
Konsept vadinin kampüsün içine kadar sokulmasıdır. Yeşilin ve suyun
kampüsün ortasına kadar kararlı bir şekilde yürümesine altyapı hazırlama
çabasıdır. Yeşil kampüsün içine sokulurken üzerinde farklı dış
mekanlar yaratmakta, daha sonra mimariyi oluşturmaktadır. ODTÜ meydanı doğaya
lineer bir boşlukla açılmaktadır. Arkadaki yeşil peyzaj yüklü vadinin dik
bir yeşil koridorla kesişmesi yapının omurgasını oluşturmaktadır. Bilim
parkından gelen açılı bir yeşil ODTÜ meydanının içine kararlı çizgilerle,
oradan da daha büyük yeşil doğaya bağlanmaktadır. Kütlenin farklı yüksekliklerde
olması yöresel mimaride bir yapının diğeri üzerine gölge düşürmesi özelliğiyle
bağdaştırılmıştır.
Projede sosyolojik bir boşluk yaratma, bu boşluğun etrafında iç mekanlar
yaratma çabası vardır. Sosyolojik, fizyolojik hatta psikolojik beklentileri
kendinden oluşturan ve bu beklentileri tüm mimari biçimleme ve kurguların önüne
koyan bir anlayıştır. Öğrencilerin birbirleriyle iletişimi sağlamaya yönelik
bu çaba öncelikle kütüphane ve bilgi işlem birimini taçlamaktadır. Yönetim
konsepti öğrencilerden kopmuş değil, "öğrencilerle beraber, öğrenciler
için" temeline oturtulmuştur. Oluşan bu sıcak atmosferde yönetim
birimi psikolojik baskı yaratmayan bir pozisyonda yorumlanmıştır. Yönetim
biçimsel olarak da kampüsün üzerinde bir baskı unsuru olarak ele alınmamış,
diğer birimlerden nüans farklılığıyla ayrılmıştır. Böylece yönetim
kurulu başkanının ya da yöneticilerin öğrencilerin karşısına bir baskı
unsuru olarak öğrencilerin karşısına çıkma pozisyonu engellenmiş olacaktır.
Onlar da sosyolojik yaşama sıcak, katılımcı, mütevazi bir duruş takınacaklardır.
"İçerik bir nesne ya da olayı meydana getiren unsur ve süreçlerin
tümüdür. Biçim içeriğe bağlı olan bir yapı, ya da içeriğin düzenlenişi
olarak tanımlanabilir. Her nesne, içerik ve biçimin ayrılmaz bir birliğidir."
(Afanasiev, 1977)
Projede içeriği belirleyen unsurlar eğitim, kampüs yönetimi, kampüs-kent
ilişkileri, Akdeniz coğrafyası ve mimarisi olmuş, biçim içeriğin devamında
oluşmuştur. Akdeniz mimarlığını helen kentlerinin gelişimi çerçevesinde
almak, olaya daha geniş açıdan bakmamızı sağlamıştır. Akdeniz mimarlığı
biçimsel benzerlikte değil, kontextual (içeriksel) ve kentsel tasarım
prensipleriyle yorumlanmıştır. Tasarımda Akdeniz mimarisine uygun pasif
iklimlendirmeye, aynı zamanda çeşitli aktivitelere olanak sağlayan açılımlar
yaratılmıştır. Yayanın kolay dolaşımını sağlayan gölgelikli mekanlar
ve avlular çağdaş bir biçimde yorumlanmıştır. Adanın iklimsel karakteri
tasarımda ve malzeme seçiminde dikkate alınmıştır. Yöresel değerler çağdaş
bir tarzda yorumlanmış, masif-blok etkiden kaçınılmıştır. Proje aynı
dil birliği içindeki birimlerin farklı işlevlerle ve iç dinamiklerle çözülmesi
üzerine kurgulanmıştır. Biçimin bozulmadan üreyebilir olması tasarımın
en önemli özelliklerinden biridir. Çok sıcak iklimsel veri üç boyutlu ve
iki boyutlu elemanlarla, yönetim psikolojisinden uzak bir ortam yaratmıştır.
Yerel verilerin, özellikle iklimsel özelliklerin tasarımda kullanılması
antik dönemlerden beri yapı ile uğraşanların akılcı yaklaşımlarının
bir parçası olmuştur. Hippocrates, örneğin, yaşama mekanlarında doğuya yönelmeyi
önermiş, güney yönünün de kabul edilebilir olduğunu vurgulamıştır.
Vitrivius ise geniş caddelerin kentin havasının temizlenmesi için, rüzgara
açılmasının; dar sokaklarda ise bir yaşam çevresi olarak kullanabilmesi için
rüzgardan sakınılmasının önemine dikkat çekmiştir. Yunan kentlerinde
olduğu gibi Eski Roma'daki sokaklarında da güneş ışınlarından korunmayı
sağlayan duvarlar ve arkadlar yaratılarak binaların serin tutulması sağlanmıştır,
ki bu ilke Akdeniz yöresindeki pek çok yerleşim için yayaları iklimsel
elemanlardan koruyan ve kentsel mekanı zenginleştiren mükemmel bir çözüm
olarak bir norm oluşturmuştur.
Kuzey Kıbrıs'taki geleneksel yerleşimler belirgin bir yoğunluğa sahip
olup hem fiziksel, hem de işlevsel olarak bütünleşik bir özellik gösterir.
Mekansal tanımlılık ve toplumsal anlam içeren sokak dokusu, geçmişteki
kullanımlarıyla hem kent merkezinde, hem de konut bölgesinde kamusal mekanların
yaşamın önemli bir parçası olduğunu gösterir. Yöresel Kıbrıs
mimarisinde yüksek ısıdan kaynaklanan iklimsel güçlüğe karşı bir yöntem
olarak evler birbirini öğle güneşinden korumak üzere çok yakın bir şekilde
gruplandırılmıştır. Kent ölçeğinde olduğu gibi konutta da açık ve yarı-açık
mekanlar arasında avlu, veranda, sundurma, ön bahçe ve yan bahçeyi kapsayan
mekansal bir çeşitlilik söz konusu idi. Bu mekanların hepsi yeşile açılımı
olan, yerel iklime mükemmel uyum gösteren ve ev halkı tarafından yoğun bir
şekilde kullanılan mekanlardı. Avlu, meyve ağaçları, çiçekleri ve küçük
sebze tarlalarıyla, konuttan doğaya doğrudan açılımın sağlandığı
yerdi. Bu mekansal çeşitlilik ortamı mevsimlerin ve günün değişik
zamanlarının algılanmasını sağlıyor ve insan etkileşimlerine zemin hazırlıyordu.
Akdeniz yöresine ait bu yerleşim kriterleri için proje için önemli bir
altyapı oluşturmuş, bu veriler gözetilerek tasarım yapılmıştır. Sürdürülebilirlik
hedefine ulaşmada en önemli etmen, geleneksel kent ve mimaride bir tasarım
felsefesi olan doğa ile ilişkinin, biçimsel benzetmelerin kolaylığına kaçmadan,
yeniden kazanılması şeklinde olmuştur.
Yapı tek başına bir birim olmanın aksine, vadiye ve çevresindeki kullanımlara
açık, çevresiyle bütünleşik bir konseptle ele alınmıştır. Tasarımda
Akdeniz in iklimsel verileri öncelikli düşünülmüştür. "Rahatlık Bölgesi"nde
bulunmayan kampüste birimlerin birbirine yakın çözülmesi, yapının diğer
birimlerle de yakın ilişkiler kurmasını sağlamıştır. Master plandaki
kampüs düzeni aynen korunmuş, ODTÜ meydanı vadiye açılan bir aks olarak
yeniden yorumlanmıştır. Kampüse ve civarına hakim bir noktada "yönetim,
bilgi ve teknoloji" üçlüsünün yer alması önemli bir potansiyel
olarak değerlendirilmiş, hem vadiye hem de kampüse açık bir yapılanmaya
gidilmiştir. Yapı meydanın bir parçası olarak yorumlanmış, vadiye açılımda
bir toplantı noktası (node) olarak düşünülmüştür. Yapı estetik,
mimari, townscape (kentsel görünüm değeri), landscape (doğal görünüm değeri),
işlevsel değer, sosyal değerler açısından düşünülüp tasarlanmıştır.
Tüm kampüs ve kent için yatayda bir simgesellik aranmıştır.
Makro ölçekten mikro ölçeğe geçişte kentsel bir araya gelme biçimleri
(art of relationships) tasarımın temelini oluşturmuştur. Yapı hem gizliliği
hem de şeffaflığı bir arada bulundurarak gerçek bir zıtlık (contrast) oluşturmaktadır
(mekansal gizlilik, yönetimsel şeffaflık). Kampüsün tüm birimlerini
toplayan meydandan gelen kesintisiz aks "sürekliliği" (continiuity)
sağlamakta, bu süreklilik vadiye açılım sürprizini (surprise) beraberinde
getirmektedir. Yapı ODTÜ meydanına düşen kişide bir merak (curiosity)
duygusu uyandırmakta, insanları yavaş yavaş yapıya yönlendirmektedir. Yapıya
yaklaştıkça vadiye açılan çerçeve (picture frame) vadiye dair ipuçları
vermekte, bu da insanın merakını artırmaktadır. Yapının insanı doğanın
içine düşüren yapısı insanda müthiş bir şaşırma (surprise) duygusu
uyandırmaktadır. Kampüs ve vadi arasındaki seviye farklılığı (change of
level) görsel zenginliğin yanısıra ınsanlara duygu çeşıtlılığı yaşatmaktadır.
Vadiye düşen insan yeşil ve sonsuzlugun (infinity) getirdiği müthiş bir
rahatlama ve dinlenme moduna geçmektedir.
Yapı içine bir boşluğu almakta, bu boşluk imgesel ODTÜ meydanı ile örtüşmekte,
kafeteryaya, oradan da bilim parkına değin uzanmaktadır. Yaratılan boşluk
farklı yüksekliklerdeki gölgelikleriyle Akdeniz yöresinin yoğun sıcağına
bir önlem olarak tasarlanmıştır. Proje insanların tüm baskılardan
kurtulduğu, yaşam sevinci üzerine kurulu bir ODTÜ meydanı üzerine
kurgulanmıştır. ODTÜ meydanı bir promenad olarak yorumlanmış, öğrencilerin
burada yeteneklerini sergileyebilecekleri sanatsal ifadelerin olduğu serbest
bir toplanma alanı olarak tasarlanmıştır. Bu alanda güneşten koruyucu
peyzaj öğeleri ve üç boyutlu gölgeliklerle bir platform oluşturulmuştur.
Promenad yapıya ulaştığında karakterinden hiçbir kaybetmemekte, kampüsün
omurgasından başlayan kararlılığı ile zaman zaman üstü örtülerek
vadinin eteklerine kadar uzanmaktadır. Dik çizgilerle oluşturulan yapılar
mimariden gelen üst örtü ile yoğun bir gölge yaratmakta, kütüphanenin
vadi yüzünde oluşturulan su ögesi ile mikro klimaya yaratmaktadır. Promenadın
amacı kampüsün yeşilini vadiye açma çabasıdır. Kampüsün her noktasından
görülebilecek bu nitelikli meydan, yapının oluşumunu yönlendirmektedir. Diğer
bir deyişle tasarım önce meydanın yaratılması, sonra yapıların tanımlanması
olarak gerçekleşmiştir.
» Mansiyon 3'ün çizim ve fotoğrafları
için tıklayın.
|