reklam

Modern Mekanlar

Platform 2002 > Konut Alanları > Yazılar

Tarih: 22 Ekim 2002
Yer: Arkitera Forum

Modern Sitelerde Yaşam: "Çılgın Kalabalıktan Uzak"136
Rıfat N. Bali (Tarz-ı Hayattan Lifestyle'a adlı kitabından)

Kentleşme süreci Turgut Özal'ın serbest piyasa ekonomisini radikal bir şekilde uygulamaya başlamasıyla birlikte son yirmi yıl zarfında, kimsenin hayal dahi edemeyeceği gelişmelere sahne oldu. Bunun nedeni de 1980 sonrasında bu kesimin yükselen gelir düzeyiydi. Özal döneminde uygulanan iktisadi politikanın yarattığı gelir artışından en çok faydalananlar işadamlarıyla özel sektör yöneticileriydi. Bunun yanı sıra eğlence ve basın sektörlerinde yaşanan olağanüstü gelişme sonucunda da bu alanlardaki yıldız isimler hayalini dahi kuramayacakları gelirler elde etmeye başladılar. Buna ek olarak İMKB'nin yükselişi hem borsaya yatırım yapanların, hem de borsacıların gelir düzeylerinde ciddi bir sıçrama meydana getirdi. Böylece toplum içinde çok yüksek düzeyde harcama yapma imkanlarına sahip yepyeni ve sayıca dikkate alınmaya değer bir kitle ortaya çıktı.137 Büyük ölçekli gayrimenkul yatırım projeleri geliştiren şirketler bu yeni sınıfın mevcudiyetinin farkında olup projelerini bu gerçeği dikkate alarak geliştirdiler. "Optimum Evleri"ni tasarlayanlar bu sınıfın mevcudiyetinden şöyle söz etmekteler:

"Türkiye'nin son yıllardaki sosyal yapısına baktığımız zaman profesyonel yöneticiler veya gerçekten büyük emeklerle oluşturulmuş şirketlerin yönetici sayılarının hiç de küçümsenmeyecek ölçüde fazla olduğunu görüyoruz. Bizim çıkış noktamız budur. Yani, belli bir lükse ya da gösterişe hitap eden evleri talep eden insanlardan ziyade ortak kültürü paylaşan, çağdaş bir konutta yılın dört mevsimini yaşamak isteyen, modern yaşamın gerektirdigi her türlü beklenti ve gereksinmelerini yaşadığı ortamda karşılamayı ve işten döndüğünde huzurlu bir ortamda kendi hobilerine zaman ayırabilmeyi arzulayan, evrensel kültüre sahip, özel yaşama önem veren ve ne istediğini bilen insanların bir araya gelebileceği bir proje yarattık"138

Siteler alıcıların beğenisine sunulduğunda genç yöneticilerin yanı sıra "yüksek sosyete" de hedef alındı. Konutların tanıtıldığı reklamların bu kesime ulaşması için onların yakından izlediği dekorasyon, antika, mimarlık ve ekonomi dergilerine reklam verildi. Buna karşılık geniş kitlelere hitap eden gazetelere aynı yoğunlukta reklam verilmedi.139 Konutların satışlarında kullanılan yöntemler arasında kokteylli basın toplantılantıları eşliğinde ünlü işadamı, sanatçı, medya mensubu ve bürokratların "müstakbel komşular" olarak tanıtılmaları en çok rağbet gören yöntemdi. Toplumun ünlü simalarını bu sitelerin sakinleri haline getirmek için uygulanan yöntem konut almalarını teşvik etmek için ayrıcalıklı koşullar sağlamaktı. Emlakbank Genel Müdürü Engin Civan'ı konu eden araştırmada Emlakbank'ın Mustafa Süzer'le birlikte pazarladığı Bahçeşehir projesinde bu yöntemin nasıl uygulandığı şöyle anlatılıyor:

"Konutların bir bölümü ülkenin 'crem de la crem'lerine bedava ya da maliyetine verilecekti. Sanatçılardan işadamlarına, gazetecilerden politikacılara kadar uzanan bu seçkin isimlerin oluşturacağı çekim merkezi sayesinde satışlar patlayacaktı. Bu öneriye Emlak Bankası temsilcisi Mahmut Okutan 'Küçük de olsa bir kar marjı koyalım' şeklinde itiraz edince yüzde 10'luk bir kar marjıyla bu isimlere satış yapılmasına karar verildi."140

Bu ünlü simalar sayesinde müstakbel daire sahiplerine sadece lüks bir konut sahibi olmayacakları, satın aldıkları konutla birlikte başka bir dünyaya da adım atacakları hissettirildi. Bu yeni dünyada yer alacak daire sahiplerine, isim ve simalanna ancak medyada rastladıkları ve yanlarına yaklaşılması imkansız olan kişilerle komşu olma fırsatı veriliyordu.

Sitelerin Doğuş Nedenleri
Özal döneminde vahşice uygulanan serbest piyasa ekonomisinin yarattığı hızlı büyümenin doğrudan sonucu, iyi eğitim görmüş nitelikli gençlerin Türk ve yabancı sermayeli şirketlerde yüksek ücretlerle çalışmaya başlamalarıydı. Buna ek olarak seksenli yıllarda genç kadınlar da artan bir hızla çalışanlar piyasasına katıldı. 1980 öncesinde iş piyasasında kadınların büyük bir payı yoktu; seksen sonrasında ise hızlı bir şekilde her iki tarafın da çalıştığı genç çiftler yaygın model haline geldi. Çoğu zaman üst düzey yönetici veya serbest meslek sahibi olan bu genç çiftler, sosyal düzeylerine uygun bir yaşam tarzı sürmek istedi ve lüks konut arayışına girdi. Seçkinler bir yandan iş saatleri sonrasında sosyal ilişkilerini kendileriyle aynı düzeyde olan kişilerle sürdürmeyi, diğer yandan her türlü vakit geçirici ve keyif verici meşgalelerle oyalanma imkanlarına sahip olmayı, bunu da bulundukları mekandan ayrılmadan yapmayı arzuladılar. 1 Mart 1984 tarihinde yürürlüğe giren Toplu Konut Yasası bu potansiyel talebe cevap verecek olan sitelerin inşa edilmesi için gerekli yasal alt yapıyı kurdu. Toplu Konut Yasası başta Istanbul olmak üzere büyük kentlerde çok önemli değişimlerin yaşanacağının habercisiydi. Artık Avrupai, Amerikanvari uydu kentlerin veya sitelerin doğuşu yakındı.

Bu tür yerleşim tasarılarını geliştirecek şirketler için kritik nokta kent dışında büyük hacimli konut yatırımına uygun araziler bulmak, potansiyel alıcı kitlesinin beklentilerine uygun projeler geliştirmek ve bunlan başarıyla pazarlamaktı. Istanbul da bu açıdan en elverişli şehirdi. Sitelerin ortaya çıkmasında kentli elitlerin iki değişik arayışı etkiliydi. Birincisi gökdelenimsi binaları ile yavaş yavaş Manhattan'ın soluk bir kopyasını andırmaya başlayan hareketli, kalabalık ve aynı zamanda "taşralaşan" İstanbul'dan uzaklaşıp nefes alınabilecek yeşil alan arayışıydı. Diğeri ise güneş ışınlarını geçirmez camlarla kaplı iş merkezlerindeki odalarından çıkınca kalan çok kısıtlı serbest zamanlarını en iyi şekilde yaşama arzularıydı. Bu "kaliteli yaşam" arayışı, beraberinde süzülmüş bir seçkinliği ve müşkülpesentliği de getirdi. Seçkinler her zaman ayrıcalıklı yaşamaya alışmış kişiler olduklarından kendi düzeylerine uygun konut arayışı sürecinde gösterdikleri müşkülpesentlikte yüzde yüz haklı olduklarına inandılar:

"Biz, 'Büyükşehir'de doğduk. Çocukluğumuzun gizli kalmış gustoları 'kendine saygının' ne olduğunu öğretti. Ayrıcalıklarla yaşadık hep. Farklılığımızın serüveninin ve bize aitleri, artık her şeyden istemeyi hak ettik... Hlçbir şey öyle kolay kolay tatmin etmedi. Seçimlerimizde hep başka şeyler aradık çünkü."141

Eski İstanbul'u Arama
Çoğu zaman "country" veya "city" ile sona eren adlarla anılan lüks siteler Istanbul ile özdeşleşti. Bunun nedeni de Istanbul'un iş dünyasının kalbi olması ve Özal'lı yıllarda kayda değer bir şekilde zenginleşen kesimin bir zamanlar konak ve bahçelerin bulunduğu eski Istanbul'un mahalle hayatını tekrar yaşa(t)ma arzusuydu. Bu arayışın farkında olan girişimcilerin müstakbel alıcılara sundukları yaşam tarzı da bir "mahalle yaşamı"ydı:

"Bir zamanlar her İstanbullu'nun sahip olup sonradan yitirdiği bir yaşama biçimini geri kazanmak. Gelenekten gelecege uzanan bir vizyondu bu: Meydanı, dükkanları, okulu, toplantı salonu, spor ve sosyal kulüpleri ile birlikte, toplum ruhunun ve komşuluk ilişkilerinin de serpilip gelişeceği bir yaşama mekanı kurmak. Mahalleyi, mahallelilik kimliğini yeniden yaratmak ve yaşatmak. Kaçmak değil, buraya varmak hedef.

