Çalışma Mekanı:
Büro: Büro sözcüğü, sözlük anlamıyla, yazı masası, daire, yazıhane,
çalışma odası, iş yeri, ofis, bir kurumun yazı işlerine bakan yer olarak
tanımlanır. Büro, masa kaplamasında kullanılan bir malzemenin adı iken,
zamanla çalışma masasına verilen ad olarak kullanılmış ve zamanla çalışma
masasının bulunduğu mekana büro denmeye başlanmış. Dilimizde büro yerine
ofis sözcüğü de kullanılmaktadır. Ofis sözcüğü, Latincede 'opus' ve
'facere' kelimelerinden türemiştir ve iş yapmak anlamına gelmektedir.
'Officium' terimi ilk kez M.S. 1 yılında, görev, hizmet anlamında kullanılmaya
başlanmıştır. Büro kelimesi, Ingilizcede 'office', Fransızcada 'office' ya
da 'bureau', Italyancada 'ufficio', Almancada 'Büro' olarak kullanılmaktadır.
Hızla değişen teknoloji, iş dünyası, iş organizasyonları, yönetim biçimleri
doğrultusunda büroların da işlevleri değişmiştir. Gencol'un yaptiğı tanıma
göre, günümüzün bürosu, bilgilerin konuşulduğu, veri, yazı veya resim
olarak toplandığı, incelendiği, biriktirildiği, saklandığı, üzerinde çalışıldığı,
işlendiği, üretildiği ve iletildiği yerdir.
90'li yıllarda ortaya çıkan yaklaşıma göre, bürolar artık sadece çalışma
mekanı değil, aynı zamanda yaşama mekanıdır, çünkü uyanıkken geçirilen
zamanın yarısından fazlası bürolarda geçirilmektedir.
Her türlü iş, her türlü kuruluş için tek bir büro tipi yoktur, iş dünyasının
ve teknolojinin gelişimi içinde gereksinim duyulan mekanların özelliklerine
göre farklı büro tipleri ortaya çıkmıştır:
- Hücre büro: Hücre büro, bir veya birkaç kişinin çalıştığı
büro mekanıdır. Hücre bürolar, ilk olarak ortaçağda yönetimde kullanılmaya
başlanmıştır. Yüzyılımızın ikinci yarısında rasyonalizasyon,
mekanizasyon ve endüstriyel organizasyon prensiplerinin büro yaşamına
girmesiyle, fabrika binalarına benzeyen, farklı büyüklükteki hücre bürolardan
oluşan yeni büro binaları ortaya çıkmıştır.
- Açık büro: Açık bürolar ilk 1920'lerde kullanılmaya başlanmıştır.
Daha sonra iş dünyasindaki organizasyonel değişimler sonucu, tıbbın ve
psikolojinin desteğiyle açık bürolar tekrar ortaya çıkmıştır. Açık büro,
toplu bilgi akışı, toplu iletişimi sağlar. Klasik bir açık büroda bölmeler
yoktur, tek alana yayılır. Bu büro tipi, 80 kişiye kadar aynı mekanda çalışma
imkanı sağlar. Aynı havalandırma, aynı aydınlatma, aynı ergonomik
mobilyalar ile uzmanlar iş dünyasında hümanizmi sağladıklarına inanmışlardır
(5). Luigi Mangano'ya göre; Anglosakson icadı olan açık bürolar, iş yaşamına
yanlış bir demokrasi ve dinamizim biçimi, firmalara çok fazla maliyet ve
buna karşın yetersiz esneklik ve işlevsellik getirmiştir.
- Grup büro: Teknolojik gelişmelerin ve elektronik bilgi iletiminin
bürolara girmesiyle, çalışma gruplarını oluşturan insanların sayısı
azalmıştır. Birlikte çalışan gruplara yönelik büro mekanlarından oluşan
bürolar meydana çıkmıştır. Grup bürolar, 2-15 kişinin çalıştığı iş
adalarıdır. Bu adalar birbirlerinden merdiven, köprü ve koridorlarla ayrılırlar.
- Kombi büro: Bir mekanda gruplaşmış, bireysel çalışma ünitelerinden
ve ortak kullanılan alanlardan (fotokopi, arşiv, dinlenme, v.b.) oluşan büro
tipidir. Hem grup çalışmalarına, hem de herkesin tek başına konsantre
olarak çalışmasına olanak sağlar. Bu büro tipinin hücre büroların
olumlu özelliklerini, grup büroların olumlu özellikleriyle birleştiren bir
yapısı vardır.
Büro mekanının seçiminin kuruluşların başarısı üzerinde önemli bir
etkisi vardır. Her kuruluş kendi uzmanlık alanına göre farklı mekanlara
gereksinim duyar. Günümüzün hızına uyum sağlayabilmek için geleceğe yönelik
düşünmek şarttır, çünkü iş dünyasının ve teknolojinin getirdiği değişimler
sonucu her geçen gün yeni iş organizasyonları ve yeni iş içerikleri ortaya
çıkmaktadır. Bu da mekanın kullanım şeklinin değişmesine neden olmaktadır.
Örneğin; önce sürekli iletişim gerektiği için açık bürolara, daha
sonra iletişim ve konsantrasyon gereken işlerin birbirinden ayrılmasıyla
kombi bürolara, daha sonra 2-3 kişilik gruplarin birlikte çalışma gerekliliği
nedeniyle hücre bürolara gereksinim duyulabilir.
Bu çeşitlilik ve esneklik günümüzün teknolojisiyle sağlanmıştır. Iş
dünyasının geldiği bugünkü noktada artık düşünme ve konsantre olma
gerektiren işlerin, iletişim gerektiren işlerden ayrılması zorunluluğu ve
yüksek performans için çalışanların memnuniyetinin sağlanması gözönüne
alındığında, artık açık büroların kullanılmaması gerektiği, bölmelerin
çalışanlar için önemli bir gereksinim olduğu uzmanlarca belirtilmektedir.
"Frauenhofer - Institut" tarafindan yapılan araştırmalarda, çeşitli
büro tiplerinin fonksiyonellik ve çalışanların memnuniyeti açısından değerlendirilmiştir.

Tablo 2.1. Büro Tiplerinin
Fonksiyonellik ve Çalışanların Memnuniyeti Açısından Değerlendirilmesi
Çalışma Ünitesi: Çalışma ünitesi, kavram olarak farklı
terimlerle anlatılmaktadır. En çok kullanılanlar, 'iş istasyonu', 'çalışma
alanı', 'çalışma birimi', 'çalışma modülü'dür. Ingilizcede, 'work
unit', 'work station', 'work module', Almancada ise 'Arbeitsplatz' terimleri
kullanılmaktadır.
Çalışma ünitesi genellikle tek kişinin çalışma mekanıdır. Içinde
en az bir çalışma masası bulunur. Bir büro tekrarlanan çalışma ünitelerinden
oluşur. Çalışma ünitesi, genel ofis planlaması ve tasarımında
antropometrik bir anlayış ile düşünülmüş en temel yapı parçasıdır.
Çalışma ünitesi, kullanıcının içinde çalıştığı genel fiziksel çevredir.
Bilgisayar terminali, kaynak dökümanları, masayı, sandalyeyi, aydınlatmayı
içerir.
Kaplan'ın bakış açısına göre; çalışma ünitesi, ister sekreterlik işlerinin
yapıldığı bir ünite, ister bilgi üretilen bir ünite, isterse üst düzey
yöneticinin ofisi olsun, ofis planlamasının en temel birimidir. Bütün
hacimsel düzenlemeler ve sirkülasyon yolları, çalışma ünitelerinin
birbirleriyle kurdukları ilişkilerin sonucunda oluşmaktadır.
Çalışma ünitesinin merkezinde insan vardır, insanın tüm
gereksinmelerinin ve gereken konfor düzeyinin sağlanması şarttır. Çalışma
ünitesi, insan için bir izolasyon olarak düşünülmemelidir. Çalışma ünitesi,
bütün çevrenin bir parçasıdır.
|