Alternatif mekânda varoluş
Akakçe'nin işleri galeri mekânının bütününe yayılan desen, görüntü
ve seslerden yaratılmış farklı bir mekân kurgusuyla yeni, alternatif, ütopik
bir mekâna sürüklüyor izleyiciyi.
Yaşamını New York'ta sürdüren çağdaş sanatçılarımızdan Haluk Akakçe,
çıkışsızlığı ve kimlik yitimini ele aldığı 'Kan Basıncı' düzenlemesini
Galerist'te, bireyin toplum ve mekânla ilişkisini konu alan 'Hiç' adlı düzenlemesini
ise Platform Güncel Sanat Merkezi'nde sergiliyor.
'Hiç' , galeri mekânının bütününe yayılan duvar resmi ve mekân düzenlemesinin
'Hassas Denge' ve 'Ölü Doğa' adlı iki video çalışmasıyla bütünleşmesinden
oluşuyor. 'Kan Basıncı' ise sanatçının daha önce de sergilediği bir başka
yerleştirme. Akakçe'nin işleri galeri mekânının bütününe yayılan
desen, görüntü ve seslerden yaratılmış farklı bir mekân kurgusuyla yeni,
alternatif, ütopik bir mekân yaratıyor. Varolanın gerisindeki karmaşayı,
farklı algılama düzeylerini ve yabancılaşmayı, yeni mekânın içinde
varolarak, yaşayarak hissediyor izleyici.
Duvar resmi yapmaya 6. İstanbul Bienali ile başlayan sanatçı, imajlarla görüntüler
arasında ilişki yaratırken tek bir yüzeyle sınırlı kalmak yerine yüzeylerin
sağladığı, mekânın içine girebilme hissini ve imgeler arasında diyalog
kurarak bir dil yaratabilme çabasına dönüştürmüş. Önce sadece duvarlar,
sonra yer, tavan, daha sonra ses, üç boyutlu objeler, video...
Mekân içinde mekân
- Belirli bir mekânın içinde yeni bir mekân yaratmanın size ve izleyiciye dönük
yüzü nasıl belirginleşiyor?
HALUK AKAKÇE - Önce mekânın içine girip çıkarak mekânı anlamaya ve
tanımaya çalışıyorum, daha sonra kafamda olan fikirleri, görüntüleri
oraya nasıl yerleştirebilirim, insanların mekân içinde hareketini görüntüleri
kullanarak nasıl kontrol edebilirim, bu kontrol sayesinde nasıl belirli bir
mesajı sunabilirim kaygılarıyla yola çıkarak araştırmalar halinde son
olarak ne çıkacağını bilmeden çalışıyorum. İzleyici sadece işi görmeye
mi gelecek, yoksa mekân, hayatının bir parçası olabilecek mi buna önem
veriyorum. Mekânın, işi beklemesine izin vererek imgelerin yerini bulmasını
istiyorum.
- İzleyicinin sorumluluğunu arttıran işler diyebilir miyiz?
AKAKÇE - Sadece bir iş ortaya çıkarmaktan öte, izleyicinin sanat yapıtıyla
olan ilişkisini farklılaştırabilmek amacım. Yaşadığımız hayatın içindeki
değişimler sanat yapıtıyla ilişkimize de yansımalı mı? Sanat eseri
sadece bir obje olarak öne çıkmaktan ziyade başka bir algılama yöntemiyle
algılanabilir mi? Bu tür yaklaşımlar bana ilginç geliyor.
Zamana karşı hakimiyet
- 'Hiç' bu anlamda izleyiciyi içine alan bir mekân düzenlemesi olarak dikkat
çekiyor...
AKAKÇE - Yerleştirmenin parçası olan 'Ölü Doğa' da bir karakter
koymadan kamerayı kullanarak izleyiciyi nasıl mekânın içindeki karakter
yapabilirim düşüncesi iki yöntemle uygulanabilirdi bana göre. Biri kameranın
kullanım yöntemiyle birlikte mekân içinde izleyiciye bir tanıma fırsatı
vermek, diğeri de o mekâna bakan bir kamerayla izlenildiği hissini yaratarak
iki yönden kendisini o işin içinde bulabilmesini sağlayabilmekti. İlk defa
iki projeksiyonlu bir iş yapıyorum, o açıdan benim için de ilginç oldu.
- Müzik ve ses, mekânı oluşturmada ne kadar etkin bir rol üstleniyor?
AKAKÇE - Ses ya da müzik, görüntüleri bir araya getirebilmek ve devamlılık
yaratabilmek için önemli bir faktör benim için. Şu ana kadar yapmış olduğum
bütün çalışmalarda aynı müzisyenle çalıştım. Çalışma yöntemi
olarak bir video üzerinde çalışırken beni etkileyen müzikleri, düşünceleri
liste haline getiriyorum. Bu videolarda Eric Satie'nin 1910'larda yaptığı bir
müzikten esinlenildi. Zamana karşı bir hâkimiyet kurmak, sessizliğin de bir
yerinin olduğu bir ses düzeni kurmak düşünceleri yatıyor altında.
- 'Kan Basıncı' ve 'Hiç' bir devamlılığın oluşumları mı yoksa farklı
arayışlarla ortaya çıkan işler mi?
AKAKÇE - İki proje arasındaki büyük fark, aslında her ne kadar
ilgilendiğim kavramları beslediyse de farklı süreçlere ait olmaları. 'Hiç'
11 Eylül'den sonra, farklı ve şiddetli bir his kargaşasının ardından
gelen bir sakinlik döneminde yaşananları algılamaya çalışırken oluştu.
'Kan Basıncı' ise kavramsal olarak yaşamdaki yerimiz ve şehir yaşamındaki
karmaşık sorunlardan gündeme çıktı. Bir devamlılık söz konusu yine de,
yaptığım işlerin birçoğunda varoluşçu bir arayış var. Son zamanlarda dünya
her alanda bir arayış içinde. Disiplinler iç içe geçmeye başlıyor,
insanların olanla, tanımla yetinmeme, yeni kavramlar ortaya çıkarma isteği
var. Topluma, şehir yaşamına baktığınız zaman bu birleştirme, kaynaştırma
bir arayışın sonucu olarak ortaya çıksa da aslında yaşamı daha da karmaşıklaştırıyor.
'Kan Basıncı'ndaki karakter her geçen saniye, çıktığımız yolun hiçbir
yere ulaşmadığını anlatmaya çalışıyor. 'Hiç' ise çağdaş yaşamda
mekânın yitimiyle ilintili.
(Galerist'teki sergi 20 Şubat'a, Platform'daki sergi 23 Şubat'a dek görülebilir.
Tel: 0 212 293 23 61)
Cumhuriyet
|