reklam

Mansiyon 3
Proje
> ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü

Konsept vadinin kampüsün içine kadar sokulmasıdır. Yeşilin ve suyun kampüsün ortasına kadar kararlı bir şekilde yürümesine altyapı hazırlama çabasıdır. Yeşil kampüsün içine sokulurken üzerinde farklı dış mekanlar yaratmakta, daha sonra mimariyi oluşturmaktadır. ODTÜ meydanı doğaya lineer bir boşlukla açılmaktadır. Arkadaki yeşil peyzaj yüklü vadinin dik bir yeşil koridorla kesişmesi yapının omurgasını oluşturmaktadır. Bilim parkından gelen açılı bir yeşil ODTÜ meydanının içine kararlı çizgilerle, oradan da daha büyük yeşil doğaya bağlanmaktadır. Kütlenin farklı yüksekliklerde olması yöresel mimaride bir yapının diğeri üzerine gölge düşürmesi özelliğiyle bağdaştırılmıştır.

Projede sosyolojik bir boşluk yaratma, bu boşluğun etrafında iç mekanlar yaratma çabası vardır. Sosyolojik, fizyolojik hatta psikolojik beklentileri kendinden oluşturan ve bu beklentileri tüm mimari biçimleme ve kurguların önüne koyan bir anlayıştır. Öğrencilerin birbirleriyle iletişimi sağlamaya yönelik bu çaba öncelikle kütüphane ve bilgi işlem birimini taçlamaktadır. Yönetim konsepti öğrencilerden kopmuş değil, "öğrencilerle beraber, öğrenciler için" temeline oturtulmuştur. Oluşan bu sıcak atmosferde yönetim birimi psikolojik baskı yaratmayan bir pozisyonda yorumlanmıştır. Yönetim biçimsel olarak da kampüsün üzerinde bir baskı unsuru olarak ele alınmamış, diğer birimlerden nüans farklılığıyla ayrılmıştır. Böylece yönetim kurulu başkanının ya da yöneticilerin öğrencilerin karşısına bir baskı unsuru olarak öğrencilerin karşısına çıkma pozisyonu engellenmiş olacaktır. Onlar da sosyolojik yaşama sıcak, katılımcı, mütevazi bir duruş takınacaklardır.

"İçerik bir nesne ya da olayı meydana getiren unsur ve süreçlerin tümüdür. Biçim içeriğe bağlı olan bir yapı, ya da içeriğin düzenlenişi olarak tanımlanabilir. Her nesne, içerik ve biçimin ayrılmaz bir birliğidir." (Afanasiev, 1977)

Projede içeriği belirleyen unsurlar eğitim, kampüs yönetimi, kampüs-kent ilişkileri, Akdeniz coğrafyası ve mimarisi olmuş, biçim içeriğin devamında oluşmuştur. Akdeniz mimarlığını helen kentlerinin gelişimi çerçevesinde almak, olaya daha geniş açıdan bakmamızı sağlamıştır. Akdeniz mimarlığı biçimsel benzerlikte değil, kontextual (içeriksel) ve kentsel tasarım prensipleriyle yorumlanmıştır. Tasarımda Akdeniz mimarisine uygun pasif iklimlendirmeye, aynı zamanda çeşitli aktivitelere olanak sağlayan açılımlar yaratılmıştır. Yayanın kolay dolaşımını sağlayan gölgelikli mekanlar ve avlular çağdaş bir biçimde yorumlanmıştır. Adanın iklimsel karakteri tasarımda ve malzeme seçiminde dikkate alınmıştır. Yöresel değerler çağdaş bir tarzda yorumlanmış, masif-blok etkiden kaçınılmıştır. Proje aynı dil birliği içindeki birimlerin farklı işlevlerle ve iç dinamiklerle çözülmesi üzerine kurgulanmıştır. Biçimin bozulmadan üreyebilir olması tasarımın en önemli özelliklerinden biridir. Çok sıcak iklimsel veri üç boyutlu ve iki boyutlu elemanlarla, yönetim psikolojisinden uzak bir ortam yaratmıştır.

Yerel verilerin, özellikle iklimsel özelliklerin tasarımda kullanılması antik dönemlerden beri yapı ile uğraşanların akılcı yaklaşımlarının bir parçası olmuştur. Hippocrates, örneğin, yaşama mekanlarında doğuya yönelmeyi önermiş, güney yönünün de kabul edilebilir olduğunu vurgulamıştır. Vitrivius ise geniş caddelerin kentin havasının temizlenmesi için, rüzgara açılmasının; dar sokaklarda ise bir yaşam çevresi olarak kullanabilmesi için rüzgardan sakınılmasının önemine dikkat çekmiştir. Yunan kentlerinde olduğu gibi Eski Roma'daki sokaklarında da güneş ışınlarından korunmayı sağlayan duvarlar ve arkadlar yaratılarak binaların serin tutulması sağlanmıştır, ki bu ilke Akdeniz yöresindeki pek çok yerleşim için yayaları iklimsel elemanlardan koruyan ve kentsel mekanı zenginleştiren mükemmel bir çözüm olarak bir norm oluşturmuştur.

Kuzey Kıbrıs'taki geleneksel yerleşimler belirgin bir yoğunluğa sahip olup hem fiziksel, hem de işlevsel olarak bütünleşik bir özellik gösterir. Mekansal tanımlılık ve toplumsal anlam içeren sokak dokusu, geçmişteki kullanımlarıyla hem kent merkezinde, hem de konut bölgesinde kamusal mekanların yaşamın önemli bir parçası olduğunu gösterir. Yöresel Kıbrıs mimarisinde yüksek ısıdan kaynaklanan iklimsel güçlüğe karşı bir yöntem olarak evler birbirini öğle güneşinden korumak üzere çok yakın bir şekilde gruplandırılmıştır. Kent ölçeğinde olduğu gibi konutta da açık ve yarı-açık mekanlar arasında avlu, veranda, sundurma, ön bahçe ve yan bahçeyi kapsayan mekansal bir çeşitlilik söz konusu idi. Bu mekanların hepsi yeşile açılımı olan, yerel iklime mükemmel uyum gösteren ve ev halkı tarafından yoğun bir şekilde kullanılan mekanlardı. Avlu, meyve ağaçları, çiçekleri ve küçük sebze tarlalarıyla, konuttan doğaya doğrudan açılımın sağlandığı yerdi. Bu mekansal çeşitlilik ortamı mevsimlerin ve günün değişik zamanlarının algılanmasını sağlıyor ve insan etkileşimlerine zemin hazırlıyordu. Akdeniz yöresine ait bu yerleşim kriterleri için proje için önemli bir altyapı oluşturmuş, bu veriler gözetilerek tasarım yapılmıştır. Sürdürülebilirlik hedefine ulaşmada en önemli etmen, geleneksel kent ve mimaride bir tasarım felsefesi olan doğa ile ilişkinin, biçimsel benzetmelerin kolaylığına kaçmadan, yeniden kazanılması şeklinde olmuştur.

Yapı tek başına bir birim olmanın aksine, vadiye ve çevresindeki kullanımlara açık, çevresiyle bütünleşik bir konseptle ele alınmıştır. Tasarımda Akdeniz in iklimsel verileri öncelikli düşünülmüştür. "Rahatlık Bölgesi"nde bulunmayan kampüste birimlerin birbirine yakın çözülmesi, yapının diğer birimlerle de yakın ilişkiler kurmasını sağlamıştır. Master plandaki kampüs düzeni aynen korunmuş, ODTÜ meydanı vadiye açılan bir aks olarak yeniden yorumlanmıştır. Kampüse ve civarına hakim bir noktada "yönetim, bilgi ve teknoloji" üçlüsünün yer alması önemli bir potansiyel olarak değerlendirilmiş, hem vadiye hem de kampüse açık bir yapılanmaya gidilmiştir. Yapı meydanın bir parçası olarak yorumlanmış, vadiye açılımda bir toplantı noktası (node) olarak düşünülmüştür. Yapı estetik, mimari, townscape (kentsel görünüm değeri), landscape (doğal görünüm değeri), işlevsel değer, sosyal değerler açısından düşünülüp tasarlanmıştır. Tüm kampüs ve kent için yatayda bir simgesellik aranmıştır.

Makro ölçekten mikro ölçeğe geçişte kentsel bir araya gelme biçimleri (art of relationships) tasarımın temelini oluşturmuştur. Yapı hem gizliliği hem de şeffaflığı bir arada bulundurarak gerçek bir zıtlık (contrast) oluşturmaktadır (mekansal gizlilik, yönetimsel şeffaflık). Kampüsün tüm birimlerini toplayan meydandan gelen kesintisiz aks "sürekliliği" (continiuity) sağlamakta, bu süreklilik vadiye açılım sürprizini (surprise) beraberinde getirmektedir. Yapı ODTÜ meydanına düşen kişide bir merak (curiosity) duygusu uyandırmakta, insanları yavaş yavaş yapıya yönlendirmektedir. Yapıya yaklaştıkça vadiye açılan çerçeve (picture frame) vadiye dair ipuçları vermekte, bu da insanın merakını artırmaktadır. Yapının insanı doğanın içine düşüren yapısı insanda müthiş bir şaşırma (surprise) duygusu uyandırmaktadır. Kampüs ve vadi arasındaki seviye farklılığı (change of level) görsel zenginliğin yanısıra ınsanlara duygu çeşıtlılığı yaşatmaktadır. Vadiye düşen insan yeşil ve sonsuzlugun (infinity) getirdiği müthiş bir rahatlama ve dinlenme moduna geçmektedir.

Yapı içine bir boşluğu almakta, bu boşluk imgesel ODTÜ meydanı ile örtüşmekte, kafeteryaya, oradan da bilim parkına değin uzanmaktadır. Yaratılan boşluk farklı yüksekliklerdeki gölgelikleriyle Akdeniz yöresinin yoğun sıcağına bir önlem olarak tasarlanmıştır. Proje insanların tüm baskılardan kurtulduğu, yaşam sevinci üzerine kurulu bir ODTÜ meydanı üzerine kurgulanmıştır. ODTÜ meydanı bir promenad olarak yorumlanmış, öğrencilerin burada yeteneklerini sergileyebilecekleri sanatsal ifadelerin olduğu serbest bir toplanma alanı olarak tasarlanmıştır. Bu alanda güneşten koruyucu peyzaj öğeleri ve üç boyutlu gölgeliklerle bir platform oluşturulmuştur. Promenad yapıya ulaştığında karakterinden hiçbir kaybetmemekte, kampüsün omurgasından başlayan kararlılığı ile zaman zaman üstü örtülerek vadinin eteklerine kadar uzanmaktadır. Dik çizgilerle oluşturulan yapılar mimariden gelen üst örtü ile yoğun bir gölge yaratmakta, kütüphanenin vadi yüzünde oluşturulan su ögesi ile mikro klimaya yaratmaktadır. Promenadın amacı kampüsün yeşilini vadiye açma çabasıdır. Kampüsün her noktasından görülebilecek bu nitelikli meydan, yapının oluşumunu yönlendirmektedir. Diğer bir deyişle tasarım önce meydanın yaratılması, sonra yapıların tanımlanması olarak gerçekleşmiştir.

» Mansiyon 3'ün çizim ve fotoğrafları için tıklayın.

 

Proje

ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü

Personel arayanlar, iş arayanlar, ilan vermek isteyenler, artık Arkitera Kariyer sayfalarında buluşuyor.

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz