reklam

Mercek Altında
Sanat

Vitra Seramik Sanat Atölyesi - 9 Ressamın Seramikle Buluşması

Eczacıbaşı Vitra Seramik atölyesinde seramikle tanışan 9 sanatçının çalışmaları 1-10 Eylül 2000 tarihleri arasında Bodrum Kalesinde sergilendi.

Nejat Eczacıbaşı tarafından kurulan Seramik Atölyesi 1957 tarihinden bugüne seramik sanatçılarının üretimlerine katkıda bulunuyor. Füreyya Koral, Alev Ebüzziya, Nasip İyem, Atilla Galatalı gibi ünlü sanatçıların da çalışmış olduğu atölyede son günlerde ayrı bir heyecan yaşanıyor. Seramik sanatına farklı bakış açıları kazandırmak amacıyla yola çıkılan projeye 9 ünlü ressam katıldı. Devrim Erbil, Ender Güzey, Maria Sezer, Yunus Tonkuş, Sadık Altınok, Aydın Ayan, Süleyman Saim Tekcan, Merih Akçam ve Hanefi Yeter’in biraraya geldiği sergide sanatçılar duygu ve düşüncelerini seramikle ifade ederken bu sanat dalının daha çok insana ulaşmasını sağladılar.

Bu projeye imza atanlar

 

Devrim Erbil: Ben seramiğin yüzeydeki oluşumuyla yetindim. Biçim-kütle ilişkilerine girmek istemedim doğrusu. Resimlerimde arayıp bulamadığım dokular seramikte somut olarak önümüzde canlanıyordu. Yanılsama ile ulaştığımız gerçek yerine dokunarak hissettiğimiz dokuları gerçekleştiriyordunuz.

Ender Güzey: Ateş, Toprak, Su ve Hava performanslarımın temel konuları.
Evrenin
dört ana unsurunun seramikte vücut bulması, çalışmalarıma heyecan verici bir boyut daha kattı.

Maria Sezer: Seramiğin deneye açık doğasını tanıma olanağı buldum.Bu sergi için yaşayan ya da ölü insanlar için yapılmış bina parçalarına benzeyen yapılar yaptım. Form olarak üzerinde organik malzemelerin fosillerine benzeyen baskılar bulunan sırsız tuğlayı kullandım. Bu tuğlalardan oluşan yapılar ağırlığından dolayı zaman içinde toprağa gömülerek ilk oluştukları zamanki malzemeye dönüşün görsel bir anlatımı. Pasif bir şekilde duvarların içinde uçuşan insan siluetleri sanki tekrar toprağa geri dönüyorlar. Burada toprak, bitki ve insan izleri birleşerek yaşam için temel bir plan oluşturuyorlar.

Yunus Tonkuş: Seramik, toprağın dokusuna ve kokusuna, yaşamın rengi ve form katıldığında sanata dönüştüğüne inanıyorum. 22 yıl sonra daha çok heykel kokan seramik yapmak bana büyük heyecan verdi.

Sadık Altınok: Seramiği çamur üzerine aktarılan bir resim gibi düşünerek çalışmak bana büyük heyecan verdi. Seramiğin plastik değeri, üç boyut kavramı, sıcaklığı, doğallığı, çok sıcak olup renge dönüşmesi, süprizlerle şok etkisi yaşatıyor.

Aydın Ayan: Serginin düzenleneceği Bodrum kalesini de düşünerek resimlerimde de var olan deniz kabuğu formlarından yola çıkarak üç boyutlu seramiğin sırlarını zorlayan seramik heykeller yapmayı daha yakın buldum kendime. Dört temel aşamada dört temel elementle yaşanan serüven tamamlanmış, ancak seramik sır olarak kalmıştı.

Süleyman Saim Tekcan: Seramiğin olanakları çerçevesinde endüstriyel ile sanatsal olanı bir bütün halinde sunan çalışmalar ürettim. Seramik, insanın sadece görsel duyularına değil, dokunma duyusuna da hitap eden bir sanat olduğu için anlamlı. Çamurla içiçe yaşadığınızda, bu duyguyu çok daha iyi kavrayabiliyorsunuz. Bu yüzden seramiğin, tüm duyuları harekete geçiren bir sanat olduğunu düşünüyorum. Seramik üzerine uyguladığım son çalışmalarıma “Atlar ve Hatlar Serisi” adını verdim.

Merih Akçam: Eserlerimde yaşamın dört ana elementini insan yaşamıyla birleştirdim. Bir dizi duvar panosundan oluşan çalışmalarımda camı da kullandım. Suyun pırıltısını camlarla vermeye çalıştım. Eserlerimdeki mekan ve mekanın renkleri, derinliği, ışığı ile doğaüstü görüntüler, yaşam sonrası hakkında bir düşünce kapısı açma amacını içeriyor. Bu kez düşüncelerimi seramikle dile getirmeye çalıştım ve bu bana büyük heyecan ve zevk verdi.

Hanefi Yeter: Seramiğin, fiziksel etkisiyle oluşan ateşin ve çamurun kardeşliği çok heyecan vericiydi. Seramiğin gücüyle ulaşılan formlar her zaman farklılık içeriyor. Çamura uygulana sır sır olarak kalıyor ve sürekli merak uyandırıyor.

 

Arşiv

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz