
17 Ocak-10 Şubat 2001 tarihleri arasında Milli Reasürans Sanat
Galerisi'nde
Bahçemin yanındaki arsayı dikenli tellerle çevirebilmek için çamımı,
defneni, mimozamızı kestiler.
Bahçemin ortasına koca bir ağacın gövdesini attılar. Kendime dikenli
tellein arasından göğe doğru bir yol yaptım.
İnsan ve doğa birleşti, kaybolduk.
Ne kadar kararsa da, yeryüzü tek cennetimiz.
Yerçekiminden ne kadar kurtulsak da, düşlerimiz bu dünyaya ait.
Suzy Hug-Levy

Arkadia mitolojide Tanrı Pan'ın ülkesi, etrafı dağlarla
çevrili bir vadi, doğa tanrısının yaşadığı insan eli
değmemiş, benzersiz güzellikte doğal, saf bir cennet.
Eski çağlarda insanlar, ölümün dünyasını ya da cehennemi
yer altında karanlıklar ülkesine yakıştırmışlar, yaşamı
ya da cenneti ise dünyanın bilinen bir coğrafyasında, doğanın
kucağında ve doğanın bir nimeti olarak düşünmüşler.
Eski insanlar cenneti yeryüzünün dışında bir yerlerde
aramamışlar. Doğanın onlara gerçek cenneti sunduğuna/sunabileceğine
inanmışlar. İnsanaoğlu doğayla giriştiği büyük rekabet
ve mücadele içinde doğanın gerçek cennetinden uzaklaşıp
sonsuz mutluluk arayışları için soyut bir cennet düşüncesine
yönelirken yeryüzünde kendi "gerçek" cennetini
kendi eliyle yaratmış.
Suzy Hug-Levy, Milli Reasürans Sanat Galerisi'nde Arkadia'dan
bu yana "yeryüzü cenneti" nin dramını, kurguladığı
cennet sahneleri ile yeniden anlamlandırıyor, sorguluyor.

Suzy Hug-Levy yaklaşık 20 yıldır farklı malzeme ve araçlar
kullanmasına rağmen onu sadece heykeltraş veya performans
sanatçısı diyemeyiz. Bu sergide de ön plana çıkan mekanı
kullanma tarzı bir sahneleme havası yaratıyor. Işığın
kullanılması ile masalsı cennet bahçeleri dört duvara yansıyan
gölgeleriyle daha da büyüleyici hale geliyor. Sergilenen
eserlerin arasında dolaşırken izleyicinin gölgesi de
sergilenen yapıtları değiştiriyor ve hareket getiriyor.
Kurşundan kuşlarının tüm ağırlığına karşın onları
tüylerle ve asılış biçimleriyle öyle hafifleştirmiş ki
onların öylece havada asılı kalmadıklarını, uçuştuğunu
hayal edebiliyoruz. Ağaçların tüm mekanı kaplaması, yer
yer asılması ve gölgeleriyle uzun bir zaman bellekten çıkmayacaktır.
Sergide yer alan pleksi kıvrılmış çubuklar da ultraviole
neon ışığı altında karanlıkta ışık saçan cennet
çiçekleri.
Video performansında da yine ışık yansımalarından
faydalanarak bize yeryüzündeki cenneti görmemizi sağlıyor.
Suzy Hug-Levy bizimle kendi cennetini paylaştığı için ona
teşekkür ediyoruz.
Suzy Hug-Levy hakkında
1987 yılından sonra grup sergilerine eserler vermeye başlayan
Suzy Hug-Levy ilk kişisel sergisini 1991 yılında Galeri
Baraz'da düzenledi, aynı yıl yurt dışında Washington
D.C.'de Peters International Art Galeri'de sergiye davet edildi.
1992'de "Fındıksuyu Çevre Düzenlemesi", 1993'de
Günümüz Sanatçıları başarı ödülünü aldı. Aynı yıl
Kilyos'da "Melek Kanatları" performansını gerçekleştirdi.
Sanatçı 1993-94-95 yıllarında Fransa'da Jeune Peinture
(Paris), Salon de Montrouge (Paris) sergilerine katıldı.
1996'da Budapeşte 4.Uluslararası Heykel Desenleri Bienali'ne
davet edildi. 1996'da ABD'de San Francisco Modern Sanatlar
Müzesi'nde düzenlenen "Çevre Tasarımları
Forumu"na katıldı ve 1997'de Milli Reasürans Sanat
Galerisi'nde "İçindeki" adlı performans ve yerleştirmelerini
gerçekleştirdi. Birleşik Arap Emirlikleri'nde düzenlenen
Sharjah Bienal'ine davet edildi ve başarı ödülünü aldı.
2000 yılında Sanat Kurumu tarafından heykel dalında yılın
sanatçısı ödülüne layık görüldü. Eylül 2001'de
Tokyo'da yapıtlarını sergileyecek. Sanatçının giysi
heykelleri, Global Art Center, Washington'da sergilenmektedir.
|