Ana kavram, o bilinen banliyö ve site anlayışmdan çok farklıydı. Toplumsal değerlere hem fiziksel, hem de ruhsal anlamda bir dönüşü içeriyordu: Birbirini tanıyan, birbiriyle görüşen aileler, sık sık raslanan "aşina" çehreler, merhabalar, günaydınlar, çocukların sokakta yaşadıkları o inanılmaz büyüklükteki evren... Insanlara, hem saglıklı bir "kamusal" yaşama katılma olanağı veren, hem de canları istediğinde kendi ev ve bahçelerinde özel yaşantılarına çekilmelerini mümkün kılan bir ortam. Mahalle işte! Hayali cihan değecek bir vakitte, geçmişte, Erenköy'de, Bostancı'da ya da Yeşilköy'de, Fatih'te, Nişantaşı'nda olduğu gibi..."142

"Ev değil, yaşam tarzı satın alıyorsunuz"
Modern sitelerin kamuoyuna tanıtımlarında vurgulanan bir diğer önemli özellik satın alınanın sadece bir konut veya villa değil bir "yaşam tarzı" olduğuydu. Bu sitelerde konut edinen kişiler bir daire edinmekten öte, elle tutulmayan, gözle görülmeyen ve "ayrıcalıklar dünyası" şeklinde özetlenebilen bir katma değeri de satın almaktaydılar. Bu "ayrıcalıklar dünyası"nın özelliği, sitelerin, zaman fukarası işadamı ve yöneticiler için "nezih ve seçkin bir ortam"da her türlü sporun yapılabildiği "fitness center"ların, boş zamanları değerlendirmek için de sinema, lokanta ve gece kulüplerini içeren bir "club"ın mevcut olduğu kendi kendine yeterli birer mini kent olmasıydı. Nitekim Ishak Alaton alanındaki ilk büyük yatırımlardan olan Alkent Bahçe Şehir için kullandıgı pazarlama felsefesini, "Alkent diye bir site kurduk biliyorsunuz, biz orada daire satmadık, iddiamız 'Yaşam' satmaktı" şeklinde açıklıyordu.143

Sitelerde yaşanan hayat site sakinlerinin birçoğunun gençlik yıllarını geçirdikleri Amerika'nın banliyölerinde rastlanan gündelik hayatın birer soluk kopyasıdır. Bu nedenle bir görüntü bankasından satın alınıp Kemer Country tanıtım kitabında kullanılan fotoğrafta ünlü Amerikan çizgi roman kahramanları Snoopy ve Dennis the Menace'ı andıran, beyzbol sopalı sekiz on yaşlarındaki üç afacan Amerikalı çocuğun yer alması pek de şaşırtıcı değil.144 Dahası Amerikan gündelik hayatı, popüler kültürü ve çizgi romanlarının klasik temalarından biri olan sekiz on yaşlanndaki çocuklara girişimci olma ve para kazanma ruhunu aşılamayı amaçlayan "limonata ve kurabiye satış günü"nün Kemer Country'de de düzenlenmesi, bu yaşam şekline aşina kişiler için pek de yadırganacak bir etkinlik değil.145

Yeni Bir Aidiyet Kavramı: "Kasaba Yurttaşlığı"
Bu tür siteleri tasarlayan girişimciler müstakbel konut sahiplerinde aidiyet duygusunu canlandırmak için şu soruların cevaplannı aramışlar:

"Doğa içinde, medeni bir mahalle yaratabilir miyiz?",
"İstanbullu'ya İstanbul'u geri verebilir miyiz?",
"Aidiyet duygusunu yeniden alevlendirebilir miyiz?"
146

Kemer Country'nin kuruluş aşamasında tanıtım broşürlerinin metinlerini yazan Radikal gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan bu arayışın nedenini şöyle açıklıyor:

"Bu yeni mahalleyi kuranlar çok güçlü bir konsept ve mimarlık çalışması yapmışlardı. Metinleri yazabilmem için verilen şık 'brif 'te bana İstanbul'un eski mahallelerini anlattılar. Konu komşu hep birlikte yaşanan, hayatın evlerden sokağa taştığı, özellikle çocuklar için bir 'cennet' olan o eski mahalleleri.
Düşündüğümüz şuydu: Bugün çocuk sahibi olan insanlar, muhtemelen Istanbul'da geçirdikleri çocukluklarını birer ma-hallede geçirmişlerdi. Onlar bir 'son kuşak'tı. Okulları mahallelerindeydi, servis minibüslerine binmemişlerdi, çocuklukları sokakta geçmişti, arkadaşları vardı, haytalık etmişlerdi, komşunun bahçesindeki ağaçtan elma çalmışlar, dekmancılık oynamışlar, küçücük futbol sahasında çamura bulanmışlardı.

İşte o yüzden metin, 'Son şanslı nesil biz miydik?' sorusuyla başlıyordu, bugün ilk çocuğuna sahip olan 'kuşak'a, yaşadıkları şanslı çocukluğu kendi çocuklarına da borçlu oldukları anlatılmaya çalışıyordu. Eskinin Erenköy'ü, Nişantaşı'sı, Kalamış'ı, Yeşilköy'ü, Bakırköy'ü ve hatta Etiler'i bile yoktu artık.Bu mahalle ilişkileri ortadan kalkınca da hayatımızdan çok önemli bir şey eksilmişti. Bu eksiklik, 'ait olma hissi'ydi.

Gururla 'Ben Etilerliyim', 'Ben Kalamışlıyım', 'Yeşilköylüyüm' denmiyor, denemiyordu artık.

Çünkü Etiler de, Kalamış da, Yeşilköy de eskisi gibi değildi. Hiçbirimiz, yaşadıgımız yere 'ait' hissedemiyorduk kendimizi, Çünkü hem iş güç, hem de zamanın şartları bizi hayatımıza anlam katan bir şeyden vazgeçmeye zorluyordu."147

Kemer Country girişimcileri bu arayışlara "medeni kimliğe kavuşmak bir tür kasaba yurttaşlığı" sloganıyla cevap verdiler:

"'Önce ekmekler bozuldu' diye yazmıştı hikayeci. Oysa belki de önce kentler bozulmuştu. 'Hava bedava, su bedava' diye yazan şairin dizesi ise insan biraz hüzünle gülümsetiyor bugün. Evet, bütün bunlar bozuldu tabiı, ama bütün bunlarla birlikte asıl bozulup yok olan şey, toplumsal değerlerdi. Kent kara kalabalıkların baskısı altmda çarnaçar geriledi. Kente, kentliye başlıca hayatiyetini veren unsur, mahalle, ortadan kalktı; tabi, onunla birlikte, 'oraya ait olma duyusu' da. Sonuçta insanlar 'kimliklerini' kaybettiler. Eskisi 'geçersiz' oldu böylece; ama yenisini almak' da pek o kadar kolay değildi doğrusu. (...) Kemer Country'nin -her iki anlamda da- mimarlan, işte bu duruma bir alternatif oluşturacak bir yeni kimlik çıkarma' arayışmdan yola çıkmaktaydılar. Eski kasaba ve mahallelerdeki o zengin, dolu dolu ve hoş yaşantıyı yeniden kurma arayışından. Bu 'hoş' yaşantının bileşenleri ise, bir yere ait olma duygusunun öte sinde, oranın yaşantısma ve bu yaşantıya yön veren kararlara aktif bir biçimde katılmaktır; almak kadar vermektir de. Bir tür 'kasaba yurttaşlığı' yani."148

Sitelerin Cemaatleşmesi
Site sakinlerine ayrıcalık ve aidiyet duygusu verebilmenin çaresi daire sahiplerini sadece kendilerine ait müstesna bir dünyaya adım attıklarına ikna etmekti. Bunun için de sitede yaşayacakların seçkin ve belli bir refah düzeyinin üstünde ki-şiler olmasına dikkat edildi. Seçkinler kendi kültür ve gelir düzeyinde kişilerle bir arada olmayı tercih ettiklerinden komşu adayların beğenmedikleri takdirde satışı veto etme imkanına sahipler.149 Bunun sonucunda bu yeni yerleşimlerde adeta bir cemaat, en az iki olumlu referans eşliğinde üye olunabilen bir seçkin sosyal kulübü havası yaratıldı. Nitekim Kemer Country'de konut sahibi olanların %33'ü tekstilci, %17'si sanayici, diğer %50'si ise hukukçu, hekim ve yabancı uyruklu yöne-ticilerdi. Ev sahiplerinin yaklaşık üçte biri de Yahudi asıllı işadamlarıydı.150 Bu cemaatleşme olgusundan dolayı sitelerin müteahhitleri tarafından kullanılan neredeyse klasikleşmiş bir pazarlama yöntemi de "cemaat" faktörüydü. Nitekim bazı site müteahhitleri konut satmayı hedefledikleri potansiyel alıcılarına şirin gözükmek için hedefledikleri azınlık cemaatinin dini bayramlarmı kutlamayı da ihmal etmediler, bunun için de en uygun vasıta olarak cemaat gazetesini seçtiler.151 Kemer Country kurucu ortaklarından ve sakinlerinden bir kişinin yaz mevsimini geçirmek için Burgazadası'na giden Istanbullu Yahudileri kastederek "bizler Kemer Country'de bir küçük Burgazada yarattık" demesi de bu çerçevede yorumlanmalı.152 Bu modern sitelerin belirleyici özelliklerden bir tanesi de "cemaat" olgusuna eklemlenen ve onunla iç içe geçen, synı kültürel havayı soluyan, aynı değerleri benimseyen kişilein bir araya gelmesi olgusudur. Müstakbel ev sahiplerine bir ayrıcalıklar dünyası vaad eden bu mekanları tasarlayan kimi şirketse, tasarladığı konut ve mekanların emsallerine göre çok daha farklı özellikler taşıdığını vurgulamak için benzeri projderin zaaflarının altını çizmeyi tercih etmektedir:

"Şehre yakın ama şehir dışında, bahçeli evde yaşama kavramı Türkiye'de önemli bir kesim için oldukça yenı. Bu kavram yerleşirken tabii bir takım yalpalamalar oluyor.Bu önce, insanların kentin kozmopolit yapısından kendileıini sıyırması, hatta belli bir statü farkı yaratılmak istenmesi yılına başladı. Böylelikle bu amaca yönelik projeler geliştirilmeye başlandı. Bu farklılığı daha da belirginleştirmek için bazı unsurlar abartıldı. Öyle ki, 'meşhur bilmem kim beylere komşu olmak' gibi yeni bir takım kavramlar ortaya çıkmaya başldı. Filmlerde gördüğümüz 'Amerikalılar' gibi olmak adna, bir takım, demin anlatmaya çalıştığım şekilde, içi boş ve gösterişe dayalı kavramlardan yola çıkan projeler oluşturulmaya başlandı."

Bu eleştirilerde bulunan Optimum Evleri projeinin yaratıcıları, "İstanbul'da gelir düzeyi ile kültür düzey arasındaki korelasyonun çok düşük olması. Yani aynı parayı ödeyip birbirlerine komşu olan insanların ortak noktalannn pek fazla olmadığı görülebiliyor" tespitinde bulunduktan sonra Optimum Evleri tasarımının en önemli özelliğini "Aynı kafa yapısına sahip olanlar bir araya gelebilecek, komşu olabilecekti" şeklinde ifade ettiler.153 Bu felsefe Kemer Countr kurucularından Murat Koray tarafından da paylaşılıyordu:

"Bir iki tanıdık görmek için, her akşam Şamdan ya da Kulüp 29'a gidiyoruz. Artık, buna gerek kalmayacak, bütün dostlar birlikte olacak ve oturdukları yerde eğlenecek."154

"Web Tarzı Yaşam"
"21. yüzyıhn şehri" olarak tanıtılan 155 Alkent Istanbul 2000'in sakinleri ikibinli yılların getirdiği elektronik iletişim teknoloji- sinden de azami derecede faydalanabilme ayrıcalığına sahipler. Buna "Web tarzı yaşam" da denilebilir. Her saniyeleri çok değerli olan site sakinleri bugün artık isterlerse, dünyada sadece Microsoft'un sahibi Bill Gates'in Akıllı Ev'inde olan teknolojinin aynısına sahip olup evlerinden ayrılmadan her türlü işlerini görebilecek durumdalar:

"Avrupa'da bir örneği dahi olmayan, ABD'de de iki-üç sitede var olan bu sistem sayesinde, Istanbul'da Alkent 2000 sakinleri, evlerinden mesaj rezervasyonu, alışveriş merkezinden, çiçekçiden, eczaneden alışveriş yapabilecekler. Bunun yanı sıra spor aktivitelerini evlerindeki ekrandan izleyebilecek veya Kid's Club'da oynayan çocukların evden takip edebilecekler.

Alkent 2000 yaşayanları artık evlerindeki ekrandan, havuzun kalabalık olup olmadığnı görebilecek ve kendisini ziyarete gelenleri giriş kapısından izleyebileceklerdir. Alkent Istanbul 2000'deki işadamları da işyerine gitmeden işlerini evden yönetebilecek, dünyanın herhangi bir yerindeki iş ortağı ile telekonferans yapabilecek. Alkent 2000'de yaşayan işaadamları gerek kişisel gerekse şirketle ilgili banka ve borsa işlemlerini de yapma imkanı da bulacak. Villalar arası direkt e-posta servisi, villalar arası tele-konferans, internet üzerinden telefon görüşmeleri de sağlayan bu sistem, Site içindeki villaları da birbirine bağlamış durumda."156

"Ev-ofis" bileşiminden ortaya çıkan bu yeni tür mekanlarm en son örnekleri Istanbul Çekmeköy yakınlarında yapımına başlanan Flora Dijital Evler ve Aqua Manors projeleri.157 "Web tarzı yaşam" veya "işyerine gelmeden evden çalışma" İshak Alaton'un gelecek için büyük ümitler bağladığı bir yaşam tarzı:

"Şirndi [işe] 'gitmeme' üzerine yeni bir hayat tarzı oluşacak. İş merkezi ihtiyacı hızlı bir şekilde azalacak. Gökdelenler, 30-40 katlı iş merkezlerinin ihtiyaç trendi hızlı bir şekilde düşecek. İnsanlar bu gibi yerlerde çahşmaktan kaçmacak. Özellikle serbest mesleklerde, daha çok konutla mesleğinbir arada icra edildiği yeni bir hayat tarzı oluşacak. Mesela bir doktor çok kaliteli bir yerde yaşayacak ve o evin bir kısmı muayenehane olacak. Hastalar da o yörenin insanları olacak daha çok. Muayene için o doktorun evine gidecekler. Hizmetler daha lokalize olacak. Bunun yanında, şehrin içinde kendi kendine yeterli şehircikler oluşacak. (...) Şimdi Community School bizim Alkent 2000'in bitişiği. Neden? Çünkü konut yeri var, sağlıklı ve modern bir yaşam var, spor tesisleri var, alışveriş merkezleri var. Orada kendine yeten bir hayat oluşmuş durumda. Şimdi çocuklannı o okula gönderen aileler oradan villa satın alıyor. Bazılan da işyerlerini oraya taşıyor; doktorlar, avukatlar, araştırmacılar bilgisayardan istifade ederek çalışanlar o tarafa gidiyor. Demek ki şehirden kopmalar başladı. Biz de yeni bir merkez olarak Riva'yı düşünüyoruz. Şimdi Riva çok uzak gibi geliyor, ama orası da on yıl sonra Istanbul'un merkezlerinden biri olacatır."'158

1990'lı yıllar, toplumun bir kesiminin gelirinin daha çok artmasıyla "ben"in ön plana geçtiği, "keyif alma"nın öncelikler arasında yer aldığı, kendilerini "İstanbul'un asli sahipleri" olarak görenlerin "taşradan kopup gelen köylüler" ile birlikte bulunmak istemedikleri bir dönemdir. Bir çoğu öğrencilik yıllarında Amerika'da yaşamış, Amerikan yaşam tarzıyla haşır neşir olan ve "kara kalabalıklar"ın baskısı altında bunalan lstanbullu seçkinler çözümü sitelerdeki dairelerine ve sosyal kulüplerine sığınmakta buluyorlar.159 Bu siteler, Alkent Istanbul 2000 örneğinde olduğu gibi, Istanbul'un kalabalığından uzak olup "Hezarfen Havaalanı'na beş dakika uzaklıkta" ise size sadece işinizden çıkıp özel uçağınıza atlayıp bulutlar arasından süzülerek on on beş dakika sonra evinize ulaşmak, havuz başında şezlongunuza uzanıp buzlu içkinizi yudumlayıp eşiniz, çocuklarınız ve komşularınız ile birlikte stres atmak kalıyor... Sakin ve huzurlu bir ortamda, o çılgın kalabalıktan çok çok uzaklarda...

Yeni Bir Konut Modeli: Rezidanslar
Doksanlı yıllarda villa ve site yaşamıyla tanışan kentli elitlere hitap eden bir diğer konut tipi de rezidanslardır. Bu konutlarda yaşayanlara aynen birinci sınıf bir otelde olduğu gibi sekreterlik, yemek, ikram, daire içi temizlik ve çamaşır yıkama hizmetleri sunulmaktadır. Rezidansların hedef kitlesi zamanı kısıtlı, gelir düzeyleri yüksek serbest meslek sahipleri, üst düzey yöneticiler, yalnız yaşayanlar, İstanbul dışında yaşayan ama sık sık Istanbul'a gelip burada kalmak zorunda olan kişilerdir. Rezidanslan inşa eden şirketler potansiyel kiracı veya mal sahiplerini "günde 12 saatten fazla çalışan finansçı, borsacı, mimar ve inşaatçılar" veya ünlü işadamları ve sanatçılar olarak tarif etmekte.160 Istanbul'daki ilk örnekleri BJK Plaza, Akmerkez Residence, Topkapı Platan Residence, Polat Tower Residence ve Elit Residence'tır. Polat Tower'ın tanıtım kataloğunda yer alan şu satırlar bu konutların müstakbel sahiplerinin gerçekçi bir tasviridir:

"Aktif bir kişiliksiniz... Belki bir doktor, avukat ya da yönetici. Belki Istanbul'da yaşıyorsunuz ya da bir ayağınız daima Is-tanbul'da... Binbir zamanı aynı anda yaşayan bu heyecanlar kentinde yaşam çok hızlı akıyor, detaylara vaktiniz yok... Işi-nizin yanında hobileriniz de var; sanatla, sporla uğraşıyorsunuz... Golfe gitmek, resim dersi almak istiyorsunuz; İstanbul'da zaman yetmiyor."161

Yeni Bir Binyılın Eşiğinde Geleceğin City'leri
1999 yılmın sonunda yeni bir binyıla girmenin seçkin insanlarda uyandırdığı titreme ile kanşık heyecan ve gerilim duygusuna evlerde dostlarla birlikte yapılan "yirmi birinci yüzyılı Paris'te mi, Londra'da mı, New York'ta mı, yoksa Istanbul'da mı karşılayalım?" tartışmaları da eklendi. Böyle bir ortamda bu heyecan yüklü atmosferden toplu konut tasarımcıları da mahir bir şekilde istifade etmeyi bildiler. Marmara Denizi'nin kıyısında özellikle deniz tutkunları düşünülerek inşa edilmekte olan Marin City'yi tanıtan katalogda müstakbel ev sahiplerine, yeni bir binyılın eşiğinde oldukları hatırlatılarak "Ikinci Millenium'un eşiğinde denizin özlemini çeken Istanbul sakinlerinin önünde, yeni hayatın kapısı, Marin City ile açılıyor..." satırlarıyla hayatlarını değiştirmeleri teklif edilmekte.162

4. Levent'te inşası devam eden Metrocity Millenium'un tanıtım kataloğunda "geleceğin sitesi", geri planda mavimsi bir Istanbul ve Boğaz siluetinin yer aldığı panoramik bir görüntü içinde resmedildi. Bu manzara Parliament sigarası reklam filmlerinden aşina olduğumuz bir görüntüyü akıllara getiriyordu: gökdelenlerdeki ofislerin geç saatlere kadar yanan ışıkları ile aydınlanmış "Parliament mavisi" bir gecenin içinden dumanlı bir şekilde süzülen Manhattan silueti... Kentten kaçan "Istanbul tutkunları"nı geri gelmeye davet eden Metrocity Millenium projesi her saniyesi yeni bir "business deal" peşinde koşmakla dolu olan zaman fukarası genç işadamı ve yöneticiler düşünülerek tasarlandı. Projeyi tanıtan katalogda alıcı olarak, "Kent İnsanları... Şehrin kalp atışlarını duymak, hareketini solumak isteyen hayat aşıkları... Geceleri ışıkları içinde süzülüp, sabahın ilk ışığıyla İstanbul'un sesine uyanan şehir tiryakileri..." hedeflenmekte. Metrocity Millenium'u tanıtan fotoğraflarda yer alanlar ise ya paten yapan gençler, ya günde 12 saat çalıştıktan sonra dinlenmek için sitenin içindeki sağlık merkezinde spor yapan genç işadamları ve yöneticiler. Müstakbel site sakinlerinin eğitim ve kültür düzeyleri de göz önünde bulundurularak katalogda, Metrocity'nin Istanbullu seçkinlerin müzik tapınağı AKM Konser Salonu'na metro ile çok yakın olduğu da vurgulanmakta. Metrocity Millenium ünlü "I love New York" sloganma benzer bir şekilde "İstanbul'u seviyorum" mesajını iletmeyi de ihmal etmemekte:

"Şehri duymak... Nasıl nefes aldığını, çalıştığını, eğlendiğini. Sevmek... Gürültüsünü, kalabalığım, koşuşturmacasını, tiyatrolarını ve dedikodularını, sokaklarını ve sokak satıçılarını, trafiğini ve her renkten tüm seslerini. Kaçmak değil, O'na koşmak için sabırsızlanmak, uzak kaldıgımızda. Bu şehir Istanbul. O'nu seviyoruz, bağımlılık derecesinde bir tutkuyla..."163

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

136 - Thomas Hardy'nin 1874 yılında yazdığı kitabın adı (Özgün adı: Far From The Madding Crowd). Bu bölüm Temmuz 1999 tarihinde Birikim dergisinde yayınlanan ve aynı başlığı taşıyan makalenin geliştirilmiş şeklidir.

137 - Bu kitlenin varlığını teyit eden bir diger olgu son yıllardaki arazi geliştirme projeleridir. Yapı Kredi Bankası ve Koray İnşaat ortaklığı tarafından başlatılan "İstanbul İstanbul" projesinin hedef kitlesi 35-45 yaş arası orta ve üst düzey profesyonel yöneticilerdir. (Bkz. "Bir başka Istanbul", Hürriyet Çağdaş Mekanlar Konut ve Dekorasyon Gazetesi, 24 Ekim 2000, s. 6). Aynı şekilde Prof. İlhan Tekeli de hedef kitlenin yüksek gelirli gruplar, girişimciler ya da üst düzey özel sektör yöneticileri olduğunu belirtti. (Bkz. "Mekandan önce insan çağdaş olmalı", Hürriyet Çağdaş Mekanlar Konut ve Dekorasyon Gazetesi, 24 Ekim 2000, s. 11). Ata Konaklar'ın satış müdiresi de hitap ettiği kitleyı daha çok "profesyonel yöneticiler ve şirket sahipleri" olarak tanımladı. (Hayriye Mengüç, "Konutların kraliçesi", Yeni Binyıl, 23 Ağustos 2000).

138 "Düşünceden Gerçeğe Optimum bir Yaşam", City Club, Yaz 2000. (http://www.optimum-tr.com).

139 B.D. ile 15 Nisan 1999 tarihinde yapılan görüşme / "Istanbul Istanbul" projesini yürüten Yapı Kredi -Koray A.Ş. Genel Müdür yardımcısı Rina Büberoğlu'nun beyanı, "Packshot" programı, TV8, 19 Ağustos 2001.

140 Rıdvan Akar ve Jale Özgentürk, Bir Prensin Hikayesi, lletişim Yayınları, Istanbul, 1994, s. 100. Bahçeşehir'de imtiyazlı koşullarla konut alanların lıstesi aynı incelemenin 133-135. sayfalarında yer alıyor.

141 Maya Residences reklamı, Gurme, sayı 25, Nisan 1999. Vurgulama tarafımdan yapıldı

142 Gerçeğe Dönüşen Bir Rüya: Kemer Country, Kemer Yapı ve Turizm A.Ş., Istanbul, 1995,s. 13.

143 Hülya Bankoğlu Ekşigil, "Ishak Alaton: Mimarlık içimde uktedir", Vizyon, Mayıs 1990, s. 97-100

144 Gerçeğe Dönüşen Bir Rüya: Kemer Country, Kemer Yapı ve Turizm A.Ş., Istanbul, 1995, s. 16.

145 http://www.kemercountry.com (Mayıs 1999 bülteni)

146 Mekana hayat vermek,Kemer Yapı ve Turizm A.Ş., İstanbul (t.y)

147 İsmet Berkan, Birden Fark Ettim! Benim Bir de Hayatım Vardı, Su Yayınları, Istanbul, 2000, s. 73-74

148 Gerçeğe Dönüşen Bir Rüya: Kemer Country, Kemer Yapı ve Turizm A.Ş., 1995, s. 19-20. Vurgulama tarafımdan yapıldı.

149 Korkmaz Yiğıt'in sözleri "İstanbul'daki cennet!", Sabah İstanbul Avrupa yakası, 2Mart 1997.

150 B.D. ile 15 Nisan 1999 tarihinde yapılan görüşme.

151 "Güneri Erenköy Siteleri Purim bayramınızı kutlar mutlu bayramlar diler", Şalom, 2 Mart 1988 / "Insa Inşaat ve Ticaret Ltd. Şti. Purim bayramınızı eniçten dilekerimizle kutlar nice mutlu bayramlar dileriz", Şalom, 2 Mart 1988 / "Güneri Erenköy Siteleri Pesah bayramınızı en içten dileklerimizle kutlar esenlıkler dileriz", Şalom, 23 Mart 1988.

152 J.K. ile 15 Nisan 1999 tarihli görüşme.

153 "Optimum Konutları", Arredamento Mimarlık, Temmuz-Ağustos 2000. (http://www.optimum-tr.com web sitesinden alıntılandı). "Doğa içinde sadelik", Hürriyet Çağdaş Mekanlar Konut ve Dekorasyon Gazetesi, 24 Eylul 2000, s. 20.

154 Neşe Düzel, "Modern evler", Hürriyet, 27 Agustos 1988.

155 Alkent İstanbul 2000, Cen Ajans Grey, Istanbul, (t.y.).

156 "Alkent 2000'de Bill Gates modeli evler", Hürriyet, 11 Haziran 1999.

157 Rıfat Demir, "Akıllı evlerde hayat başlıyor", Milliyet Gayrimenkul, 23 Kasım 2001 / Mahmut Sancak, "İlk akıllı mahalle Türkiye'de", Sabah, 31 Ocak 2001.

158 Güventürk Görgülü, "On yıl sonra merkez: Riva", Atlas İstanbul 2000, Ocak 2000,5.100-101.

159 Nitekim Kemer Country'ye yerleşmeyi tercih eden 300 aile arasında yapılan bir araştırmaya göre tercih nedenleri arasında "iyi komşularla olmak" ikinci nedendi. (B.D. ile 15 Nisan 1999 tarihli görüşme).

160 Fehim Genç, "Residence'ta daire kapmaca", Milliyet Ekonomi, 
14 Ocak 2001 / Satfiye Yuva, "Finansçıların yuvası", Radikal, 14 Ocak 2001 / Satfiye Yuva, "Plazalı hayat tuttu", Radikal, 17 Haziran 2001.

161 Polat Tower Residence, Polat İnşaat San. Ve Tic. A.Ş., Istanbul, (t.y).

162 Marin City, Enelka Taahhüt İmalat ve Ticaret Ltd. Şti., Istanbul, (t.y.).

163 Metrocity Millenium, Yüksek Yapı Yatırım A.Ş., Istanbul, (t.y.).

 

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz