdalanan, kentlerini
ise bilimin aydınlatmasından ''yoksun'' bırakan kimi ''üniversite şövenlerini''
anımsatıyor...
'Örnek adımlar' için...
Çalıştayın kitabı çıktığında, çoğu üniversitelerimizle kent arasındaki
mesafelerin azalmasına da rehber olacak...
Bunun Malatya'daki ilk adımları olarak, sözgelimi çalıştayın açılışında
herkesi hayran bırakan Gonca Birol (soprano) ve Olcay Tatar 'ın (piyano) güzel
dinletileri, ''Malatya türküleri'' yle de bezenerek ''Kerlek'' sahnelerinde
halka armağan edilemez mi?..
Hatta, tarihi ''beşkonaklardan'' biri üniversitenin ''kent sanat galerisi''
olarak, bir diğeri de ''rektörlüğün kent bürosu'' işleviyle sahiplenilip
yaşatılamaz mı?..
Böylesi bir çalıştaya ev sahipliği yaparak, artık ''kent içinde de gelişmeye''
karar veren üniversiteleri olduğu için tüm ''Malatyalılar'' ne kadar gurur
duysalar azdır...
Cumhuriyet-Oktay Ekinci
|