haymatLOS
Enstalasyon V Ergün Arda "Vuslat"
8 Şubat-28 Şubat 2001
Sözlük anlamıyla "Vuslat" sevgiliyle buluşma anlamındadır.
İki sevgilinin kavuşması anlamına gelse de, Leyla ile Mecnun gibi söylenceleri
olan aşkların kavuşamamalarından dolayıdır ki; "Vuslat" aşıklar
için bir ütopyadır. Bu gerçek dünya için böyledir, öte dünyada
kavuşmayı imler. Enstalasyondaki "Vuslat", daha çok tersine
kavuşmamayı ifade eder. "Vuslatın" burada sergilemek istediği
ilişkiler sürecinden ara bir kesit olabilir.
Bu yapıt önceden tasarlanmış, hazır bir düzenleme değildir. Sergi
teklifi geldiğinde güncelleşmiş, mekan ve mekanın içeriği dikkate
alınarak hazırlanmıştır. Bar-cafe mekanlarının içinde geçen
hikayelerin başında kadın-erkek ilişkileri yer alır. Kadın ile erkek
ilişkilerinin öne çıktığı ve cinsel kimliklerinin daha öne alındığı
birbirleri için potansiyel oluşturdukları "pazar"
yerleri gibidir. Buradan hareketle cinsel kimliği irdeleyen bir tema işlenmeğe
karar verilmiştir. Ancak form arayışına başlamadan önce, kadın-erkek
biçimselliği üzerinde durulmuş ve erkeğin kadından bağımsız gibi
görünen cinsel kimliğini sorgulayan bir çalışmanın ele alınması
gerekliliği düşünülmüştür.
Nedenine bakılısa erkek, cinsel kimliğiyle kendini öne çıkarır ve
kadın-erkek ilişkilerinde sonuca giden eylemi gerçekleştiren erkektir.
O; izleyen, takip eden, laf atan, sarkıntılık eden yani taciz ve tecavüz
edendir. O eylemcidir. Pasif değil, aktif bir yönü vardır. O mevcut gücü
ile iktidar(!) olmuş cinsel bir kimliğe sahiptir. Form olarak
erkek cinsel organı phallus seçilerek simgeye dönüştürülmüştür.
Phallus'un kilden bir modeli yapılarak kalıbı alınmış ve bu kalıplardan
800 adet seramik parça üretilmiştir. Formların seramik
malzemeden yapılmaları da, phallusun nazik ve kırılgan yanını çağrıştırır.
Adet olarak sayılarının çok olması, sosyal yapı içindeki genelin
algılanmasını sağlamaktadır. Kalıplardan çıkarıldıktan sonra,
form üzerindeki kalıp izleri yok edilmemiş; ortaya çıkan biçimle
"basma kalıp" düşüncesinin desteklenmesine izin
verilmiştir. Bu pişmiş toprak parçaları sabit aralıklarla ve
birbirlerini rahatsız etmeyecek şekilde, alçıpan malzeme üzerine yapıştırılarak
mekanın tavanına monte edilmiştir. Düzenlemenin
tavanda önerilmesinin amacı, güçlü olanın daima yukarıda olduğunu
işaret eder. O iktidardır ve tepeden bakan bir ifadeyle baskı oluşturmaktadır.
Çünkü; erkeğin sahip olduğu bu organ aynı zamanda kutsaldır, o
nedenle yukarıdadır. Tavrı her zaman olduğu gibi egemendir ve erkek
egemen toplum olgusuna göndermeler yapar.
Tavandaki düzenlemede objeler modüler sistem kurgusunda yerleştirilerek,
nizami biçim ile tek tip lik kaygısını hissettirir. Işık kullanılarak
her bir phallusun gölgeleri elde edilmiştir. Ortaya çıkan gölgeler
formların birebir ölçülerinden daha büyük düşmüş ve uyuyan ya da
normal haldeki phallusun gizlenen cinsel tehdit gücü gösterilmiştir.
Bu düzenlemede öne çıkan çelişkili bir durum vardır. O da phallus
kavramının iktidar oluşudur. Sanat objeleri yerleştirilmiş biçimiyle
egemen cinsin hakimiyetini, yukarıdan aşağıdakine baskı oluşturan
pozisyonu ve objenin gölgeleriyle mevcut gücünü fiziksel çağrışımlarla
hissettirmesi, var olan iktidarı bir daha kabul ettirir gibi görünse
de, phallus cinsel kimliğinden çıkarak, bir tehdit unsuruna dönüşmüştür.
Bu yapıtta, biçim göstergelerinden yola çıkılarak bakıldığında,
daha çok bir aldatmacanın ironisi sergilenmektedir.
21. yy. günümüz ilişkilerine baktığımızda durum tarihin bize taşıdığı
öykülerden
uzaklaşmış görünmektedir. Erkek cinsel kimliğini biraz daha yitirmiş
ve zaaflarıyla hareket eder noktaya gelmiştir, karşı cinsin önünde
zayıf düşmüştür. Burada karşı karşıya getirme söz konusu ya da
denkliği yakalama çabası yoktur. Erkek kendisine verilen misyonun
sorumluluğunu yerine getiremeyendir. İktidar olduğu anda hiçte iktidar
olamayan kitledir. Vitriniyle Modern, subjektif olan yanıyla Post Modern
görünümündedir.
Ergün Arda
Özgeçmiş
1967 İstanbul doğumludur. 1993 de M.S.Ü. Güzel Sanatlar Fakültesinin
Seramik Bölümünün Lisans programını tamamlamıştır. 1998 de M.Ü.
Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümünün Yüksek Lisans programını
tamamlayan sanatçı, 2000 yılında Çanakkale 18 Mart Üniversitesinde
Öğretim Görevlisi olarak çalışmakta ve sanatsal çalışmalarını
İstanbul'daki atölyesinde sürdürmektedir.
|
|