|
reklam |
|
|||||||||||||||||||
Çarpık yapılaşmanın ürünü sağlıksız, çirkin ve toplum geleceğini tehdit eden fiziki çevremizin oluşumunun temelinde, mesleğimizin uygulanmasındaki bozukluklar yatmaktadır. Mesleğimizin uygulanmasına ilişkin hukuksal alt yapının henüz eksiksiz olarak kurulmamış olması bunun temel nedenidir. Tüm uygar ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de, önce bu eksikliğin giderilmesi ve ondan sonra alınacak yeni önlemler ve yapılacak yeni düzenlemelerin, bu hukuki temele oturtulması zorunludur. Böylece kanımızca atılması gereken ilk adım, ülkemizde de Meslek Yasaları'nın çıkartılmasıdır. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için önce, gelişmiş ülkelerin bizimkilere temelden ters düşen bazı kavram ve değer yargılarını bizim de benimsememiz gerekiyor. Örneğin: - Onlarda Meslek sözcüğünden; Bizde buna ters olarak; Bizde buna ters olarak; Meslek erbabını mesleğe alan ve atan, halk yararına onu sorumlulukları ve yeterlilikleri açısından denetleyen, mesleğin gelişmesini, iyi tanınmasını sağlayan, üyelerinin öz çıkarı için dayanışmaya girmesi yasak olan, mesleki yargı ve meslek etiğine sahip bir yasal kurumsal yapı anlaşılırken Bizde buna ters olarak; Bu yanlış anlayışlarımızın sonucu olarak, mesleki hizmeti halk yararına kontrol edip, güvenceye alacak Meslek Yasalarına bu güne kadar bir gerek duyulmamış, dayanışma örgütü esasında kurulan meslek odaları da, meslek bağlamında yalnızca üyelerine sağlanan ayrıcalıkların, yetkilerin geliştirilip iyileştirilmesini amaçlamışlardır. Bu nedenlerle onlar gelişmiş ülkelerdeki Meslek Kurumlarının eşdeğerleri olmayıp bir kısmının yapılanmaları mevcut anayasamıza bile aykırıdır. Örneğin anayasamızın 135.maddesinde "belli bir mesleğe mensup olanlar" denirken, TMMOB yasası birçok değişik mesleklerin mensuplarını tek bir örgüt çatısında altında toplamaktadır. (Mimarlar, jeologlar, ziraatçılar, meteorolojistler, kimyagerler, yapı-mühendisleri vs.) Ülkemizde mesleğimizin uygulanmasına ilişkin yapılan yasal düzenlemeler, maalesef hep bu öze inilmeden ve yasal bir bütün oluşturmayacak şekilde ele alınmışlardır. Başarısız olmuşlardır. Kanımızca yeni yapılacak her türlü düzenlemelerden
önce ve ilk olarak yürürlüğe konacak Meslek Yasası ile bu temel eksiklik
giderilmeli ve böylece; Bu sağlanan hukuki alt yapı üzerinde her türlü inşaat faaliyetlerinin başlaması ile birlikte devreye girecek Yapı Sigortası zorunluluğu getirilmelidir. Böylece üretilecek mesleki hizmet Kamu, İşveren ve Sigorta Kurumuna karşı aynı zamanda sorumlu kılınmalıdır. Böylece mal sahibi ve kamu, hangi aşamasında olursa olsun yapı faaliyetlerinde kendi yararlarına aykırı olan her türlü hususun düzeltilmesinin temini ve tazmini konusunda, karşılarına sorumlu olarak meslek erbabı ve dolayısı ile Sigorta Kurumlarını (Meslek Sigortası ve Yapı Sigortası) alabilmelidir.Uygulamada zorunlu yapı sigortasının bireysel mesleki hizmetlerin Denetçi Mesleki Hizmet veren Kuruluşlarca denetlenmesini bizzat isteyeceği ve yaptıracağı için, sıkı bir denetim, kamu tarafından bu sigortanın aranması ile otomatik olarak sağlanmış olmaktadır. Dinamiğinde yasal sorumluluk ve sigorta kurumları olacak böyle bir düzenleme, bir yandan uygulamaların yasalara ve bilimsel kurallara uygun olarak yapılmasını, diğer yandan uluslararası düzlemde geçerli olan tüm standartların, bilgilerin ve yeni gelişmelerin gününde ülkemize aktarılması ile dolaylı olarak meslek eğitimi düzeyinin de yükselmesini sağlayacaktır.. |
|
Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]