Haberler
Şubat 2002 

Kitabı geldi, sergiden ses yok

Sanat eleştirmenlerinin "Yüzyılın en önemli sergilerinden biri" olarak kabul ettiği Troya’nın, Türkiye’ye sadece kitabı geldi.

Türkiye’nin zamanında yeterince sahip çıkamadığı tarihi eserleri dünyanın dört bir yanından toplayıp sergiler açmak yine Avrupalılara düştü. Avrupalı koleksiyonerlerden, çeşitli müzelerden ve Türkiye’deki 13 müzeden toplanan Troya eserleri sergisi, TC. Kültür Bakanlığı’nın da desteğiyle "Troya" adıyla Almanya’nın Stuttgart kentinde açılmıştı. Türkiye, "Troya" sergisinin kendisini olmasa da, şimdilik serginin kitabını ülkemize getirmeyi başardı.
Sanat eleştirmenlerince yüzyılın en önemli sergilerinden biri olarak kabul edilen "Troya"da yer alan eserlerin tanıtıldığı "Troia Düş ve Gerçek" adlı kitap, Türkiye’de sanatseverlerle buluşuyor. Şu ana dek Stuttgart, Braunschweig ve Bonn kentlerini gezen serginin kitabı, Homer Yayınevi’nce Türkçeye kazandırıldı.
Her yıl çok sayıda ülkeden 90’a yakın arkeolog Anadolu’da Çanakkale Boğazı’nın doğu kıyısında yer alan Troya’daki kazıları sürdürüyor. Sanat çevreleri ise Troya’da modern bir müze kurulmasının ve eserlerin Türkiye’de de sergilenebilmesinin gereğine dikkat çekiyorlar. Türkiye’deki müzelerde yer alan eserleri bir yıllığına Almanya’ya göndererek sergiye destek veren TC. Kültür Bakanlığı ise serginin Türkiye’ye gelmesi konusunda şu ana dek herhangi bir talepte bulunmadı.

2 milyondan fazla ziyaretçi
14 ülkeden 86 müze ve çok sayıda özel koleksiyonere ait, Troya’ya ilişkin eserlerle açılan sergi, 2 milyondan fazla kişi tarafından ziyaret edildi.
Troya Kazısı sponsoru Mercedes-Benz Türk A.Ş’nin desteğiyle yayımlanan kitabın Almanca baskısı da 9 aylık bir sürede 70 bin gibi önemli bir satış rakamını yakaladı. Kitap Türkiye’de bin adet basıldı.
Dr. Selma Bulgurlu Gün’ün çevirdiği "Troia Düş ve Gerçeköte arkeoloji, tarih, mitoloji, sanat, kültür, edebiyat ve coğrafya konulu makaleler yer alıyor. Ayrıca, Troya-Hitit ilişkileri; Büyük İskender’den Fatih Sultan Mehmet’e kadar büyük imparatorların Troya’ya karşı özel ilgileri; Ortaçağ Avrupa’sının soylularının ve tüm Avrupa kentlerinin kökenlerini Troya’dan kaçanlara dayandırması gibi pek çok konu da kitapta ele alınıyor. 512 sayfalık kitap 5 bölüm, 54 makale, 509 fotoğraf ve çizimden oluşuyor.

Homeros’un Troya’sı
İliada" ve "Oddysseia" destanları Batı kültürünün yazılı olarak aktarılmış ilk şiirleri. Bu destanların yaratıcısı Homeros’un "İlyada"sındaki olaylar İlios, İlion ve Troya mevkiinde geçer. Bu destan Heirich Schliemann’dan Manfred Korfmann’a kadar milyonlarca bilim adamını 130 yıl boyunca Çanakkale Boğazı"ndaki höyüklere taşıdı. Peki ya tüm bunlar Homeros’un bir uydurmasıysa! Homeros bir tarihçi değil, bir ozandı. Kitap bu şüphe üzerinde de duruyor ve Homeros’un Troyası ile Troya bölgesi arasındaki ilişkiyi inceliyor. Uzun süre kafaları meşgul eden bu kuşkuyu Joachim Latacz şöyle yazıyor:
"Kazdıkları bu yer gerçekten de MÖ 8. yüzyılda yaşamış bir Yunan ozanının ‘İliada’ adlı manzum eserinde, Küçük Asya’nın kuzeybatı köşesinde diye tarif ettiği ve adına ‘İlios’ ile ‘Troya’ dediği yerle özdeş miydi? Acaba Homeros höyüklerle dolu ovanın başka bir yerini mi kastetmişti? Veya daha da kötüsü, yoksa Homeros, bir kesme taş bloğunun üstünde otururken iddialı duvar kalıtılarından ilham alarak ‘İlios’ ve ‘Troya’ adlarını kendi kendine mi uydurmuştu?"
Ve bir başka uzman Donald F. Easton da bu konuya şöyle dikkat çekiyor: "Bu yerin Troya olduğundan emin olmadığımız sürece, arkeoloji bilimi Troya Savaşı’nı kanıtlayamayacaktır."
Kitap, Troya kazılarında kaydedilen aaşamaları, ilginç sonuçları, bulguları, Büyük İskender’den Fatih Sultan Mehmet’e kadar büyük imparatorların Troya’ya ilgisini, pek çok ilginç konuyu da tartışıyor, gündeme taşıyor.

Şimdi sıra Troya sergisinde
Sanat eleştirmeni Hasan Bülent Kahraman, Troya sergisinin Türkiye’ye getirilmesinin gerekliğine dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Troya Hazinesi bizim irademiz dışında yurtdışına çıkarılmıştır. Benim de görevli olduğum sırada Kültür Bakanlığı bu hazinenin iadesi için girişimlerde bulundu. Bunlardan yeterli sonuçlar elde edemedi. Tüm arkeolojik birikimlerin yerlerinde bulunmasının onların algılanmasına önemli katkılarda bulunacağı kanısındayım. Bu nedenle sergi Türkiye’ye getirilmeli. Troya, Anadolu’nun tarih öncesidir ve doğrudan doğruya Türkiye’de Anadolu’da oluşan kültürü etkilemiştir. Çeşitli dönemlerde Troya’da oluşan olaylar bizim kültürümüzde canlandırılmak da istenmiştir. Bu nedenle buna sahip çıkmak herkesten önce bizim görevimizdir."
Milliyet

Arşiv

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz