Haberler
Şubat 2002 

Alternatif mekânda varoluş

Akakçe'nin işleri galeri mekânının bütününe yayılan desen, görüntü ve seslerden yaratılmış farklı bir mekân kurgusuyla yeni, alternatif, ütopik bir mekâna sürüklüyor izleyiciyi.

Yaşamını New York'ta sürdüren çağdaş sanatçılarımızdan Haluk Akakçe, çıkışsızlığı ve kimlik yitimini ele aldığı 'Kan Basıncı' düzenlemesini Galerist'te, bireyin toplum ve mekânla ilişkisini konu alan 'Hiç' adlı düzenlemesini ise Platform Güncel Sanat Merkezi'nde sergiliyor.

'Hiç' , galeri mekânının bütününe yayılan duvar resmi ve mekân düzenlemesinin 'Hassas Denge' ve 'Ölü Doğa' adlı iki video çalışmasıyla bütünleşmesinden oluşuyor. 'Kan Basıncı' ise sanatçının daha önce de sergilediği bir başka yerleştirme. Akakçe'nin işleri galeri mekânının bütününe yayılan desen, görüntü ve seslerden yaratılmış farklı bir mekân kurgusuyla yeni, alternatif, ütopik bir mekân yaratıyor. Varolanın gerisindeki karmaşayı, farklı algılama düzeylerini ve yabancılaşmayı, yeni mekânın içinde varolarak, yaşayarak hissediyor izleyici.

Duvar resmi yapmaya 6. İstanbul Bienali ile başlayan sanatçı, imajlarla görüntüler arasında ilişki yaratırken tek bir yüzeyle sınırlı kalmak yerine yüzeylerin sağladığı, mekânın içine girebilme hissini ve imgeler arasında diyalog kurarak bir dil yaratabilme çabasına dönüştürmüş. Önce sadece duvarlar, sonra yer, tavan, daha sonra ses, üç boyutlu objeler, video...

Mekân içinde mekân
- Belirli bir mekânın içinde yeni bir mekân yaratmanın size ve izleyiciye dönük yüzü nasıl belirginleşiyor?

HALUK AKAKÇE - Önce mekânın içine girip çıkarak mekânı anlamaya ve tanımaya çalışıyorum, daha sonra kafamda olan fikirleri, görüntüleri oraya nasıl yerleştirebilirim, insanların mekân içinde hareketini görüntüleri kullanarak nasıl kontrol edebilirim, bu kontrol sayesinde nasıl belirli bir mesajı sunabilirim kaygılarıyla yola çıkarak araştırmalar halinde son olarak ne çıkacağını bilmeden çalışıyorum. İzleyici sadece işi görmeye mi gelecek, yoksa mekân, hayatının bir parçası olabilecek mi buna önem veriyorum. Mekânın, işi beklemesine izin vererek imgelerin yerini bulmasını istiyorum.

- İzleyicinin sorumluluğunu arttıran işler diyebilir miyiz?

AKAKÇE - Sadece bir iş ortaya çıkarmaktan öte, izleyicinin sanat yapıtıyla olan ilişkisini farklılaştırabilmek amacım. Yaşadığımız hayatın içindeki değişimler sanat yapıtıyla ilişkimize de yansımalı mı? Sanat eseri sadece bir obje olarak öne çıkmaktan ziyade başka bir algılama yöntemiyle algılanabilir mi? Bu tür yaklaşımlar bana ilginç geliyor.

Zamana karşı hakimiyet
- 'Hiç' bu anlamda izleyiciyi içine alan bir mekân düzenlemesi olarak dikkat çekiyor...

AKAKÇE - Yerleştirmenin parçası olan 'Ölü Doğa' da bir karakter koymadan kamerayı kullanarak izleyiciyi nasıl mekânın içindeki karakter yapabilirim düşüncesi iki yöntemle uygulanabilirdi bana göre. Biri kameranın kullanım yöntemiyle birlikte mekân içinde izleyiciye bir tanıma fırsatı vermek, diğeri de o mekâna bakan bir kamerayla izlenildiği hissini yaratarak iki yönden kendisini o işin içinde bulabilmesini sağlayabilmekti. İlk defa iki projeksiyonlu bir iş yapıyorum, o açıdan benim için de ilginç oldu.

- Müzik ve ses, mekânı oluşturmada ne kadar etkin bir rol üstleniyor?

AKAKÇE - Ses ya da müzik, görüntüleri bir araya getirebilmek ve devamlılık yaratabilmek için önemli bir faktör benim için. Şu ana kadar yapmış olduğum bütün çalışmalarda aynı müzisyenle çalıştım. Çalışma yöntemi olarak bir video üzerinde çalışırken beni etkileyen müzikleri, düşünceleri liste haline getiriyorum. Bu videolarda Eric Satie'nin 1910'larda yaptığı bir müzikten esinlenildi. Zamana karşı bir hâkimiyet kurmak, sessizliğin de bir yerinin olduğu bir ses düzeni kurmak düşünceleri yatıyor altında.

- 'Kan Basıncı' ve 'Hiç' bir devamlılığın oluşumları mı yoksa farklı arayışlarla ortaya çıkan işler mi?

AKAKÇE - İki proje arasındaki büyük fark, aslında her ne kadar ilgilendiğim kavramları beslediyse de farklı süreçlere ait olmaları. 'Hiç' 11 Eylül'den sonra, farklı ve şiddetli bir his kargaşasının ardından gelen bir sakinlik döneminde yaşananları algılamaya çalışırken oluştu. 'Kan Basıncı' ise kavramsal olarak yaşamdaki yerimiz ve şehir yaşamındaki karmaşık sorunlardan gündeme çıktı. Bir devamlılık söz konusu yine de, yaptığım işlerin birçoğunda varoluşçu bir arayış var. Son zamanlarda dünya her alanda bir arayış içinde. Disiplinler iç içe geçmeye başlıyor, insanların olanla, tanımla yetinmeme, yeni kavramlar ortaya çıkarma isteği var. Topluma, şehir yaşamına baktığınız zaman bu birleştirme, kaynaştırma bir arayışın sonucu olarak ortaya çıksa da aslında yaşamı daha da karmaşıklaştırıyor. 'Kan Basıncı'ndaki karakter her geçen saniye, çıktığımız yolun hiçbir yere ulaşmadığını anlatmaya çalışıyor. 'Hiç' ise çağdaş yaşamda mekânın yitimiyle ilintili.

(Galerist'teki sergi 20 Şubat'a, Platform'daki sergi 23 Şubat'a dek görülebilir. Tel: 0 212 293 23 61)
Cumhuriyet

Arşiv

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz